İşte İmamoğlu olayının iç yüzü: Vali ve bakan yetkilerini neden kullanmadı?

süleyman soylu ekrem imamoğlu
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sözcü yazarı Saygı Öztürk, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 9 Aralık 2021’de yaptığı konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 557 personelin terörle iltisaklı olduğunu söylemesiyle başlayan sürecin iç yüzünü yazdı. 21 Aralık 2021’de bakan onayı ile başlatılan özet teftiş sonucunda ulaşılan tespitleri hatırlatan Öztürk, İçişleri Bakanlığı’nın konuya ilişkin savunmasının zayıf olduğunu, bahsedilen personellerle ilgili, bahsedilen yüksek düzeyli risk varsa, İçişleri Bakanı ve İstanbul Valisi’nin görevini tam yapmadığına dikkat çekti. Öztürk, “Atamaya yetkili amirler hakkında 6 Haziran 2022 tarihinde Bakanlık makamından araştırma/ön inceleme onayı alındığı halde terör örgütü üyesi, irtibatlı/iltisaklı olduğu belirlenen belediye personelinin kamu görevlerinden çıkarılmaları için OHAL dönemindeki düzenlemelere göre durumları il valisi başkanlığındaki komisyona niçin bildirilmedi?” diye sordu.

Öztürk, Atamaya yetkili amirlerin sorumluluklarının tespitine ağırlık verildiği anlaşılıyor. Tabii ki derin araştırma yapılmalı. Açıklamada, ‘Ön incelemenin sonuçlanmasının beklendiği’, bunun 6 Aralık 2022 tarihinde tamamlandığı belirtiliyor. Ama ne oldu? Zamanında o personel valilik ve bakan onayı ile belediyeden uzaklaştırılmadı, bu yetkiyi veren yasanın 31 Temmuz 2022’de süresi doldu. Hem alınmasında, çalıştırılmasında sakınca görülüyor, hem de bu kişiler görevden uzaklaştırılmıyor” diye yazdı.

Oysa terörist olduğuna ilişkin yeterli bilgi/belgeye ulaşılmış ve dolaysıyla kamu görevinde bir gün bile tutulmaması gereken belediye personelinin görevine son verilmesi için bunları atayan amirlerin sorumlulukları/tecziye edilmelerine ilişkin ön incelemenin sonuçlanmasının beklenmesine gerek yok” diyerek çelişkiye dikkati çeken Öztürk, “Bunların birbirinden farklı işlemler olduğu Bakan’a anlatılmadı mı?” dedi.

Haklarında inceleme yapılan personelin büyük bölümünün belediye şirketleri çalışanları olduğunu ve onların “Kamu Personeli” olarak değerlendirilemeyeceğini söyleyen Öztürk, “Belirtilen nedenlerde şirket işçileri hakkında sadece Milli Güvenlik açısından stratejik tesis/projelerde veya gizlilik dereceli yerlerde çalıştırılmaları halinde haklarında güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırılması yapılabiliyor” bilgisini aktardı.

Öztürk, “Yasaları konuyu bilenlerle birlikte incelediğimizde tablo böyle. Ama, amaç İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve diğerlerini görevden almaksa, o zaman durum farklı” görüşünü ifade etti.

Yazının tamamını okumak için tıklayın



Bu Yazıya Tepki Ver


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir