Financial Times’ın yazarlarından olan David Gardner, “Erdoğan’ın iktidarı yıpranmaya başladı” başlıklı bir makale yazarak Türkiye’de yaşanan son gelişmeleri analiz etti.
Gardner’ın makalesinde, “Boğaziçi Üniversitesi rektörü atamasında U-dönüşü yapılması, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın artık zarar göremez olmadığı hissi yarattı. Türkiye’nin en güçlü cumhurbaşkanı geçen hafta U-dönüşü yaparak hem kötü bir karar aldığını hem de siyasi olarak kırılganlığını gözler önüne serdi” yorumunu yaptı.
Boğaziçi Üniversitesi’nde 6 ay süren eylemler hakkında “Ülkede yankı uyandıran ve 2013’ten beri en sürdürülebilir olan hareket” ifadesini kullanan Gardner, “2013’ten beri Erdoğan tek adam rejimine geçti ve Türkiye’deki parlamenter sistemi Rusya tarzı bir başkanlığa getirdi. Yardı, akademi ve medyayı bünyesi altına aldı. Fakat bu süre zarfında kişisel ve siyasi alanlarına saldırı hisseden ve muhalefet yapan Türkiye nüfusunun yarısını ezmeyi başaramadı” ifadesini kullandı.
“ÇOK ÜNİVERSİTE VAR AMA KALİTE YOK”
Gardner makalesinde, “Erdoğan üniversite eğitimine erişimi genişletti. 20 yıldır üniversitelerinde sayısı üçe katlandı fakat nicelik sundu nitelik değil. Boğaziçi Üniversitesi, intihal yapan ve hatta 2015’te Ak Parti’den seçime girerek kazanamayan bir kişiyi kabul etmedi. Erdoğan’ın güçlü içişleri bakanı Süleyman Soylu’nun protestoculara ‘terörist’ ve ‘LGBT Sapkınları’ demesine rağmen protestocular vazgeçmedi. Bu gelişmeden sonra zafer ilan etmek için çok erken. Berat Albayrak ayrıldığında, birçok insan çok sevinmişti. Fakat o zamandan beri göreve daha geleneksel isimler geldi” dedi.
Financial Times’ta yayınlanan yorum-analizde, “Bulu’yu görevden almak, taktiksel bir hamleden başka bir şey olmayabilir. Erdoğan gibi savaşçı geri adım attığında oradan gelecek karşı yumruğa dikkat etmek gerekiyor” denildi. Makalede, Ak Parti’den “modern zamanların en başarılı siyasi partilerinden biri, onlarca seçimden zaferle ayrıldı” yorumu yapılırken, partinin içinin boşaltıldığı iddia edildi. Gardner, “Erdoğan partinin kurucu ortaklarını ve yakın kurmaylarını uzaklaştırdı ve onun yerine duymak istediklerini söyleyen dalkavukları tercih etti” dedi.
“KADINLAR TEPKİLİ”
Makalede, 2019’daki yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara’yı kaybetmesinin çok kritik olduğu belirtilirken, “Merkez tabanı, partiden uzaklaşıyor. Erdoğan’ın büyüme modeli ucuz kredi verip, tüketim ve inşaatı artırmaktı. Türkiye’de ideolojik ve kültürel ayrım olmadan birçok kadın Erdoğan’ın 2011’de imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmasına tepki gösteriyor. Sadece laik CHP değil, bir dönem aynı yolda yürüdüğü eski başbakan Ahmet Davutoğlu, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski kurmaylarından Ali Babacan, Ak Parti’ye rakip partiler kurdu. Onlar seçimi kazanamaz ama ondan oy alarak, Erdoğan’a karşı herhangi bir koalisyonda yer alabilirler” denildi.
Financial Times’ın görüş kısmında yayınlanan makalede, “CHP’den aday gösterilen ama Erdoğan’la benzer bir profilde olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ak Parti karşısında geniş bir koalisyon kurmayı başardı ve Ak Parti gibi bir devi durdurmanın mümkün olduğunu gösterdi” ifadesine yer verildi.