Sözcü yazarı Çiğdem Toker, geçen yıl da Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nca düzenlenen ve ismi neredeyse aynı olan bir ihalenin bu yıl “iki katı fiyatına gizlice ve tekrar” yapıldığını yazdı. Yaklaşık bir yıl önce ihaleyi “İşte Gerçek Kanal İstanbul ihalesi” diyerek duyuran Toker, bu ihalede “Kanal İstanbul Geçişi” ibaresinin eklendiğini ancak geçen hafta tekrarlanan Halkalı-Ispartakule hattı ihalesinde bu ifadenin olmadığına dikkati çekti.
Toker, “Kanal İstanbul projesi rafa mı kalktı? Halkalı-Ispartakule demiryolu inşaatı artık ‘Kanal İstanbul geçişi’ olma vasfını taşımıyor mu?” diye sordu.
Toker’in yazısının ilgili bölümü şöyle:
Ne ben yıllardır yazmaktan sıkıldım ne de onlar halkın parasını gizli ihalelerle seçilmiş müteahhitlere aktarmaktan vazgeçti. Bu döngü nereye kadar gider bilmesem de şunu biliyoruz: Geçen hafta; alamadığınız sağlık hizmeti, yetmeyen maaşınız, bulamadığınız iş, atanamadığınız kadroların karşılığı bütçe kaynaklarıyla 6 milyar TL’lik bir ihale GİZLİCE ve TEKRAR yapıldı. Kazanması olası firma, Atatürk Havalimanı’nı Millet Bahçesi yapmak üzere kıran Yapı&Yapı’nın bulunduğu bir ortaklık. Bilgilere geçelim
İhale makamı: Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı
İhale tarihi: 31 Mayıs 2022
İhale usulü: 21/b
Adı: Burada duralım. Çünkü ihale adı, bir yıl önceki ihalenin adıyla neredeyse aynı: “Halkalı Kapıkule Yeni Demiryolu İnşaatı Kapsamında Halkalı-Ispartakule Demiryolu İnşaatı ile Elektromekanik Sistemlerinin Temini ve Yapım İşi”
Davet edilen firmalar ve teklifleri şöyle: Görüleceği gibi, en uygun teklif Gülermak + Yapı&Yapı + Taşyapı ortaklığından gelmiş: 5.9 milyar TL.
Teklif sahibi üçlü ortaklık, geçen yıl aynı kurumun aynı isimle, aynı ihale usulüyle yaptığı ihaleyi 3.1 milyar TL teklifle kazanan üçlüden başkası değil. Dolayısıyla bakanlığın 6 milyar TL’lik işin sözleşmesini, söz konusu üçlü firma ile imzalaması sürpriz olmaz.
Peki, “aynı ihale nasıl tekrar yapılır” derseniz, biraz karışık. Çünkü ihaleyi gizli yaptıkları için, sunuş biçimlerinden pek bir şey anlaşılmıyor. Normalde ihalesi yapılmış bir yatırım için tekrar ihaleye çıkılması, iki anlama gelir: Ya herhangi bir nedenle ihale iptal edilmiştir. Dava sonucu mahkeme karar vermiştir. İhalenin yenilenmesi gerekir. Ya iş ekonomik nedenlerle tasfiye edilmiştir. Veya “ikmal” denilen tamamlayıcı bir ihale açılması gerekir.
Burada hangi ihtimalin söz konusu olduğu anlaşılmıyor. Anlattığım ihaleyi Sözcü okurlarına bu köşede “İşte Gerçek Kanal İstanbul ihalesi” başlığı ile 30 Haziran 2021’de, yani bir yıl önce duyurmuştum. O zamanki yaklaşık maliyeti 3.5 milyar TL olan o ihalenin adı aynıydı. Ulaştırma Bakanlığı pazarlık usulüyle yapmıştı. 5 firma davet edilmişti. (Gülermak+Yapı&Yapı+Taşyapı, YSE Yapı, Kolin, Ziver Petrol+Ziver İnş., Özaltın İnş.) İhaleyi 3.1 milyar TL ile aynı grup kazanmıştı.
Soru: Enflasyonun TÜİK rakamlarıyla bile 73.50 arttığı bir ekonomide bu ihalenin dayanağı nedir, iki kat artışın sebebi enflasyon mudur?
Neden mi bu soru? Çünkü Ulaştırma Bakanlığı, ihaleyi ilk açtığında (Haziran 2021) “Kanal İstanbul Geçişi” ibaresini eklemişti. Geçen hafta tekrarlanan Halkalı-Ispartakule hattı ihalesinde bu ifade yok!
Toker, şu soruları gündeme getirdi:
– Kanal İstanbul projesi rafa mı kalktı? Halkalı-Ispartakule demiryolu inşaatı artık “Kanal İstanbul geçişi” olma vasfını taşımıyor mu?
– Bu ihaleyi iki kat fiyata neden tekrarladınız? Nasıl aynı firmalar aldı? Masa başında mı planlandı?