Fatih Altaylı: “Suçu cemaate, tarikata, İslam’a bulaştırmaya çalışanlar biz değiliz; tam tersine, selvi boylular !”

fatih-altaylı
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

HaberTürk yazarı Fatih Altaylı, İsmailağa cemaatine bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’nın altı yaşında “evlendirilmesi” skandalıyla ilgili ilginç bir yazı kaleme aldı. Altaylı yazısında, Abdülkadir Selvi’nin Hiranur Vakfı çevresinde gelişen cinsel istismar nedeniyle, 6 yaşındaki çocuğa cinsel istismarı yapanları değil olayı ortaya çıkaranları hedef aldığı köşe yazısında “Ayrıca bu olayı gündem yapanların siciline bakınca kuşkularım artmaya başladı” ifadelerine isim vermeden atıf yaparak, “Sapkın baba, sapkın anne ve sapkın sözde damadın suçunu cemaate, tarikata ve hatta ne yazık ki, bir inanca bulaştırmaya çalışan biz değiliz. Onu yapan, bu suçu örtbas edip koruyan, suçu ortaya çıkaranlara saldıranlardır. Selvi boylulardır.” dedi.

“Elbette ki suç da ahlaksızlık da, sapıklık da bireyseldir. Ama birileri bir suçu, bir sapıklığı, bir ahlaksızlığı savunmaya kalkarsa o zaman o suç, sapıklık, ahlaksızlık artık her ne ise ‘kolektif’ hale gelir” diyen Altaylı, “Bu ahlaksızlık bir cemaate mal edilemez!” eleştirilerini katıldığını belirterek, “Meseleyi cemaate, tarikata, İslam’a getirenler biz değiliz. Tam aksine meseleyi bir cemaat meselesi haline getirenler bu sapkınlığı savununlar” notunu düştü.

Altaylı, “Ama o ahlaksız, cemaat tarafından korumaya alınmışsa, ahlaksız, cemaatin tüm gücü ile yargıda, medyada, toplumda korunmaya çalışılıyorsa, ahlaksızlık örtbas edilmeye çalışılıyorsa daha da ötesi cemaatçileri ya da sıra yarın da bize gelebilir korkusu ile cemaatleri koruma altına almaya kalkıyorsa ve hatta bu rezilliği ortaya çıkaranları hedefe koyup ‘Timur Soykan tutuklansın’ diyerek aşağılık bir başlık altında örgütleniyorsa, o sapıklık da, o suç da bal gibi cemaate teşmil edilebilir” ifadelerini kullandı.

Altaylı yazısında ayrıca şunları kaydetti:

“Gerçeği aramak yerine örtbas etmeyi seçen kurum da suça ortaktır. Rüşvetçi bir siyasetçi koruma altına alınmışsa, rüşvetçi bir belediye başkanı partideki mevcudiyetini sürdürüyorsa, suça bulaşmış bir bürokrat yargıdan korunup yerini koruyorsa, kalemini satmış bir gazeteci gazetesindeki varlığını sürdürüyorsa o zaman suç kuruma bulaşır.

Ve ister istemez bu gibi suçların bu kurumlarda suç olarak, ayıp olarak görülmediği, bu yüzden de yaygın olduğu intibaı ortaya çıkar. Yaygın olsa da olmasa da… Bu nedenle sapkın baba, sapkın anne ve sapkın sözde damadın suçunu cemaate, tarikata ve hatta ne yazık ki, bir inanca bulaştırmaya çalışan biz değiliz. Onu yapan, bu suçu örtbas edip koruyan, suçu ortaya çıkaranlara saldıranlardır. Selvi boylulardır.”



Yazının tamamını okumak için tıklayın.

Bu Yazıya Tepki Ver


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir