Sayıştay’ın Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 2022 yılı hesaplarına ilişkin denetim raporunu açıkladı. Rapora göre, 2016- 2022 yılları arasında icra dosya sayısı 6 milyon 255 bin 482’ye, alacak miktarı ise 112 milyar 413 milyon 996 bin 782 liraya ulaştı. SGK bu icra dosyalarının sadece yüzde 38,33’ünü yani 43 milyar 93 milyon 821 bin 221 lirasını tahsil edebildi. Rapora göre; 17 ilde icra memuru başına 5 bin, 60 ilde 2 bin dosya düşüyor.
Adalet Bakanlığı’nın icra ve iflas dairelerine yönelik verilerine göre; 2022 yılında icra ve iflas dairelerindeki dosya sayısı önceki yıllardan devredenlerle birlikte toplam 33 milyon 275 bin 632’ye ulaştı. 2016-2022 döneminde, dosya sayısındaki artış yüzde 27’yi buldu. Sayıştay’ın 2022 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) denetim raporuna göre ise icra memuru başına düşen icra dosya sayısı 5 bini aştı.
Sayıştay’ın raporunda, Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü İcra Daire Başkanlığından alınan verilere atıf yapılarak; 2016- 2022 yılları arasında, yani 7 yılda icraya intikal ettirilen dosya sayısı toplamının 6 milyon 255 bin 482’ye, alacak miktarının da 112 milyar 413 milyon 996 bin 782 liraya ulaştığı belirtildi. SGK bu icra dosyalarının sadece yüzde 38,33’ü yani 43 milyar 93 milyon 821 bin 221 lirasını tahsil edebildi.
İCRA MEMURU BAŞINA 7 İLDE 5 BİN DOSYA
Sayıştay raporunda; SGK’nın icra dosyasının boyutuna avukat sayısının yetersiz kaldığına dikkat çekerek, icra memuru başına 17 ilde 5 bin dosya, 60 ilde de icra memuru başına 2 bin dosya düştüğü bilgisi yer aldı. Raporda, şu değerlendirmeler yapıldı:
“Alınan verilere göre 2014 yılında 1280 olan toplam icra memuru sayısı 2020 yılı sonu itibarıyla 1312 kişi olmakla beraber 2022 yılı sonu itibarıyla 1284 kişidir. İller itibarıyla bakıldığında 17 ilde icra memuru başına düşen dosya sayısı 5000 adetten fazla olmakla birlikte 69 ilde icra memuru başına düşen ortalama dosya sayısının 2.000’in üzerinde olduğu tespit edilmiştir. İcra memuru sayısının yetersiz olması, takip edilen dosyaların uzun süre sonuçlandırılamamasına ve dolayısıyla icra yoluyla tahsil edilen alacak miktarının düşük olmasına neden olmaktadır.”
7 YILDA SADECE 758 BİN 168 ADET MAL VE 450 BİN 406 GAYRİMENKULE HACİZ
SGK, yüzde 38’lik haciz oranıyla 7 yılda sadece 758 bin 168 adet mal ve 450 bin 406 gayrimenkul için haciz işlemi başlatabildi. 7 yılda sadece 12 bin 264 gayrimenkulü ve 1449 malı satabildi. Sayıştay, icra sayısının ve satışın düşük olmasının sebebini ise şöyle açıkladı:
“Kurum alacaklarının garanti altına alınabilmesi için icra memurları tarafından borçlunun menkul ve gayrimenkulleri üzerinde haciz işlemi uygulansa da satış aşamasında icra birimlerinin dağınık yapılanmasının ve profesyonel bir şekilde icra satış birimlerinin oluşturulmamasının icra tahsilat oranlarının düşük olmasında bir etken olduğu değerlendirilmektedir. Kaldı ki, bu süreci etkin bir şekilde yürüten bir icra biriminin İstanbul ilinde kurulduğu görülmektedir. İcraya intikal ettirilen alacakların tahsilat oranlarının düşük olmasına neden olacak hususlar bulunmakla birlikte Kurum alacaklarının tahsilatlarının artırılması için yasal ve idari tedbirlerin alınması gerekmektedir.”
1 MİLYONA YAKIN ARACA HACİZ İŞLEMİ
Sayıştay, SGK’nın haciz işlemi başlattığı araç sayısını da açıkladı. Sayıştay’ın raporuna göre SGK 781 bin 956 araca haciz işlemi başlattı. Bu haciz işlemlerinin sonucu raporda şöyle açıklandı:
“Kurumun ülke genelinde haciz işlemi uygulamış olduğu araç listesinde 781 bin 956 adet araç bulunduğu ve bu araçların 692 bin 356 adedinde (yüzde 88,54) haciz şerhi, 55 bin 81 adedinde (yüzde 7,04) yakalama şerhinin bulunduğu ve 34 bin 519 adedinde (yüzde 4,42) satış şerhi veya kesin satış şerhinin bulunduğu tespit edilmiştir. Hacizli araçlara yakalama şerhi konulmaması nedeniyle icraya intikal edilen Kurum alacaklarının tahsil edilmesinde hacizli araçların satışının oranı düşük kalmaktadır. Bu durumun temel nedeni, hacizli araçlara yakalama şerhi konulması işleminde her il müdürlüğünde farklı uygulamaların bulunması olarak değerlendirilmektedir. Ancak, haciz işlemi uygulanan tüm araçlara yakalama şerhi konulması uygulamada pek mümkün olmamakla beraber her araç için yakalama şerhi konulup sonrasında araç satış işlemlerine başlanılmasının Kurum alacaklarının tahsilatı için etkin bir yol olmadığı da açıktır.”