Erdoğan: “SADAT’ın yöneticileri ile hiçbir alakam yok !”

erdoğan ntv

SADAT‘la ‘hiçbir ilişkisinin olmadığını söyleyen’ Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu‘na yüklendi. Cumhurbaşkanı, SADAT’ı ‘sömürge İslam ülkeleri ile ilgili çalışmalar’ yapan ‘şirket’ olarak tanımladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çıkışıyla başlayan SADAT tartışmasına değinen Erdoğan “SADAT’ın yöneticileri ile kendileri ile hiçbir alakam olmadığı halde bunu adeta bizim kullandığımız bir darbeci bir kuruluş, oluşum olduğunu söyleyecek kadar, bu başkan terbiyesizleşiyor” dedi.

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile ilgili mahkumiyet kararına da değinen Erdoğan “Bize yönelik iftira kampanyasına başladılar. Bu süreçte ettikleri her kem sözün, attıkları her iftiranın hesabını hukuk önünde vereceklerdir” ifadesini kullandı.

Erdoğan, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği tartışmalarına ilişkin ise “NATO bir güvenlik oluşumudur. Bu güvenlik teşkilatını güvenlikten yoksun hale getirmeye biz ‘evet’ diyemeyiz. Bu yanlış bir kere Yunanistan’da yapıldı. Müslüman bir kere sokulduğu yerden bir daha sokulmaz” dedi.

Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

‘CUMHURİYET İLK DEĞİL SON DEVLETİMİZ’

Hep söylediğimiz gibi cumhuriyet bizim ilk değil, son devletimizdir. Coğrafyamızdaki son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü kuruluş yıldönümünü muasır medeniyetler seviyesi üzerine çıkarmaya adadık. Türkiye’nin böylesine kapsamlı ve iddialı vizyona, hedefe, projeye sahip tek partisi AK Parti, tek siyasi birliği Cumhur İttifakı’dır. İnşallah AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak önümüzdeki dönemde de eser ve hizmet siyasetinde yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz.

‘2023 FİNAL DEĞİL, YENİ BİR MİLAT’

Geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız demokrasi ve kalkınma atılımlarının gayesi 2023’ü inşallah Cumhuriyet’in zirvesi değil daha büyük atılımlar için yeni bir başlangıç haline dönüştürmedir. Bizim için 2023 bir final değil, büyük ve güçlü Türkiye için yeni bir milat, yeni bir başlangıç olacaktır.

Kumpasla geldikleri koltuklarını herkese duymak istediklerini söyleyen, yalanı, iftirayı, tehdidi siyaset diye pazarlayan, ülkenin hayrına tek göz olmayan karikatür tiplerin cesaret ve cüretlerinin giderek arttığını görüyoruz. Bunlar milletin ferasetini, inancını, kimi zaman tek parti zulmüyle, kimi zaman algı operasyonlarıyla yenebileceklerini sanan zavallılardır. Milletimiz Demokrat Parti’den beri bunlara şamar üstüne şamar indirmesine rağmen bu habis zihniyetin tarihten ders çıkarmadan hala yoluna devam etmesini ibretle izliyoruz.

SADAT VE KAFTANCIOĞLU AÇIKLAMASI

CHP İstanbul İl Başkanı’nın mahkumiyet kararının bazılarının onanmasının ardından bize yönelik iftira kampanyasına başladılar. Bu süreçte ettikleri her kem sözün, attıkları her iftiranın hesabını hukuk önünde vereceklerdir. Diyelim ki burada kuyruk acıları var, ardından mantıkla ilgisi olmayan bir SADAT tantanası çıkarttılar. SADAT, 2012 yılında kurulan bir şirkettir. Bu şirket uzun yıllar sömürge altında kalmış İslam ülkelerine yönelik çalışmalar yapıyor.

SADAT’ın yöneticileri ile kendileri ile hiçbir alakam olmadığı halde bunu adeta bizim kullandığımız bir darbeci bir kuruluş, oluşum olduğunu söyleyecek kadar, bu başkan terbiyesizleşiyor. Bay Kemal, ne dersen de, sen sabahtan akşama yalanla yatıyorsun, yalanla kalkıyorsun. Bu yalanların da yine tutmayacak. Oturun bizimle birlikte nasıl çalışabileceğinizin hesabını yapın, inanın sizin için böylesi hem daha kolay hem daha doğrudur. Biz insanlığımızı, diplomatik nezaketimizi gösterelim de, varsın onlar kendi bildikleri yoldan yürüsünler. Karşımızdaki habis zihniyet boş durmuyor. Merhum bir yazarımız bu tipleri, yerinden sayanlar, yürüyenlerden daha fazla ses çıkarır diye tarif ediyor.

ATATÜRK HAVALİMANI TEPKİSİ

SADAT tartışması bitmeden bu defa Atatürk Havalimanı’nda inşa edeceğimiz Millet Bahçesi’ne binbir yalan ile saldırmaya başladılar. Bilindiği gibi, Osmanlı döneminde kurulan Demokrat Parti döneminde uluslararası uçuşa açılan bu tesisin adı Yeşilköy Havalimanı’ydı. 12 Eylül’den 28 Şubat’a kadar tüm darbecilerin ihaneti gizlemek için en önemli araç hep Atatürk maskesi olmuştur. 12 Eylül darbecilerinin başı Evren de Yeşilköy’ün ismini Atatürk yaparak aynı yolu izlemiştir. Atatürk ismi üzerinden fırtına koparanların hiçbiri bu hakikati dile getirmez. Dertleri ismi kalkan yaparak kendi kirli gündemlerini inşa etmektir. Gerçekten Atatürk hassasiyeti olsaydı, kendilerine ‘Mustafa Kemal’in itleri’ diyenlerden hesap sorarlardı. Bu hesabı soramayanların attıkları iftiralar ortada.

‘BURADA KONUTLAR YAPILACAKMIŞ, YALANA BAK’

Atatürk Havalimanı’nın bir pisti hem hastaneye hizmet vermek hem de ihtiyaç olduğunda kullanılmak üzere faaliyette tutulmaktadır. İstanbul’un belediye başkanı olduğum dönemde 1 milyon 250 bin ağaç diktik. Ağaca hasret olan İstanbul’u yeşillendirelim diye. Kalkıyorsun, bizimle yeşilde yarışmaya yelteniyorsunuz.

Şu anda başta İstanbul, Ankara, İzmir olmak üzere bugüne kadar kaç tane millet bahçesi yaptınız, bize bunu ispatlayın. Bu zat geçmişte, Millet Bahçesini öyle bir sahiplenmişti ki, kendisinin telefonunu dinleyip projeyi ondan çaldığımızı iddia etmişti. İşimiz gücümüz yok bay Kemal dinleyeceğiz, sen işine bak. Bir de burada konutlar yapılacakmış, yalana bak. Böyle bir şeyin olması söz konusu olamaz dedim.

‘SEN MAĞARADA YAŞAYANLARLA SİYASİ ORTAKLIK YAPIYORSUN’

Bay Kemal sana bir şey hatırlatıyorum. Sen mağarada yaşayanlarla siyasi ortaklık yapıyorsun. Onlarla sen yoluna devam et. Ortaklığını sürdürdüğün mağaradakilerin hali ortada. Tavsiye ediyoruz, gel bir an önce onlardan kurtul, yoksa durumun iyi değil. Tarihe altın harflerle yazılan Boşnak direnişinde hayatlarını kaybeden şehitleri rahmetle yad ediyorum.

’29 MAYIS’I ATATÜRK HAVALİMANI’NDA KUTLAYACAĞIZ’

Varsın onlar İstanbul’a hizmet diye, biraz komik olacak ama, musluk açmaya devam etsinler. 29 Mayıs’ı Atatürk Havalimanı’nda kutlayacağız. Biz orada 29 Mayıs İstanbul’un Fethi’ni kutlayacağız, ağacı dikeceğiz, bahçenin temelini de atacağız.

İSVEÇ VE FİNLANDİYA TEPKİSİ: BU YANLIŞ BİR KERE YAPILDI

NATO çeşitli arayışlar içinde. Kimi adımlar da atılıyor. Ukrayna krizinin ardından bölgede sergilenen dayanışma ve işbirliğini, seferber edilen kaynakları, biraz gözlerimiz dolarak biraz da tebessümle izliyoruz desek yeridir. Biz yıllardır, yanı başında büyük çatışmalar yaşanmış NATO müttefiki olarak bu tabloyla hiç karşılaşmadık. Müttefiklerimizden tek beklentimiz Türkiye’nin de kendi sınırlarını koruma çabalarına aynı şekilde yaklaşmalarıdır. Müttefiklerimizden hassasiyetlerimizi anlamalarını, mümkünse destek vermelerini bekliyoruz. Bizim terör örgütlerinin saldırılarına karşı sınırlarımızı korumak gibi bir hassasiyetimiz vardır. PKK ve DEAŞ’ın sınırlarımıza dayandığı dönemde ülkemizdeki hava savunma sistemlerinin sökülüp götürüldüğü günleri unutmadık. Şartlar ne olursa olsun biz ortak tarih ve medeniyet mirasıyla bağlı olduğumuz insanlara sırtımızı dönemeyiz. Önümüze getirilen her teklife sorgusuz sualsiz evet diyeceğimiz anlamına gelmiyor. Hem PKK/YPG’ye her türlü desteği verip hem de NATO üyeliği için destek istemek tutarsızlıktır. İsveç’te en son yapılanlar ve 30 teröristi istedik vermeyiz dediler. Siz teröristleri bize vermeyeceksiniz, bizden NATO üyeliği isteyeceksiniz. NATO bir güvenlik oluşumudur. Bu güvenlik teşkilatını güvenlikten yoksun hale getirmeye biz ‘evet’ diyemeyiz. Bu yanlış bir kere Yunanistan’da yapıldı. Müslüman bir kere sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. İsveç’te hala yürüyorlar. Paçavraları ile oradalar. Türkiye artık bu işe onların baktığı gibi bakmayacak.”