Eski Emniyet Müdürü Saral’dan Hablemitoğlu suikastı yorumu: “Cemaatte olmayıp destek verenler vardı !”

Levent Göktaş necip hablemitoğlu

“Fetullah Gülen ve Işık Tarikatı” raporunu hazırlayan ekibin başında yer alan eski Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral, Necip Hablemitoğlu suikastı ve “FETÖ’cü – ulusalcı işbirliği” iddiaları hakkında konuştu.

Independent Türkçe’den Can Bursalı’ya konuşan Saral, Hablemitoğlu’nun öldürülmesiyle ilgili, FETÖ’nün üst düzey yöneticilerinden Mustafa Özcan ile örgütle bağı olduğu gerekçesiyle hüküm giyen Enver Altaylı gibi isimlerin ‘ulusalcı’ kimliğiyle bilinen Levent Göktaş ve ona yakın ekibe ‘suikast ihalesi’ verdiği ileri sürülüyor. Sizce bu mümkün mü?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Hablemitoğlu cinayeti ile ilgili olarak ilk anında değişik iddialar ileri sürüldü. Ama ağırlıklı olarak toplumsal kanaat, bu cinayetin Fethullah örgütlenmesi tarafından gerçekleştirildiği yönündeydi. Ama aydınlatılamamıştı. Şimdi 20 sene sonra, iş yeni bir safhaya ulaştı. Bu tip siyasi cinayetler, failler bazında aydınlatılsa bile, olayın arkasındaki noktalar kolay kolay açığa çıkarılamıyor. FETÖ’nün devletteki kadroları, kripto sisteminde görev aldıkları için, FETÖ örgütünün bu işin içinde olmayacağı anlamına gelmez. Devlette, siyasette, medyada kendine dahi muhalif gibi örgütlenmeleri bulunan bir yapının bu olaydan sıyrılması mümkün değildir. Suikast olayının işleniş şekline bakıldığında, profesyonel özellikler taşıdığı, o günden belliydi. Cemaatin o günkü devlet yapısı içerisinde kontrole aldığı kurumlarda, cemaat bünyesinde olmamakla beraber, cemaate destek niteliğinde faaliyet gösterenler de hiç şüphesiz vardı. Soruşturma şu anda devam ettiğine göre, sonuca götürücü veriler ele geçtiğinde, hadise daha net olarak açığa çıkacaktır.”

DARBEYİ ÖNGÖRMÜŞ: “DİNİ GÖRÜNÜMLÜ İSYANLARIN BELKİ DE EN CİDDİ, EN SİNSİ VE EN KAPSAMLISI VE EN TEHLİKELİSİ OLABİLİR”

Saral, Bursalı’nın “Fetullah Gülen yapılanmasıyla ilgili çalışmalarınızda, o günlerde ‘cemaat’ olarak bilinen bu yapının terör örgütüne evrilip darbe girişiminde bulunacağını öngörüyor muydunuz?” sorusunu da şöyle yanıtladı:

Bu soruya, hazırlamış olduğumuz hemen hemen bütün yönlerini tespit ettiğimiz analiz raporumuzun sonuç cümlesiyle cevap vermek yerinde olacaktır: ‘Belki silahlı bir cemiyetten söz etmek şimdilik mümkün değildir. Ancak, ele geçirmeyi hedeflediği devlet kurumlarından bazıları dikkate alındığında, hedefi topyekûn ele geçirme şeklinde ve bu kurumların yöneticilerinin ışık evlerinde yetişen mensupları tarafından işgal edilmesiyle mümkün olacağı gerçeği kendi deyimleri ile itiraf edilmiş bir suç olarak karşımızdadır. Önlem alınmakta gecikildiği takdirde, tarih sayfaları arasında kalan Babailer isyanından, Şeyh Bedrettin ve Şeyh Said’e kadar uzanan dini görünümlü isyanların belki de en ciddi, en sinsi, en kapsamlı ve en tehlikelisi olabileceğine işaret etmek yanlış olmayacaktır.'”