Eski Los Angeles Başkonsolosu Gülru Gezer: İsveç NATO’ya üye olmak istiyorsa ABD’nin arkasına sığınmayı bırakmalı

İsveç Bayrağı- ABD Bayrağı

Emekli diplomat Gülru Gezer, “İsveç NATO’ya üye olmak istiyorsa ABD’nin arkasına sığınmayı bırakmalı, terör gruplarına ve birtakım marjinal siyasetçilere teslim olmamalıdır” yazdı.

Independent Türkçe için bir yazı kaleme alan Gezer, Stokholm’de Erdoğan’a benzetilen bir kuklanın asıldığı ve Kuran yakıldığı eylemleri değerlendirirken de, “İsveç ‘ifade özgürlüğü’ diyerek nefret suçuna giren, ayrıca terörü destekleyen eylemlere göz yumarak hem kendi geleceğini hem de Finlandiya’nın geleceğini riske atıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Gezer, “Maalesef ne ABD ne NATO ne de iki İskandinavya ülkesi Ankara’dan gelen mesajları doğru okumuyor” yazdı.

Gezer’in yazısının ilgili bölümü şöyle:

Terör destekçileri için uzun bir süredir güvenli liman olan İsveç şu anda kendi güvenliği konusunda ciddi bir sınamayla karşı karşıya.

Mevcut hükümet bu krizi aşabilecek yeteneğe sahip değil. 

İsveç’teki bu provokatif eylemler karşısında ilk önce İsveç Parlamento Başkanı’nın 17 Ocak’ta Türkiye’ye yapacağı ziyaret iptal edildi, bilahare İsveç Savunma Bakanı’nın Türkiye’ye gerçekleştirmesi öngörülen ziyaret rafa kaldırıldı. 

Diğer yandan, son birkaç haftadır İsveç ve Finlandiyalı yetkililer ile NATO Genel Sekreteri’nin yaptığı açıklamalarda Türkiye’nin her iki ülkenin katılım protokollerini onaylayacağı yönündeki net ifadeler ABD’nin bir şekilde devreye girerek, NATO ve söz konusu iki ülkeye bir mesaj mı ilettiği sorusunu akıllara getiriyor. 

Maalesef ne ABD ne NATO ne de iki İskandinavya ülkesi Ankara’dan gelen mesajları doğru okumuyor.

İsveç’teki eylemlere yönelik olarak Türkiye’deki muhalefetten de sert açıklamalar gelmesi gösterilere partiler-üstü bir tepkinin olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor.

Bu da protokollerin TBMM’ye gönderilmesi halinde bile onaylanmalarının-hiç değilse İsveç’in katılım protokolünün onaylanmasının-zor olduğunu gösteriyor.

Buna ilaveten, seçimler sonrasında iki ülkenin NATO üyelikleri konusunda bir değişiklik olacağı hesaplamalarının da son eylemler karşısında geçerliliğini kaybettiğini söylemek yanlış olmayacaktır.  

İsveç “ifade özgürlüğü” diyerek nefret suçuna giren, ayrıca terörü destekleyen eylemlere göz yumarak hem kendi geleceğini hem de Finlandiya’nın geleceğini riske atıyor. 

Batı’dan gelen ve Türkiye’nin NATO üyeliğini Finlandiya ve İsveç’in olası NATO üyeliği karşısında mukayese eden, hatta ve hatta Türkiye’nin NATO’dan çıkartılması gerektiğini savunanlar ise ne yazık ki Türkiye’nin NATO içerisindeki önemini kavrayamıyor. 

Önceki yazımı “Top İsveç’in sahasında” diyerek bitirmiştim, bu defa da yine aynı şekilde bitiriyorum.

İsveç NATO’ya üye olmak istiyorsa ABD’nin arkasına sığınmayı bırakmalı, terör gruplarına ve birtakım marjinal siyasetçilere teslim olmamalıdır.  

Yazının tamamını okumak için tıklayınız.