İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu; 3 ilçeden geçecek, 8 istasyonlu, 10,9 kilometrelik Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli Metrosu’nda incelemelerde bulundu. Gazetecilerin gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan İmamoğlu, 300 metrobüs alımı ve Sefaköy-Beylikdüzü-TÜYAP metro hattının Cumhurbaşkanlığı yatırım planına alınmamasıyla ilgili soruya, “Küçükçekmece, Avcılar, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Esenyurt; bunları üst üste koyduğumuzda, 3,5 milyona yakın bir nüfustan bahsediyoruz. O bölümdeki büyük trafik sıkışıklığından bahsediyoruz. İhmal edilen bu alana dair bu sürecin işletilmemesi, onay verilmemesi, yatırım planına alınmaması İstanbul halkına ihanettir, kötülüktür. Ben, buradan en üst tonda çağrımı ve uyarımı yapıyorum: İstanbul halkına ihanet eden yöneticileri, tek tek deşifre ederiz; kim olursa” yanıtını verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli Metrosu’nda incelemelerde bulundu. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Pelin Alpkökin’den hatla ilgili bilgiler alan İmamoğlu, incelemenin ardından gazetecilere, hatla ilgili değerlendirmelerde bulundu. “Çekmeköy-Sancaktepe ve Sultanbeyli, bizim için çok önemli bir hattımız” diyen İmamoğlu, “Bu hat üzerinde bugün hem bir TBM’in tünel çıkış anını yaşadık hem de bir TBM’in de görevine başlama anını gördük. Hatta canlı olarak şu anda izliyoruz. Bu hattımız da ne yazık ki sağlıklı planlanmadığından ötürü, bir durağan dönemden sonra bizim tümden ele aldığımız finansmanından imalatına ve bu noktada özellikle hem teknik altlıkların hazırlanması hem sürecin iyi planlanması hem de bu hattın yüklenicilerinin sürece olan gerçekten pozitif konsantrasyonu bugün sağlıklı bir işlemi İstanbul’a yürütüyor. Çekmeköy-Sancaktepe ve Sultanbeyli hattının öncelikle Sancaktepe Şehir Hastanesi’ne dönük bir imalatı ve açılışı olacak. Ardından Sultanbeyli…” ifadelerini kullandı.
2024’Ü HEDEF OLARAK BELİRLEDİ
Hattı 2024’ün sonuna kadar toparlama hedefinde olduklarını açıklayan İmamoğlu, “Tabiri caizse, İstanbul’un Anadolu yakasının en kuzeyinden yoğun nüfusun yaşadığı bir nevi TEM otoyolunun üst kısmındaki nüfusu, diğer hatlarla buluşturacak. Sultanbeyli’yi, Sancaktepe’yi, hatta Çekmeköy’le beraber Ümraniye’nin bir bölümünü de içine alan bir pozisyonuyla, güçlü bir ulaşım hattını sağlamış olacak. Bu hatta, umuyorum aksamadan ve sonuna hep birlikte ereceğimiz günleri şimdiden diliyorum. Başarılar diliyorum bütün çalışma arkadaşlarıma ve yüklenici firmalarımıza” dedi. İmamoğlu, değerlendirmelerin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. İmamoğlu’na sorulan sorular ve İBB Başkanı’nın sorulara verdiği yanıtlar şöyle oldu:
AK PARTİ’NİN SEÇİM VAADİNİ HATIRLATTI
– İncirli-Beylikdüzü hattı, Cumhurbaşkanlığı yatırım programına girmedi. Siz de sosyal medyanın tepkisini de getirdiniz. Ardından AK Parti kadından bazı tepkiler geldi. İBB’nin yasal borçlanma sınırını aştığını ve o imzaların bu yüzden atılmadığı gibi yorumlar yapılıyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Öncelikle, İncirli-Sefaköy-Beylikdüzü (Sefaköy-Beylikdüzü-TÜYAP) hattından bahsetmek gerekir. Ben, 33 yıla yakındır o bölgede yaşayan birisi olarak, bu hattın Büyükçekmece, Beylikdüzü, Esenyurt, hatta Başakşehir’in bir bölümü, yani Bahçeşehir’in bir bölümünü bile ilgilendiren, Avcılar, Küçükçekmece nüfusunu yoğun bir biçimde ilgilendiren bu hatla ilgili, ilk vaadi hatırlıyorum. 2003’ün Aralık ayı falan. Niye? 2024’te yerel seçim var. Açsınlar, AK Parti arşivlerinde görsünler. O halka, ‘Hemen seçimden sonra başlıyoruz’ diye bu vaadi vermiş bir AK Parti hükümetinden bahsediyorum. AK Parti yerel yöneticilerinden bahsediyor. 2004; aradan neredeyse 18 sene geçmiş. Ve o bölgede sanıyorum 18 sene önce, belki bu getirecekleri nüfus 1,5 milyonken, şu anda orada etki altında bulunan nüfus, 3,5 milyon. Ve bu hatta başlanamamış. Biz, gelir gelmez, çok öncelikli bir hat olarak bu işi ele aldık. Yani süreci hem proje olarak ele aldık hem fizibilitesini güçlendirdik. Aynı zamanda bunun finansmanını ele aldık. Ve hatta Mahmutbey-Esenyurt hattıyla nasıl ilişkilendirilir, daha verimli hale gelir gibi, bütün fizibilite çalışmalarımızı bitirdik.”
“O MASALARDA OTURANLAR, DÜN İBB MASALARINDA OTURUYORDU”
“Bu konuda bir ön protokol yaptık EBRD ile. Yani finansmanını sağlama yönünde ön protokol yaptık. Ve ardından bu sürecin projelerini tamamlayıp, Ankara’daki bütün kurum ve kuruluşlarla irtibata geçti arkadaşlar. Yani bu, yaklaşık 9-10 aylık bir ilişki. Yani bugüne dair bir ilişki değil. Buradan masada nasıl bekletildiğini, nasıl kenara itildiğini ifade etmeyeceğim. Çünkü, bugün o masalarda oturan insanlar, ne yazık ki dün Büyükşehir’de bazı masalarda oturan insanlardı. O tarafına girmeyeceğim ama kişisel ihtirası, kişisel kıskançlığı, yani İstanbul’a dair kıskançlığı olan bazı insanların, bir hizmeti engelleme yönünde yaptığı kötülüğün bundan daha somut bir örneği olamaz. Bunun içinde Sayın Bakan’ı kastediyorum. Başka yöneticileri de kastediyorum.”
“İSTANBUL HALKINA İHANET EDEN YÖNETİCİLERİ, TEK TEK DEŞİFRE EDERİZ”
“Küçükçekmece, Avcılar, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Esenyurt; bunları üst üste koyduğumuzda, 3,5 milyona yakın bir nüfustan bahsediyoruz. İstanbul’da yaklaşık dört kişiden birinden bahsediyoruz. O bölümdeki büyük trafik sıkışıklığından bahsediyoruz. Başakşehir’i de kattığımızda, İstanbul’un batısına ilk metroyu da biz başlattık; Mahmutbey- Esenyurt hattı. Bu da önemli ikinci metrosu. Bu konuda, ihmal edilen bu alana dair bu sürecin işletilmemesi, onay verilmemesi, yatırım planına alınmaması İstanbul halkına ihanettir, kötülüktür. Ben, buradan en üst tonda çağrımı ve uyarımı yapıyorum: İstanbul halkına ihanet eden yöneticileri, tek tek deşifre ederiz. Kim olursa. En tepesinden en altına; kim olursa. Bana borçlanma, bütçe vesaire safsatalarını açmasınlar. Bunu kim onaylamadı? Niçin onaylamadı? Onun cevabını versinler. Ta 2020’de, Meclis’te oy birliğiyle tiyatro mu yaptılar? Onu da merak ediyorum. Tiyatro yaptılar İstanbul Büyükşehir Meclisi’nde. ‘Gitsin; Ankara’da nasılsa onaylamayız’ diyen akla, yani otobüs alım onayına nasıl oy birliğiyle el kaldırdılar ya; aynı şekilde bunda da tiyatro oynamaya kalkmasınlar bütçeye, ona buna gönderme yaparak.”
“BENİ DEĞİL, 16 MİLYON İSTANBULLUYU CEZALANDIRIYORSUNUZ”
“Bakın milyon kilometreyi aşmış metrobüslerle ilgili çoktan imzalansaydı şu anda ne olurdu? Ben, Sayın Cumhurbaşkanı’na, rahmetli Kadir Topbaş’ın cenazesinde, Fatih Sultan Mehmet Han’ın türbesinin yanında sordum. ‘Efendim bunu niye imzalamıyorsunuz? Bizim buna ihtiyacımız var.’ ‘İmzalarız…’ ‘Konuşuruz…’ Aldığım cümle cevap bu. Yanımda insanlar vardı. Bakınız; bütün bu işleri siyasi hırsla ve itirazla yönetenler ne yaptı? Bugün milyon kilometreyi aşmış otobüslerin yerine, 300 tane cıvıl cıvıl tertemiz otobüs hizmet ederdi. Çoktan. Çünkü bunun ihalesi, alımı, teslimi yaklaşık 1-1,5 sene. Meclis’ten çıkalı zaten 1,5 sene oldu. Kimi cezalandırıyorsunuz? Ekrem İmamoğlu’nu değil ki. Beni ancak üzersiniz. Beni değil, 16 milyon İstanbulluyu cezalandırıyorsunuz. İçinde AK Partilisi var, Cumhuriyet Halk Partilisi var, herkes var. Allah aşkına, bu hangi akıl tutulması?”
“BİZE CEVAP YETİŞTİRENLER, TÜRKİYE’NİN BÜTÇELERİ NE HALE GELDİ, ONA BAKSINLAR”
“Şimdi efendim bütçe, şu, bu. Bütçe dersi veririm onlara. Bunu yazanlara var ya, bütçe dersi veririm. Akılları döner, başları döner. Onlara bütçe dersi veririm. Bize cevap yetiştirenler, Türkiye’nin bütçeleri ne hale geldi, ona baksınlar. Döviz artışı, enflasyon… Yani bugün 100 liralık bütçelerimiz, 200 lira olduysa, paramız artmadı, gelirimiz artmadı. Bakın burada yüklenici arkadaşlar var. Şu TBM ya da şurada yaptıkları işlerin ortalama artışları, yüzde 70-80-90. ‘Yurt dışından TBM getiriyoruz’ diyor, ‘Çin’den ya da Almanya’dan.’ Bunlar Euro, Dolar ya da başka bir döviz cinsinden. Kimi aldatıyorlar? Ne bütçesinden bahsediyor? İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin borçlanma izni yoksa, niye borçlanmanın tarifinin altında olduğu bütçeyi 3 ay önce onayladılar. Niye o zaman çıkıp ‘Borçlanmanız yok’ demediler?”
“BÜTÇE OYUNU ÜZERİNDEN, BU MİLLETİ ALDATAMAZLAR”
“Bakın bütçe oyunu üzerinden, bu milleti aldatamazlar. Bütçe ne biliyor musunuz? Dar gelirlinin cebindeki parayla gidip, 3 ekmek yerine 5 ekmek için Halk Ekmek büfelerinin önünde kuyruğa girendir, bütçenin özeti. Gitsin ona baksınlar. Bana bütçe dersi vermeye kalkmasınlar, akıllarını başlarından alırım. Onun için işin özeti şudur: Bir; İstanbul’un Beylikdüzü- Sefaköy ve hatta İncirli… Sefaköy-İncirli hattını da arkadaşlarım, ‘Verin, biz analiz edelim, bu hatta bütün bakalım’ diye yazılar yazmasına rağmen, buna cevap bile yazmadı Sayın Ulaştırma Bakanı. Ben, kendisini iki kez aradım telefonla. Makamına not bıraktım, ‘Acil bir konu var görüşmek istiyorum’ diye. Bir tanesi 5 ay önce, bir tanesi 3 ay önce. Yine bu konuyla ilgili. Dönüş yapmadı. Ben onu niye arıyorum biliyor musun? İsminden dolayı değil. İsminden olsa hiç aramam. Onu arıyorum, çünkü Türkiye’nin Ulaştırma Bakanı. Onun için arıyorum. O da bana cevap vermek zorunda. Ben de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’yım. 16 milyon insan onun aklını başından alır yoksa. O bakımdan biz ne yapmış olduk? Beylikdüzü, Esenyurt, Avcılar, Küçükçekmeha halkının faydalanacağı metro hattının yol yürümesinde sıkıntıya uğramış olduk. Ne için? Bir imza. O bir tane imza. Kitap imzalamaya benzemez. Bu başka bir şey. 16 milyon insan etkileniyor.”
“AKILLARINI BAŞLARINA DEVŞİRSİNLER”
“İkincisi; İstanbullunun 300 tane yeni metrobüs hattındaki otobüsle buluşmasını, 1,5 senedir engellemiş oldular. ‘İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde tiyatro mu oynadı AK Partili meclis üyeleri oy birliğiyle el kaldırırken’ diye kendilerine sorsunlar. Bu makamlar, gelir geçer. Parti aidiyetleri, şu, bu, hepsi bir kenara bakın. Esas olan, millete hizmettir. Her yerde söylüyorum. Şu proje, parti projesi değildir. Bu proje, milletin ve devletin projesidir. Bugün Pelin Hanım hizmet ediyor, yarın başkası hizmet edebilir. Dün başkası ediyordu. Bugün ben Belediye Başkanıyım, yarın başkası. Bugün birisi Cumhurbaşkanı, yarın bir başkası. Herkes yaptıklarıyla, diliyle, uygulamalarıyla, işiyle anılır. Birazcık erdemli davransınlar. Birazcık halka dair sorumluluklarını üzerlerine alsınlar. İnsanlar, yarın belki haklarında güzel dualar ederler. Akıllarını başlarına devşirsinler. Zaten gidiyorlar; bari güzel gitsinler.”
“HALKIN İRADESİNİ ÖNDE TUTARSANIZ HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLUR”
– Sizde önceki belediye başkanı bir açıklaması vardı, ‘Çok oy aldığımız ilçelere metro yatırımı yapacağız’ diye. Sizin düşünceniz nedir?
“Ne alakası var? Bakın biz, bugün cansiparane finansmanını bulup yapmak istediğimiz neresi? Çekmeköy. Neresi? Sancaktepe. Neresi? Sultanbeyli. Sultanbeyli, belki de benim partimin en az oy aldığı ilçelerden birisi. Çekmeköy ve Sancaktepe’yi yöneten belli. AK Partili belediyeler. Millet seçmiş. Görevinin başında. Keşke buraya gelselerdi; gelemezler. İzin çıkarsa gelirler. Bazıları cesurca geliyor, onları alkışlıyorum. Gelsinler, çünkü o da seçilmiş. Benim başımın üstünde yeri var. Benim de öyle olmam gerektiği gibi. Bu böyledir yani. Halkın iradesini önde tutarsanız, her şey çok güzel olur. Tutmazsanız, güzel olduğunu zannedersiniz, küçülürsünüz. O bakımdan biz, halka hizmet ediyoruz. Ben, şu anda Çekmeköy’deyim, Sancaktepe’deyim, Sultanbeyli’deyim. Bakın orada öğrenciler bana el sallıyorlar, buradaki yan komşular. Hangi partili olduğuna mı bakıyoruz Allah aşkına? Sevgimizi, gönlümüzü onlara emanet ediyoruz. Onlar bize saygılarını gösteriyorlar. Beraber iş yapıyoruz. Yarın kimin nerede olacağı belli değil. O bakımdan tüm bu kavramlarla, siyasi ayrım yaparak hizmet eden akıl, projesine parti ismi veren akıl, Türkiye’de asla bir işe yaramaz. Türkiye’de milletini, devletini yücelten akıl, geleceğe dair çok güzel izler ve işler yaratır. Bizim yürüdüğümüz yol budur. İstanbul’da hiçbir mahalleye, hiçbir sokağa, hiçbir caddeye, hiçbir ilçeye siyasi ayrımcılık gözüyle bakmadık, bakmayız, bakmayacağız. Bizim tavrımız bu.”
“BU ÜLKENİN EKONOMİSİNİ YÖNETENLER YÜZÜNDEN REVİZE BÜTÇE KONUŞUYORUZ”
– Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, “Belediyeyi borçlanamaz hale getirdiniz. 2-3 yılda, 43 milyardan 402 milyar liraya çıkardınız” diyor. Yani bu durumda siz daha borç alamayacak mısınız?
“Ben az önce az önce söyledim; onun zihni bütçeyi yönetmeye, bütçeyi anlamaya yetmiyor. Onun zihni; polemik üretmeye, yalan ifadeler üzerinden tez üretmeye yetiyor. Sadece siyaset yapıyor. Umarım Esenler Belediye Başkanlığını yapmayı başarabilir. Bu gidişle Esenler Belediye Başkanı bile kalamayacak. İşini yapsın. Bizimle dayanışma içinde olsun Grup Başkanvekili. Biz, kendisine daha 2 hafta önce bütçeyle ilgili sunum yaptık. O zaman çıksaydı, bir gün sonra bir gün sonra açıklama yapsın. Bakın benim arkadaşlarım kendisine brifing verdiler. İSKİ bütçesi, Büyükşehir Belediyesi bütçesi… İSKİ’de, 1 milyar 300 milyon liralık geçen yıl gerçekleşen elektrik masrafı, şu anda bu yıl için 2 milyar 700 milyon lira. Ne borçlanmasından bahsediyor? Bütçenin ne anlama geldiğini biliyor mu? Bütçenin bu tür geçiş zamanlarında, yani gerçek enflasyonun yüzde 50-60’ları yaşadığı bir ortamda, yeni yılın bütçesini yaparken… Bakın benim, Kasım ayında, ‘Bizim acilen revize bütçe ihtiyacımız olacak’ diye konuşmam var. Açın, görün. Biz, şu anda revize bütçe yapmak zorundayız. Meclis’e getirmek zorundayız. ‘Şubat’ta konuşalım’ diye arkadaşlarıma cevap verdiler. Bu hafta yine konuşacağız kendisiyle. Davet ettim. Biz, niçin revize bütçe konuşuyoruz iki ayda? Bu ülkenin ekonomisini yönetenler yüzünden. Benimle konuşmasın. Dönsün, Ankara’da ekonomiyi yöneten bakanıyla konuşsun, başka yetkililerle konuşsun, ‘Bizi niye bu duruma düşürdünüz’ diye. Kendi bütçesi, kendi ilçesindeki bütçesi. Şu anda revize bütçe yapmak zorunda kalacak, göreceğiz. Alın Esenler’in 2021’de, Ekim ayında kendi ilçesinde geçirdiği bütçeyi, bir de bu yılın sonunda kaç liralık bir bütçeyle geçtiğini görün. Yani nasıl bittiğini görün. Diyeceksiniz ki; ‘Ekrem İmamoğlu bunu sana 18 Ocak’ta Sancaktepe’de söylemişti.’ En az en 1,7-1,8 katı bütçeyle bitirmek zorunda kalacak. Sebep? Ekonomiyi yöneten kendi yetkilileri yüzünden. Onun için onlara hesap sorsun. Bizimle ilgisi yok.”
ADAYLIK YANITI: “BENİM İŞİM GÜCÜM İSTANBUL”
– Sizin adaylığınız söz konusu mu acaba?
“Bakın ben, İstanbul Belediye Başkanıyım. Gündemden düşürmeyenlerle konuşun. Benle ne alakası var? Benim İstanbul gündeminin dışında konuştuğum, -şöyle dönün sadece bir seneye bakın- tek bir husus bulun, getirin önüme koyun. Ben duyuyorum, ‘Efendim İstanbul’la ilgilenmiyor.’ Benim işim gücüm İstanbul. Her gün İstanbul’un bir sokağındayım. Bir mahallesindeyim, bir ilçesindeyim. Başka bir yere gittiğim yok. Türkiye’de büyük bir ahlak sorunu yaşıyoruz. Mesela birilerini kavga ettirmek istiyorlar. Ekrem İmamoğlu’nu kavga ettirmek istiyorlar. Ben, dünyada benim Genel Başkanımla en son kavga edecek kişiyim. Cumhuriyet Halk Partisi’nde, benden daha iyi Cumhuriyet Halk Partili yok bana göre. Çünkü en iyi partili, ülkesine en iyi hizmet edendir, Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki kültür gereği. Ben de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde en iyi hizmeti yapmaya çalışan birisi olduğum için, ondan da en fazla gururlanacak kişi, benim partimin Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’dur. Dolayısıyla, buna bir baba-oğul ilişkisi gibi deyin; bir Genel Başkan-İstanbul Belediye Başkanı ilişkisi deyin; geçmişten beri bir siyasi yol arkadaşı-yoldaş ilişkisi deyin; ne derseniz deyin, bizim huzurumuzu kaçıracak, bizi kavga ettirecek Türkiye Cumhuriyeti’nde Allah’ın kulu yok.”
“BU YOLCULUKTA HERKES, GEREKİRSE KAPIKULU OLMAYA ADAYDIR”
“Tüm ittifak olarak da siyaset üstü bir akılla, Türkiye’nin ekonomisini yerle bir eden, Türkiye’deki insanlara ayrıştırma iklimini yaratan kim varsa, onlardan bir an önce ülkeyi düze çıkarıp, Türkiye’yi müreffeh bir seviyeye kavuşturma konusunda yemin etmiş siyasi kimlikleriz. Hiçbirimizin kişisel egosu, kişisel bekası söz konusu değildir. Koltuk sevdası söz konusu değildir. Bu yolculukta herkes, gerekirse kapıkulu olmaya adaydır. Anlatabiliyor muyum? Böyle bakarız biz yolculuğumuza. Milli bir meseledir. Ülkemizin kurtuluş mücadelesidir. O bakımdan bunun için de ekonomik kurtuluş vardır, bunun için de eğitimle ilgili, bunun için de şehircilikle ilgili, yerel yönetimle ilgili… Ben mesela şöyle düşünüyorum: Yani ülkemizde siyasi ayrımcılık yapmaksızın, bütün belediyelere eşit bakan bir hükümet olduğu takdirde, bu ülkenin her belediyesi başarılı olur. AK Partilisi, MHP’lisi, CHP’lisi, İYİ Partilisi… Hangisi olursa olsun. O bakımdan halkın iradesine saygı duyan, akılcı, mantıklı, ülkesini düşünen, her ortamdan bir ayrımcılık cümlesi çıkartmayan, hep birlikte başaralım diyen bir akla hepimizin çok ihtiyacı var. ‘Benim İstanbul’da ihtiyacım var’ diyorum. Onun için ben bu işe hangi duyguyla yaparlar, nasıl bu psikolojiye bürünürler…?”
“NE KADAR AŞIKMIŞLAR İSTANBUL’A?”
“Neymiş bu İstanbul ya? Ne kadar aşıkmışlar İstanbul’a? Haberimiz yok yani. Binlerce kilometrekaresini mülk edinmişler haberimiz yok. Sanki 16 milyon insan, bir avuç insandan mülkünü aldı. Böyle bir şey yok. Kıskançlık yapmasınlar. Ben onların da çoluklarına, çocuklarına, torunlarına hizmet ediyorum şu an İstanbul’da. Kıskançlık yapmasınlar. Onların da partililerine hizmet ediyorum İstanbul’da. Etmeye de devam edeceğim. Onların torunlarından, çocuklarından oy alacağım. Bugün o raporu imzalamayanların torunlarından, çocuklarından ben oy alacağım göreceksiniz. Bana daha çok itibar edecekler. Çünkü yanlış yaptıklarını görecekler ileride. Bu bakımdan o kötü yolculuktan, o kötü akıldan, kıskançlıktan sıyrılsınlar. Bu şehre hizmet etmek isteyen, doğru yaptığımız her işe imza atsınlar. Alkışlasınlar. Partiler gelir geçer. Diyeceğim bu kadar.”