Erdoğan’dan “Cumhur İttifakı’na geçmek isteyenlere kapınız açık mı?” sorusuna yanıt: “Haşa öyle bir şey olur mu?”

recep tayyip erdoğan uçak basın
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Birleşik Arap Emirlikleri ziyareti dönüşü gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. Altı muhalefet bir araya gelmesini değerlendiren Erdoğan “Bunların bir araya gelmeleri manidar. Niye 28 Şubat? Bu da garip. Öbür taraftan HDP’yi çıldırtıyorlar. Oldu olacak onu da alın yanınıza. Bunlar daha çok bir araya gelirler ama bunlardan bir şey çıkmaz” dedi. “İleride bu 6 muhalefet partisinden Cumhur İttifakı ile birlikte olmak isteyenlere kapınız açık mı?” sorusuna yanıt veren Erdoğan “Haşa. Öyle bir şey olur mu? Böyle bir şeye benim kendi tabanım da müsaade etmez” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilere hem ziyaretini değerlendirdi, hem de basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Erdoğan BAE ziyareti ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

“Birleşik Arap Emirlikleri’ne gerçekleştirdiğimiz iki günlük resmi ziyareti hamdolsun başarıyla tamamladık. Ziyaretimizin ilk gününde değerli kardeşim Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayid ile son derece verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Türkiye-Birleşik Arap Emirlikleri ilişkilerinin daha da geliştirilmesine yönelik atabileceğimiz ortak adımları ele aldık. İş birliğimizde, son dönemde sağlanan ivmeyi muhafaza etmek ve ileri taşımak konusundaki iradenin karşılıklı olduğunu memnuniyetle müşahede ettik.

Temaslarımızda ayrıca bölgesel ve uluslararası meseleler hakkında fikir teatisinde bulunduk. Bu noktada Birleşik Arap Emirlikleri’nin güvenlik ve istikrarına verdiğimiz desteğin altını çizdik. Körfez Bölgesi’nin güvenliğini, kendi güvenliğimizden ayrı görmediğimizi vurguladık.

Ziyaretimiz vesilesiyle çeşitli alanlarda toplam 13 mutabakat zaptı ve protokol imzaladık. Savunma sanayii alanında imzalanan niyet mektubuyla önümüzdeki dönemde atılacak ortak adımlara ilişkin koordinasyonu sağlamak üzere anlayış birliğine vardık. Kara ve deniz taşımacılığı alanlarında akdedilen mutabakat muhtırasıyla lojistik maliyetlerinin düşürülmesi sağlandı. Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması müzakerelerinin gecikmeksizin başlatılması hususunda mutabık kaldık. Ayrıca sağlık ve tıp bilimleri, sanayi ve ileri teknolojiler, iklim değişikliğiyle mücadele, tarım, kültür, gençlik, iletişim, arşiv, meteoroloji, afet ve acil durum yönetimi alanlarında da iş birliğine yönelik önemli anlaşmalar imzaladık. Dost ve kardeş Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkilerimizin ahdi zeminini daha da güçlendirecek tüm bu anlaşmaların ülkelerimiz ve bölgemiz için hayırlı olmasını diliyorum.



“YATIRIMCILARIN İLGİSİ BÜYÜK”

Önde gelen iş adamlarıyla bir araya geldiğimiz toplantıda ise özellikle Emirliklerdeki yatırımcıların ülkemize gösterdikleri alakanın ne denli yüksek olduğunu gözlemledik. Teknoloji şirketlerimize ve Türkiye’nin hızla gelişen dinamik iş ortamına büyük ilgi duyduklarını müşahede ettik. Önümüzdeki dönemde büyük projelere, geleneksel şirketlerimize olduğu kadar start-up firmalarımıza, kuluçka merkezlerimize ve teknoparklarımıza da yatırımcı olarak katkıda bulunmak istiyorlar. Bu süreçte biz de kendilerine gereken her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu ifade ettik.

Ayrıca Dubai’de Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkan Yardımcısı, Başbakan ve Dubai Emiri kıymetli kardeşim Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum ile de bir araya geldik. Kendisiyle kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdik. Türk müteşebbislerin Dubai’nin ekonomik ve ticari gelişimine sağladıkları katkının artarak sürmesi için atılabilecek adımlar konusunda fikir alışverişinde bulunduk.

Keza EXPO 2020 Dubai sergi alanında Türkiye Milli Günü etkinliklerine iştirak ettik. Temaslarım arasında en önemlilerinden biri olan gençlerle buluşmamızda umut ve heyecan dolu, yüksek enerjili bir sohbet gerçekleştirdik. Ardından Azerbaycan reyonunu gezme ve burada Azerbaycan’ın meşhur sanatçılarını dinleme fırsatım oldu.

Ziyaretimin Birleşik Arap Emirlikleri ile iş birliğimizin güçlü bir ivmeyle yeni ufuklara taşınması bakımından önemli bir aşama teşkil ettiğine inanıyorum. Ortak çıkarlarımız ve bölgemizin istikbali için bu gayreti, karşılıklı saygı ve güven temelinde sürdürmekte kararlıyız.

Ziyaretimiz süresince Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki kardeşlerimizden büyük muhabbet ve yakınlık gördüğümü özellikle dile getirmek istiyorum. Bu vesileyle şahsıma ve heyetime gösterilen nazik ev sahipliğinden dolayı kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum.

“LİBYA’DA ADAM GİBİ SEÇİM YAPILMALI”

Libya’da son dönemde çalkantılı olaylar yaşanıyor. Dibeybe’ye yönelik suikast girişimi, Tobruk’ta Hafter’e yakınlığı ile bilinen ve uluslararası makamların kabul etmediği meclisin Fethi Başağa’yı Başbakan adayı çıkartması ülkede siyasi karmaşaya neden oldu. Siyasi karmaşa ile ilgili ilk kez konuşan Erdoğan, yaklaşan seçim süreci, Tobruk’taki meclisin kararı ve Dibeybe’ye yönelik suikast ile ilgili değerlendirmede bulundu:

“Şu anda Libya’da bizim geri durmamız söz konusu değil. Libya’ya başından itibaren elimizden gelen her türlü desteği nasıl verdiysek, bundan sonraki süreçte de elimizden gelen desteği vermeye gayret edeceğiz. Bütün mesele, Libya’da liderler seviyesinde bir süreci takip etmek mi; yoksa Libya halkının müreffeh, huzurlu bir geleceğini sağlayacak bir seçime yardımcı olmak mı? Biz ikinciyi tercih ediyoruz. İstiyoruz ki öyle bir seçim yapılsın ki bu seçimle beraber Libya halkı hakikaten istediği, arzu ettiği bir yönetim biçimine kavuşsun. Şu anda bunun arayışı içerisindeyiz. Tabii Sayın Dibeybe’ye karşı yapılan girişim üzücüdür. Diğer taraftan burada Fethi Başağa da adaylığını açıkladı. Bizim Fethi Başağa ile olan münasebetlerimiz iyidir. Öbür tarafta Dibeybe ile de iyidir. Bunun yanında yine Halid el-Mişri ile de münasebetlerimiz iyidir. Bütün mesele, Libya halkının burada tercihini kimden yana yapacağı, nasıl yapacağıdır. İnşallah en kısa zamanda hayırlısıyla bir neticeye varılmasını arzu ediyoruz. Fakat burada bir geçici yönetim mantığı var. Bu geçici yönetim mantığında da işte 1,5 yıllık bir hükümet kurulsun deniliyor. Ben böyle bir yaklaşımı Libya için doğru bulmuyorum. Burada adam gibi bir seçim yapılmalı ki Libya bu noktada güçlü bir yönetim kadrosuyla uzun süreli bir adımı atmış olsun.”

Bu Yazıya Tepki Ver


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir