Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazını kıldığı Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi çıkışında basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Erdoğan, Rize’deki sel felaketinde şu an itibarıyla 2 kaybın dışında 6 vefatın olduğunu bildirdi.
KKTC’ye yapacağı ziyarete ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, 19 Temmuz Pazartesi günü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne seyahat edeceklerini, geniş bir heyetle bu seyahati gerçekleştireceklerini ifade etti.
Erdoğan, birinci gün Kuzey Kıbrıs Parlamentosunda milletvekillerine hitapları olacağını aktararak, “Bunun yanında yine Kuzey Kıbrıs’a müjdesini orada parlamentoda vermek istiyoruz, şimdi verirsem yanlış olur, güzel bir adımımız var, ön çalışmalarını bitirdik. Salı günü de yine Kuzey Kıbrıs’ta malum her yıl yaptığımız törenlerimiz var. Törenlerimizi de orada geniş bir heyetle yapmak suretiyle salı akşamı tekrar yurda döneceğiz. Temennim odur ki bu yılki merasimlerimizle en güzel şekilde, gerek Ada’ya gerekse tüm dünyaya dünya barışının tesisi için mesajlarımız olacak.” diye konuştu.
Seyahat kapsamında Cumhurbaşkanları arasında ikili görüşme yapılacağını da belirten Erdoğan, heyetler arasında da görüşmelerin gerçekleştireceğini, böylece de bu seyahati verimli hale getireceklerini söyledi.
– “Şu an itibarıyla 2 kaybın dışında, 6 vefatımız var”
Bir gazetecinin, “Rize’de ve sonrasında Almanya’da sel felaketi yaşanıyor. Almanya’da çok sayıda vatandaşımız yaşıyor. Bir bilgi var mı ? Sayın Merkel ile yardımlaşma konusunda bir görüşmeniz oldu mu?” şeklindeki soruya Erdoğan, şu yanıtı verdi:
“O konuda Almanya’dan böyle bir talep söz konusu değil. Ama felaketin boyutunun Almanya’da çok çok büyük olduğu aldığımız bilgiler ışığında. Maalesef Rize’deki sel felaketinde de kendi ilçem de dahil olmak üzere şu an itibarıyla 2 kaybın dışında, 6 vefatımız var. Üç bakanımız orada. Gerek Süleyman Bey, gerek Murat Kurum Bey, gerekse Adil Bey oradalar, sürekli kendileriyle irtibat halindeyim. Valimiz Kemal Bey ile irtibat halindeyim. Yoğun bir şekilde AFAD’ımızın çalışması var. Tüm iş makinalarıyla oradaki çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Ölenlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Rabb’im bu tür felaketlerden bizleri muhafaza buyursun diyorum.”
Doğu Karadeniz’in her zaman bu tür felaketlerle karşı karşıya olduğunu dile getiren Erdoğan, “Çünkü bol yağmur alan bir ilimiz. Bundan da biliyorsunuz saatte 202 metreküp orada yağmur aldı. Bununla karşı karşıya kaldı. Tabii çay bitkisi aynı zamanda gübreleme tekniği sebebiyle de aldığı o yağmurla gübrenin, yani azotun özellikle bir balçığa dönüştüğü bir bitki. Tabii bu balçığa dönüşmesi de dikey bir kök olmadığı için, yatay olduğu için onlar hep birlikte aşağı doğru iniyor. Ağaçlama çay arasında yok. Eskiden dikey köklü ağaçlarımız var. Şimdi o ağaçlar artık kalmadı. Çünkü o ağaçlar söküldü. Onların yerine çaylıklar yapıldı. Şu an itibarıyla da bütün bu çaylıkların kendi dayılarımın evlerinin altındaki yerler de dahil olmak üzere onlar da kaydılar. Ciddi manada onlarda da zararlar söz konusu. Tabii temennimiz cana bir şey gelmesin.” ifadelerini kullandı.
Hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına sabır dileyen Erdoğan, bütün imkanlarla ne gerekiyorsa yerine getireceklerini söyledi.
– “15 Temmuz Demokrasi Müzesi dijital içerikli bir müze oldu”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz’un 5. yılındaki etkinliklere ilişkin bir soru üzerine, şunları kaydetti:
“Dün Şafak Vakti filmi vizyona girdi. Ulusal, uluslararası yüzlerce canlı yayın bu vesileyle gerçekleştirildi. 00.13’te 90 bin camimizde Diyanet İşleri Başkanımız selalar okuttu ve 15 Temmuz itibarıyla toplamda 3 bin 876 proje ulusal, uluslararası gerçekleştirildi. Çeşitli yürüyüşler, sergiler, anma toplantıları gerçekleştirildi. Bütün bunlardan öte Külliyemizin tam karşısında bir 15 Temmuz Demokrasi Müzesi açılışını yaptık. Gerçekten dijital içerikli bir müze oldu. Herhalde şu anda Türkiye’mizde bir ilk bu müze. Dün onu da Devlet Bey’le birlikte geniş bir toplulukla ziyaret ettik, gezdik. İnanıyorum ki sadece ulusal değil, uluslararası bazda da bu müzemiz dünyaya çok güzel mesajlar verecek. İçeriği itibarıyla insanı duygulandıran, yeri geldiğinde de gözyaşlarına hakim olamadığımız bir müze oldu. Eseri hazırlayan arkadaşlarımdan Allah razı olsun. Emeği geçenleri tekrar tebrik ediyorum, kutluyorum.”