İkizdere’de bilirkişi direnen vatandaşları haklı buldu!

ikizdere

İkizdere’de Cengiz’in maden ocağına karşı açılan davada bilirkişi raporu tamamlandı. 7 uzman tarafından hazırlanan raporda, projenin ekosisteme, arıcılığa ve çay üretimine zarar vereceği belirtildi. Bilirkişiler, Ak Parti  Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın “En uygun yer burası, başka nereden alacağız” söylemini boşa düşürdü. Bilirkişiler, alternatif yer konusunda yeterli incelemelerde bulunulmadığını belirtti.

Birgün Gazetesi’den Gökay Başcan’ın haberine göre; Rize İkizdere’de Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından açılmak istenen Cengiz İnşaat’ın işleteceği taşocağı için verilen çevresel etki değerlendirme (ÇED) gerekli değildir kararına karşı açılan davada bilirkişiler raporunu tamamladı. Alanında uzman 7 bilirkişinin hazırladığı raporda ÇED gerekli değildir kararının teknik olarak yeterli ve uygun olmadığına karar verildi.

İkizdere’de, Rize-Artvin Havalimanı’na hammadde sağlamak için açılmak istenen Cevizlik Bazalt Ocağı’na karşı bölge halkının direnişi 178 gündür sürüyor. Son olarak bilirkişilerin açtığı dava, Projenin bölgenin ekosistemine, tarıma ve hayvancılığa zarar vereceğini belirten yurttaşların haklılığını bir kez daha ortaya koydu.

Rize İdare Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda geçen ay bölgelerde incelemeler yapan bilirkişiler raporunu hazırladı. Raporda, şirketin sunduğu proje tanıtım dosyasının (PTD) eksik ve yetersiz olduğuna, madenin bölgenin ekosistemine zarar verileceğine dikkat çekildi. PTD’de bölgedeki orman varlığına ilişkin eksik bilgiler yer aldığını belirten bilirkişiler, dosyada yer almayan Kızılçam gibi 20’nin üzerinde yapraklı ağaç bulunduğunu ve oluşacak tahribatın yöre halkı açısından yaşam alanları yönüyle kabul edilemez olduğu vurgulandı. Faaliyet sonrasında ise bölgenin ağaçlandırılması süreci ile ilgili yeterli bilgi olmadığı ifade edildi.

ALANDA KAYMA BAŞLADI

Bilirkişiler, arazinin eğimli olması erozyon riski taşıdığını ve bitki örtüsünün kaldırılması riski artırdığını belirtti. Geçtiğimiz ay bölgede incelemeler yapan bilirkişiler, şimdiden bölgede kaymalar yaşandığına dikkat çekti. Yine raporda heyelan riski ve nasıl önleneceğine ilişkin PTD’de bir çalışma yer almadığını belirtildi.

SUYUN AKIŞI BOZULACAK

PTD’de, yer altı ve yer üstü sularına ilişkin bilgilerin bilimsel ve teknik anlamda eksik olduğu belirtildi. Bölgedeki yağışın İkizdere’nin alt kollarını beslediğini belirten bilirkişiler raporunda şu ifadelere yer verdi: “Projenin doğal görünümünü bozacağı ve özellikle üst bitkisel toprak ve yapılan kazılar sonucu zeminin su tutma kapasitesinin değişeceği ve yağış-akış-sızma dengesinin bozulacağı ortadadır.”

VERİM DÜŞECEK

Bilirkişiler projenin bölgedeki arıcılığa ve çay üretimine büyük zararlar vereceği belirtildi. Maden ocağının kurulacağı bölgelerdeki köylerde toplam 163 büyükbaş hayvan, 953 adet faal arılı kovan bulunduğuna dikkat çeken bilirkişiler, tozlanma etkisinden dolayı balın ve bölgedeki tarım ürünlerinin veriminin düşeceği belirtildi. Raporda “Dava konusu PTD incelendiğinde tarım alanları ve arıcılık lokasyonları özelinde yayılan tozlanma etkilerinin dikkate alınmadığı, bu alanlar özelinde bir araştırma ve değerlendirmenin yapılmadığı anlaşılmaktadır” denildi.

DAHA FAZLA TOZ ÇIKACAK

Raporda, çalışmalar esnasında meydana gelecek toz emisyonlarının hesaplanan değerden yüksek olacağına ve en yakın yerleşim birimlerinin olumsuz etkileneceği ifade edildi. Bilirkişiler, PTD’de tozu bastırmak için kullanılacak suyun ne kadar olacağı ve nereden temin edileceğine ilişkin bilginin de yer almadığını belirtti. Ayrıca raporda bölgenin orman yapısı nedeniyle oluşan tozların rüzgar etkisiyle çok geniş alana yayılma ihtimalin olduğu, tarımsal faaliyetler ve ormancılık ile yerleşimlerin etkilenme durumları yönünden detaylı değerlendirme yapılmadığına dikkat çekildi.

DERE YATAKLARI DARALTILDI

Bilirkişiler PTD’de yer alan “…Dere yataklarına herhangi bir müdahalede bulunulmayacak, akış rejimi bozulmayacaktır” denilmesine rağmen keşif günü yapılan incelemelerde şirketin taahhütlerine uymadığı ve dere yatağına hafriyat atıkları dökülerek daralttığını belirtti.

TRAFİK ARTACAK

Bölgeden çıkarılan cevheri taşımak için belirtilen 20 adet kamyonun yetersiz kalacağını belirten bilirkişiler, kamyon sayısının artması ile birlikte Rize- İspir karayolunda trafik yoğunluğunun artacağına dikkat çektiler. Bilirkişiler dosyada bu konuda ciddi eksikler yer aldığını ifade etti.

TAŞ SAVRULMASI RİSKİ

Bilirkişi raporunda yer alan diğer bir konu ise taş savrulması. Bazalt ocağına yakın mesafede olan Cevizlik köyü, Rize-İspir Yolu ve tünel girişinin taş savrulmasından dolayı direkt ve ya dolaylı olarak etkilenebileceği belirtildi. Raporda, taş savrulmasına ilişkin yeterli bir çalışma yapılmadığına dikkat çekildi.

ALTERNATİFİ VAR

Öte yandan bilirkişiler, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın “En uygun yer burası, başka nerden alacağız” söylemini boşa düşürdü. Alternatif yer konusunda yeterli incelemelerde bulunulmadığını ve sondaj çalışılması yapılması gerektiğini belirten bilirkişiler raporda şu ifadelere yer verdi: “Hammadde temininin bölgesel olarak uygunluğu çevresel yönden kalıcı ve telafi edilemez ekosistem sorunları oluşturmayacak proje ve alan alternatiflerinin incelenmesini gerekli kılmaktadır. PTD’nın proje alternatiflerinin dayanımı yüksek bazalt cevheri yerlerinin tespit edilmemesi ve irdelenmemesi yönünden de ciddi eksiklikler içerdiği değerlendirilmektedir. Keşif günü yapılan başta jeolojik değerlendirmeler proje alanındaki rezervinin oldukça geniş bir alana yayılmış olduğunu gösterdiği değerlendirilmektedir.”

YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI VERİN

Açıklanan bilirkişi raporunun ardından İkizdere Çevre Derneği açıklama yaptı. Çalışmanın bölgede hâlâ sürdüğünü belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “ Mahkemeye davacılar olarak iki, üç defa çalışmalar başladı, önce yürütmeyi durdurun, alan zarar görmesin, sonra keşif yaparız, bilirkişiler eğer proje uygun derse yine faaliyet devam eder dedik. Maalesef mahkeme bu taleplerimizi ıskaladı. Gelinen noktada her gün hala devam eden bir çalışma var. Şimdi bilirkişiler çalışmaların ne kadar bilimsellikten uzak raporlarla devam ettiğini, oluşan zararları, ileride oluşabilecek zararları yazdılar. Bu aşamaya kadar doğa alanında bunca zarar oldu. Doğayı verilen zararları şimdi kim telafi edecek. Bunca zarardan sonra mahkemenin vereceği karar ile doğa eski haline gelecek mi?”

Yürütmeyi durdurma kararı verilmediği bölgeye geri dönüşü imkansız zararlar verildiği ifade edilen açıklamanın devamında şöyle dendi: “Hukukumuzda tam da bu tür zararların önlenmesi için yürütmeyi durdurma şeklinde bir düzenleme vardır. Bu müessese bu doğa katliamı için devam ederken uygulanmayacak ise ne zaman uygulanacak? Hiç değilse bu aşamada vahim çevresel zararlar hala da çalışmalar devam ettiğinden her gün oluşmaya devam ettiğinden mahkemenin hiç beklemeden derhal yürütmeyi durdurma kararı vermesi gerekmektedir.