İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı sonrası 83 kadın öldürüldü

oya ersoy
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy; İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilme kararının ardından hazırladığı raporların üçüncüsünü basın toplantısı ile duyurdu.

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının ardından yalnızca basına yansıyan 83 kadın; 26 Mayıs-25 Haziran tarihleri arasında da 29 kadın erkekler tarafından katledildi. Yüzlerce kadın şiddet ve istismara uğradı, sakat kaldı ya da yoğun bakımlarda tedavi edildi.

İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilme kararının alındığı 20 Mart tarihinden itibaren şiddet, şiddet mağdurunun korunmaması, cinayet, cezasızlık ayrımcılık, çocuğa yönelik istismar verilerini toplayan Ersoy; bu raporda da 26 Mayıs-25 Haziran tarihleri arasında yaşananlara yer verdi.

Ersoy; raporlamanın hem toplumsal bellek oluşturmak hem de sözleşmeden çekilmenin yarattığı yıkımın gösterilmesi ve kayıt edilmesi açısından kritik olduğunu dile getirdi.

Raporun sunuşu sırasında Ersoy özellikle bu ay çocuk yönelik istismar vakalarında ve cezasızlık politikalarında ciddi artış olduğunun altını çizdi. Ayrıca Ersoy; İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararının, özellikle şiddete maruz kalan kadınların başvurduğu yargıyı bir şey yapmaması yönünde güçlendirdiğine raporda yer verildiğini söyledi.

İstanbul Milletvekili Oya Ersoy’un basın toplantısı metni: “İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı çekilme kararının ardından 3 ay geçti. Ülkemizde 26 Mayıs- 25 Haziran tarihleri arasında sadece basına yansıyan 29 kadın öldürüldü. İstanbul Sözleşmesinden tek taraflı çekilme kararı alındığı günden itibaren yine sadece basına yansıyan 83 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Yüzlerce kadın şiddet ve istismara uğradı, sakat kaldı ya da yoğun bakımlarda tedavi edildi…



Nasıl ki kadınların uğradığı şiddet, cinayet, istismar; statü, meslek ayrımı, ekonomik koşul, eğitim düzeyi ayrımı yapmadan toplumun tüm kesimindeki kadınları, LGBTİ+ları ve çocukları hedef alıyorsa, görüyoruz ki bu raporda da kadın ve LGBTİ düşmanlığı, çocuk yaşta evliliklerin meşru olarak görülmesi gibi söylemleri savunan üst yargı mensupları, akademisyenler ve kurum temsilcileri söz konusudur.

 

Bu Yazıya Tepki Ver