Ak Parti MKYK üyesi Metin Külünk, katıldığı bir programda seçimlere ilişkin dikkat çeken ifadeler, kullandı partisine seçim taktiği verdi. Külünk’ün organize suç örgütü lideri Sedat Peker’den aylık 10 bin dolar aldığı iddia edilmişti. Peker, Ak Parti’nin seçimlerde dağıttığı kuru kahveleri de kendisinin karşıladığını söylemişti.
Ak Parti MKYK üyesi Metin Külünk, konuk olduğu bir YouTube kanalında birbirinden çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Ak Parti’nin topyekün bir iletişim hareketine ihtiyacı olduğunu belirten Külünk, bu iletişim hareketinin CHP ve İYİ Parti’nin yurtsever tabanına yönlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
“CUMHUR İTTİFAKI’NIN OY ALABİLECEĞİ SOSYOLOJİK ZEMİN YÜZDE 70’TİR”
Külünk, “Doğu ve Güneydoğu’da da HDP’nin silah üzerinden, Kürt vatandaşlarına yönelik politikaları ciddi anlamda artık boşluğa düşüyor. Bu anlamda HDP’nin tabanındaki vatandaşlarımıza üreteceğimiz pozitif dil, PKK- HDP cephesinin silah üzerinden baskıya dayalı politikalarını boşa düşürür. Bir daha iddia ediyorum, Cumhur İttifakı’nın oy alabileceği sosyolojik zemin yüzde 70’tir. Bu yüzde 70’i alma şansımız var ancak bugünden yarını okuyacak bir iletişim dili geliştirilmeli” şeklinde konuştu.
“BURADA HÜKÜMET FOTOĞRAFI GÖRDÜ”
Kur ve enflasyon artışının vatandaşın cebini olumsuz etkilediğini belirten Külünk, “Burada hükümet fotoğrafı gördü. Sayın Cumhurbaşkanımız, ‘ekipler çalışıyor’ dedi. Ancak temel olarak ‘bu yüksek kur ve enflasyon karşısında milletimizin yanında duracak adımlar atacağız’ dedi. Bu çok önemli. Bunu esas aldıktan sonra biz bu dalgayı da aşarız.
Piyasanın da hükümetin yanında durmasıyla çok ciddi rahatlama olur. Tabii bir anda hızlı gelişti, ağustos, eylül, ekim derken hızlı oldu. Rekabet Kurumu’nun verdiği cezalar oldu. Burada belediyelerin denetimi devam etmeli. Fiyat artışları anormal seviyede. Anormal derecede artış var. Tek başına yüksek kur ve enflasyon ile izah edilemeyecek bir durum var” dedi.
“BELEDİYELER BİNA YATIRIMLARINI DURDURSUN”
Belediyelere çağrıda bulunan Külünk, şöyle devam etti:
“Buradan sizin aracılığınızla belediyelere bir çağrım var. Belediyeler acil ihtiyaçların dışında binaya yönelik yatırımlarını durdurmalı, yerine illerinde ve ilçelerinde tamamen ekonomik olarak karşılaştığımız bu durumdan vatandaşlarımızın etkilenme seviyesini aşağı çekecek çalışmalar yapmalılar. Sosyal politikalar üretmeli, durumu kötüleşen vatandaşlara belediyeler hemen müdahale etmeli. Bir kaç sene bina yapmaktan vazgeçsinler. Acil ihtiyaçların dışında vatandaşlarımıza dokunan adımlar atılmalı. Yurt meselesinde de belediyeler imkanlar oluşturmalı.”