Ümraniye Cezaevine düzenlenen, “Hayata Dönüş Operasyonu”yla ilgili 267 askere verilen beraat kararları istinafça onandı. Müşteki avukatlarından Güçlü Sevimli, kararı Yagıtay’a taşıyacaklarını söyledi.
Sevimli, “Mahkemenin yargılamayı göstermelik sürdürdüğü, olayı kapatmak amacı çok netti, istinaf da bu tavrı onamış oldu. Yerel mahkeme kararı da gerekçesizdi, istinafın kararı da öyle. Bu dava sürerken müştekilerin birçok AİHM şikayeti de ihlal kararıyla sonuçlanmıştı. O kararları da dosyaya sunduk ancak dikkate alınmadı.
Ümraniye Cezaevine 19 Aralık 2000’de düzenlenen, Bora ve Atmaca adlı askeri planların uygulandığı “Hayata Dönüş Operasyonu”yla ilgili 267 askere açılan davadaki beraat kararları istinafça onandı.
Mahkeme yarım sayfa karar yazdı
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’nin 28 sayfalık kararının 26 sayfası sanık ve müdahillerin isimlerinden oluşuyor. Sadece yarım sayfalık karar yazan mahkeme, burada da yerel mahkemenin kararını tekrarlıyor.
Müşteki avukatlarından Güçlü Sevimli, Bianet’ten Ayça Söylemez’e yaptığı açıklamada, onamaya dair hiçbir gerekçe sunulmayan bu kararı Yargıtay’a taşıyacaklarını söyledi. İstinaf mahkemesinin 21 Eylül tarihli kararı avukat Sevimli’ye dün tebliğ edildi. Güçlü Sevimli, “Onlarca klasör belgenin olduğu bir dosyada istinaf, beraata dair hiçbir gerekçe yazmamış. İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinin kararını aynen kabul etmiş” diye konuştu.
İstinaf, sanık avukatlarının zamanaşımı kararı verilen suçlar yönünden bozma talebini de reddetti.
“İstinaf mahkemesi bu dosyayı okumamış”
Güçlü Sevimli, “İstinaf mahkemesi bu dosyayı okumamış, gerekli ihtimamı göstermemiş. Davanın içeriği sebebiyle de açıkçası buna şaşırmadık. Ama en azından böyle bir dosyada esastan olmasa da usulden bozma kararı vermesi gerekirdi” dedi.
“Harekat planlarında adı geçenler tespit edilip ifadeye çağrılmadı”
“Dosyada Bora ve Atmaca isimli iki ayrı harekat planı var. İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi bu planlarla ilgili hiçbir işlem yapmadı, planlarda adı geçenleri tespit edip ifadeye çağırmadı, kararında bile tartışmadı. Örneğin Bayrampaşa davasının görüldüğü Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi harekat planlarına dair talepleri kabul edip araştırma yapıyor. İstinaf mahkemesinin bu davada yeterli inceleme yapılmadığına dair tespitte bulunması gerekirdi.”
“AİHM kararları da dikkate alınmadı”
Avukat Sevimli, İstanbul Anadolu 6. Ceza Mahkemesi heyetini bu yargılama pratiği nedeniyle üç kez reddettiklerini, iki kez de Hakimler ve Savcılar Kurulu’na şikayet ettiklerini ancak hiçbirinden sonuç çıkmadığını söyledi:
“Mahkemenin yargılamayı göstermelik sürdürdüğü, olayı kapatmak amacı çok netti, istinaf da bu tavrı onamış oldu. Yerel mahkeme kararı da gerekçesizdi, istinafın kararı da öyle. Bu dava sürerken müştekilerin birçok AİHM şikayeti de ihlal kararıyla sonuçlanmıştı. O kararları da dosyaya sunduk ancak dikkate alınmadı. Mahkeme 15 yıllık davada taleplerimizi sürekli reddetti, talimatla sanık sorgusu alıp duruşmaları götürdü sonra da beraat kararı verdi. İstinaf da bu hukuksuz yargılamayı devam ettirdi.”
“Davada sanıklar mahkemeye hiç gelmedi, avukatlar sanıklara hiç soru soramadı”
Avukat Sevimli, Ceza Muhakemesi Kanunu’na açıkça aykırı olan usullerin dahi bozma kararına gerekçe oluşturmadığını ifade etti:
“Sanıkların sorguları talimatla bulundukları illerde yapıldı. Mahkeme SEGBİS ile bile ifadelerini almadı. Oysa CMK’nın 196. Maddesine göre, 5 yıl ve üzeri cezayla yargılanan sanıklar huzurda dinlenmeli. Bu olmuyorsa SEGBİS ile mahkemeye katılmalılar. Ama bu davada sanıklar mahkemeye hiç gelmedi, avukatlar olarak sanıklara hiç soru soramadık. Ama istinaf mahkemesi, CMK’ya direkt aykırı bir durumu bile gözardı etti.”
Güçlü Sevimli, istinafın yerel mahkemenin verdiği taraflı kararın aynısını onayarak göstermelik yargılamayı devam ettirdiğini belirterek, “Bu kararla bir kez daha yargılamanın başından beri göstermelik olduğu ortaya çıktı. Davanın siyasi olması nedeniyle şaşırmadım ancak hiç değilse hukuki açıdan kararın bozulması gerekirdi. Tabii bu son karar değil, temyiz yolu açık. Son kararı Yargıtay verecek, biz de takip etmeye devam edeceğiz. Çok net usule aykırılıklar var, en azından bu sebeple bozulması gerekir” diye konuştu.
“Tutuklu ve hükümlülerle ilgili diğer karar ortadayken bu kararı verilmemeliydi”
Cezaevindeki ölümlerle ilgili 399 mahpusa açılan davada da İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılanan mahpusların, öldürme suçunu işlemediklerinin sabit olması nedeniyle beraat etmesine karar vermişti.
Dört mahpusun ve Jandarma Uzman Çavuş Nurettin Kurt’un operasyonu yapan askerlerce öldürüldüğü, davanın gerekçeli kararıyla kesinleşmişti. Ancak askerlerin yargılandığı davada da beraat çıkınca ölenlerin failleri ‘meçhul’ kaldı.
Güçlü Sevimli, tutuklu ve hükümlülerin yargılandığı davada mahkemenin “suçu işlemedikleri sabit olduğundan” gerekçesiyle beraat kararı verdiğine dikkat çekti:
“Askerlerin yargılandığı davada ise İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi ise delil yetersizliğinden beraat verdi. Ancak mahkemenin, tutuklu ve hükümlülerle ilgili diğer karar ortadayken bu kararı veremiyor olması gerekir. Mahpusların yapmadığı kararla açık, İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, bu davada yargılanan askerlerin de fail olmadığını düşünüyorsa suçu işleyenlerin bulunması adına yeni bir soruşturma açılması için suç duyurusu yapması gerekirdi.”
Ne olmuştu?
İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 3 Aralık 2019’daki kararında dava süresince hayatını kaybetmiş olan beş sanık hakkında davanın düşürülmesine karar verdi. Kalan 262 sanıktan bazıları hakkında ‘kasten yaralama’ ve ‘işkence’ suçlarından açılmış olan dava da zamanaşımından düştü.
Sanıklar, yargılandıkları ‘faili belli olmayacak şekilde kasten öldürme’ suçundan da ‘aleyhlerine mahkumiyetlerine yeterli her türlü kuşkudan uzak kesin ve inandırıcı kanıt bulunamadığından’ beraat etti.
Mahkeme, sanıkların ‘Biz yapmadık’ şeklindeki beyanlarını dikkate alarak beraat verildiğini açıkladı. Oysa bazı askerler ateş açtıklarını kabul etmişti.