Hulusi Akar’dan F-16 çıkışı: “Alternatifler de mevcut !”

Hulusi Akar

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nın ardından gazetecilerle bir araya geldi. Bölgesel istikrar ve NATO’nun güçlü olması için Türkiye’nin güçlü bir hava kuvvetlerine sahip olmasının önemine değinen Akar, “F-16 konusunun bir an önce olumlu şekilde sonuçlandırılmasına gayret gösteriyoruz. Ancak alternatifler de mevcut” diye konuştu.

Bir gazetecinin ABD’den F-16 tedariki ve modernizasyonuna ilişkin sorusu üzerine Akar, Süreç devam ediyor. Basına da çeşitli gelişmeler yansıyor. ABD Savunma Bakanlığı ile temaslarımızı sürdürüyoruz. Şu ana kadar heyetler arası 4 toplantı yapıldı. Temaslarımız devam ediyor. Bu konunun, stratejik ortağımız, müttefikimiz ABD ile temasımızı sürdürerek çözülmesini bekliyoruz” diye konuştu.

Akar, Bu konunun çözülmesiyle ilişkilerimizin daha da iyi bir aşamaya geçeceğini değerlendiriyoruz. F-16’ları almakla hem bölgesel hem de küresel barış ve güvenliğe de önemli katkılar sağlanacağını hepimiz görüyoruz. F-16 tedariki konusunda iyi bir çözüm bekliyoruz” dedi.

İhracat sınırlamaları gündeme getirildi

Akar, görüşmelerde Türkiye ile ilgili konuları gündeme getirdiklerini belirterek, bunların en başında terörle mücadele geldiğini, Türkiye’nin bu konudaki ciddi çabalarını ve destek beklentisini muhataplarına ilettiklerini anlattı.

Toplantılarda, “Türkiye’nin NATO’nun 70 yıllık üyesi ve ikinci büyük ordusu olarak Avrupa-Atlantik güvenliğine sağladığı büyük katkıya da vurgu yaptıklarını” aktaran Akar, “Türkiye’nin dünya, bölge barışı için yapılabilecek ne varsa yaptığını ifade ettik” dedi.

Görüşmelerde bazı müttefikler tarafından uygulanan ihracat sınırlamaları konusunu da gündeme getirdiklerini belirten Akar, şunları söyledi:

“Bunların hem mevcut durumla hem müttefiklik ile uyumlu olmadığını çünkü Türkiye’nin NATO için yapması gereken önemli görevler olduğunu, bu görevler için de malzemeye ihtiyaç duyulduğunu, bu tür tahditlerle mevcut sistemin idamesinin çok zor olacağını, bunların gözden geçirilmesi gerektiğini muhataplarımıza söyledik. Böyle bir uygulamanın müttefiklik ruhuna uygun olmadığını da dikkatlerine sunduk. Türkiye’nin NATO’nun güvenilir, etkin, saygın müttefiki olduğunu, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da dünya, bölge barışı için yapılması gereken ne varsa yapacağını ifade ettik.”

‘Somut adımlar atılmasını bekliyoruz’

Bir gazetecinin görüşmelerde İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusunun gündeme gelip gelmediğini sorması üzerine Akar, şu yanıtı verdi:

“Biz tabii ki NATO’nun güçlenmesini, kuvvetlenmesini, genişlemesini istiyoruz. NATO’nun açık kapı politikası ile ilgili bir sıkıntımız yok. Ama bizim hassasiyetlerimize saygı gösterilmesi gerektiğini belirtiyoruz. NATO bir güvenlik örgütü. NATO’nun en büyük mücadele alanlarından biri terörizm. Terörizm şu anda tüm ülkeler için ciddi problem. Birden fazla terör örgütü ile mücadele eden tek ülke Türkiye. Bunun görülmesi, bu konuda yaptıklarımızın farkındalığının artırılması gerektiğini muhataplarımıza belirttik.”

Haziran ayında Madrid Zirvesi sırasında İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine yönelik imzalanan üçlü memorandumu hatırlatan Akar, şöyle devam etti:

“Memorandum açık. Bizim de tutumumuz, politikamız bu manada açık ve net. Orada İsveç ve Finlandiya tarafından imza altına alınan taahhütler var. Biz bunların yerine getirilmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Bu memorandumun bir son değil bir başlangıç olduğuna dikkati çekiyoruz. Bunların yapılmasının ardından TBMM kararını verecek. Biz de İsveç ve Finlandiya’ya yardımcı olmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda İsveç ve Finlandiya’daki durumu da yakından takip ediyoruz. Hala bu ülkelerde maalesef birtakım provokatif eylemlerin, görüntülerin devam ettiğini üzülerek görüyoruz. Hem İsveç hem Finlandiya’nın somut adımlar atmasını bekliyoruz.”

‘Bazıları 2014’te neredeydi?’

Ukrayna’daki gelişmelere yönelik soru üzerine Akar, “Türkiye’nin konuyla ilgili çok yönlü çabalarını sürdürdüğünü” söyledi. “Başlangıçtan beri Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne önem verdiklerini” belirten Akar, şöyle konuştu:

“Son olarak yapılan, dört bölgenin ilhakına karşı olduğumuzu da açıkça ortaya koyduk. 2014’ten beri biz bu kararımızı, politikamızı sürdürüyoruz. Biz hiçbir şekilde Kırım’ın ilhakını da kabul etmedik. Bu konuda Türkiye’nin karnesinin, duruşunun çok iyi olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü biz Kırım’ın ilhakını tanımadık. Bazıları 2014’te neredeydi? Bu konuda Türkiye’nin açık ve net politikasını herkesin anlaması lazım.”

“Karadeniz’in stratejik bir mücadele alanı olmamasında, sakin kalmasında Türkiye’nin önemli rolü olduğunu” vurgulayan Akar, “Ne Karadeniz’in içine, ne Karadeniz’den dışarı savaş gemisinin girmesine, çıkmasına müsaade etmedik, etmiyoruz. Orasının bir mücadele alanı olmasını engelledik. Karadeniz’in sakin olması Türkiye’nin ayrı bir başarısı” diye konuştu.