Güzel ve zarif adam

ZARİFOĞLU
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yedi Güzel Adam şiiriyle gönüllerde yer bulan, sayısız eserleriyle edebiyatımızın unutulmazları arasına giren Cahit Zarifoğlu, vefat yıl dönümünde yad ediliyor

ŞAİR ve yazar Abdurrahman Cahit Zarifoğlu, vefatının 34. yılında anılıyor. 1 Temmuz 1940’ta Ankara’da dünyaya gelen Zarifoğlu, pankreas kanseri nedeniyle 7 Haziran 1987’de İstanbul’da hayata gözlenini yumdu. Usta şair, artık bedenen aramızda olmasa da edebiyatımıza kattığı eserleriyle hafızalardan da öte gönüllerde yaşamayı sürdürüyor. Zarifoğlu’nun 1973’te çıkan ikinci kitabı Yedi Güzel Adam en bilinen eserlerinden biri oldu.

İlhamı ele geçirdi
İÇİNE kapanık bir karakteri olan ve şiirini temelde İkinci Yeni’nin kazanımları üzerine kurarak bu akımda kendi yeniliğinin peşine düşen Zarifoğlu, alışılmadık söz dizimiyle, imge ve bütünlüğe verdiği önemle, Türk şiirine kendi orijinalliğini getirebilen şairlerden biri oldu. Şiir yazmakta zorlanmayan, kendi deyimiyle ‘ilhamı ele geçiren’ Zarifoğlu’nun şiirleri İngilizce ve Arapçaya da çevrildi.

7 Güzel’den biri

TÜRK edebiyatının önemli isimlerinden Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören, Alaeddin Özdenören, Erdem Bayazıt ve Mehmet Akif İnan’ın Maraş Lisesinde başlayan arkadaşlıkları, Diriliş, Edebiyat ve Mavera dergilerinde sürdü. Daha sonra ‘Yedi Güzel Adam’ olarak da hatırlanacak bu arkadaş grubu, yazı hayatı boyunca birlikte hareket eti.



Necip Fazıl’dan etkilendi
İSTANBUL Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümüne 1961’de giren Cahit Zarifoğlu, 1971’de mezun oldu. Bu dönemde kişiliği ve şiiri üzerinde, Necip Fazıl Kısakürek ile Sezai Karakoç’un büyük etkisi oldu. Kısakürek, unutulmaz edebiyatçımızın nikah şahitliğini de yaptı.

Rasim Özdenören: Zor anlaşılsa da…

“Şiiri bunca anlaşılmaz, kapalı ya da zor anlaşılır bulunmasına rağmen, şimdiye kadar hiçbir aklı başında şiir okuyucusu, Zarifoğlu şiirlerini reddetmek, yok saymak cesaretini gösterememiştir”

Erdem Bayazıt: Dilini kendi içinde kurdu

“Cahit Zarifoğlu o hale gelmişti ki kendi dünyası içinde bir şiir dili kurmuştu ve bunu çok iyi kullanırdı. Yani şiire, o anlatılmaz olana ait bir durum çıktığı, bir algılama olduğu zaman onu hemen anında şiire döküverirdi”

İsmet Özel: Gençlere yol gösteriyor

“Kendinden sonra yazmaya başlayan genç Müslüman şairlere, hangi özellikleriyle yol göstermiş olursa olsun, ondan sonrakiler Zarifoğlu’na ders alınacak bir taraf bulacaktır, hem şiirin kendine mahsus kaliteleri hem de Müslüman bir şairin dünya hayatındaki temayülleri bakımından”

Her dalda eserler bıraktı
Şiir kitapları: İşaret Çocukları, Yedi Güzel Adam, Menziller, Korku ve Yakarış, Şiirler.

Çocuk kitapları: Serçekuş, Ağaçkakanlar, Katıraslan, Yürekdede ile Padişah, Motorlu Kuş, Küçük Şehzade, Kuşların Dili, Gülücük ve Ağaçokul isminde  da kaleme aldı.

Günlük türü: Yaşamak

Roman: Savaş Ritmleri, Anne

Deneme: Bir Değirmendir Bu Dünya, Zengin Hayaller Peşinde

Tiyatro: Sütçü İmam

 

Sultan şiirinde kendisine seslendi:

Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harfleri acz tutuyor
Bağışlamanı dilerim
Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme
Hayat bir boş rüyaymış
Geçen ibadetler özürlü
Eski günahlar dipdiri
Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harflerinde kimliğim
Bağışlanmamı dilerim
Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme
Hayat boş geçti
Geri kalan korkulu
Her adımım dolu olsa
İşe yaramaz katında
Biliyorum
Bağışlanmamı diliyorum

 

Bu Yazıya Tepki Ver