Erdoğan Rusya ile yakınlaşırken Batı ile uzaklaşacak

erdoğan putin

ABD’nin en etkili siyaset dergilerinden olan Foreign Policy, AK Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni dönemi hakkında tahminlerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tekrar Cumhurbaşkanı seçilmesi sonrası Batı devletlerinde endişeli bir bekleyiş başladı. Özellikle Türkiye’nin dış politikada nasıl bir çizgi çizeceği merak konusu oldu. Oda TV’de yer alan habere göre; ABD’nin devletinin yayın organı Foreign Policy, Batı dünyasına hitaben “Erdoğan’ın yeni döneminde bizi neler bekliyor?” başlıklı bir yazı yayınladı.

Foreign Policy analizinin satırbaşları şu şekildeydi:

“RUSYA İLE YOLA DEVAM”

“Türkiye, hem dünyadaki ağırlığını artırmak hem de Batı dünyasında nüfuzunu güçlendirmek istiyor. Özellikle NATO ve AB içindeki etkinliğini kuvvetlendirmeye niyetli. Ancak Türkiye dünya siyasetinde daha etkin bir konuma gelirken bunu ABD ekseninde ve ABD’nin çıkarlarına göre değil, kendi çıkarlarına göre yapmak istiyor.

Bu hedeflerini gerçekleştirmek için ise atacağı ilk adım, Rusya ile halihazırda mevcut olan kuvvetli bağlarını daha da geliştirmek olacak. Erdoğan’ın Batı’ya verdiği mesaj şu: Ankara, Rusya’yı Ukrayna meselesinde dizginleyebilen tek devlet. Gerek Bayraktar SİHA satışları, gerek tahıl anlaşması ile bu konuda ciddi adımlar attı.”

“BALKANLARDA TÜRK ETKİSİ”

“Erdoğan öte yandan Sırbistan ve Kosova geriliminde de önemli bir rol oynamak istediğini gösterdi. Bölgedeki istikrarın gelişmesi için gerekli adımları atan Erdoğan, Avrupa Birliği’ni etkilemek için ayrıca kaçak göç geçişlerini engellemeye devam edecek.”

” AVRUPA’DAN İSTEKLER”

“Erdoğan’ın AB için yaptıklarının karşılığı olarak isteyeceği şeyler başlıca şunlar olacak: Artık Türkiye’nin ‘demokratik olmadığı’ yönündeki ithamlara son verilmesi, Avrupa piyasalarına Türk sermayesinin girişi ve Schengen bölgesine Türk vatandaşlarının vizesiz seyahat etmesi.

Eğer Erdoğan’ın çok uğraşacağını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Avrupa halihazırda Erdoğan’ın tekrar seçilmesinden dolayı memnun. Avrupa Birliği, salyalarını akıtarak seçim zaferini tebrik etmek için sıraya girdi. Tabii bunların tek sebebi Türklerin Avrupa’ya kaçak göçmen geçişini engellemesi.”

“WASHINGTON HALA AYNI”

“Öte yandan ABD’nin Türkiye’ye yönelik tavrında bir değişiklik olmayacak. Joe Biden yönetimi, Ankara ile sıkı ilişkileri sürdürmeye niyetli. Türkiye, eskiyen hava kuvvetlerini yeni F-16 savaş uçakları satın alarak modernize etmek istiyor ama attığı adımlar burada son buluyor.

Türkiye, ABD ile yeni adımlar atmaya yanaşmıyor. Washington ile eskisi gibi sıkı fıkı ilişki kurmak istemiyorlar.

Joe Biden ise Erdoğan’ı memnun etmeyi şu iki sebepten dolayı istiyor: İsveç’in NATO üyeliğinin kabul edilmesi ve ayrıca Türkiye’nin tamamen Rusya tarafına geçmemesi. Türkiye öyle ya da böyle yeni savaş uçakları alacak; bu satın alım, Batı’dan olabilir.”

“GÖZLER NATO ZİRVESİNDE”

“Bütün gözler Temmuz’da Litvanya Vilnius’ta yapılacak NATO liderler zirvesinde. Erdoğan’ın İsveç’in üyeliğini kabul etmesi temenni ediliyor. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Erdoğan’ın yemin törenine katılarak bu konuyu görüştü. Ancak Erdoğan’ın bu üyeliğe onay vereceği kesin değil. Süreç uzatılabilir.

Örneğin Türk makamları daha geçen hafta İsveç’teki terör örgütü PKK flamalarının kullanıldığı bir gösteriye müdahale edilmesini talep etti.

Fakat Türkiye’nin F-16 satın almak için İsveç’in üyeliğine onay vermesi bekleniyor. Bu sayede Washington da F-16 satışına onay verecektir.” “Hem NATO hem ABD kendi çıkarını korumak istiyor ama her halükarda kazanan Erdoğan oluyor. Batı ile ilişkilerde şartları Erdoğan belirliyor. Eskiye dönüş istemiyor, şimdiki gücünü korumayı hedefliyor. Erdoğan bunun için bölgesel nüfuzunu kullanmaya ve kuvvetlendirmeye devam edecek.”

“BÖLGEYLE İLİŞKİLERİ BELİRLEYİCİ OLACAK”

“Erdoğan’ın bölgesel nüfuzunda en büyük etmen, diğer devletlerle ilişkileri olacak. Özellikle BAE, İsrail, Mısır ve Suudi Arabistan ile normalleşme adımları bu sebeple atıldı. Suriye’deki askeri varlığını da bitirmesi bir etmen olacak.

Türk ekonomisini düzeltmek için bölgedeki devletlerle ilişkilerini düzeltmesi ve para akışını sağlaması mecburi.”