İyi Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur, TBMM Genel Kurulu’nda AK Parti iktidarına, “Her gün şehit cenazesi kaldıran bir ülke olduk. Buna ‘dur’ demek lazım artık. Durdurun bu kıyımı artık. Yazık, gidenler bizim canlarımız. Yeni açılım pencerelerinizi de mültecilere açtığınız kapıları da kapatın artık” çağrısı yaptı.
Aylin Cesur, TBMM Genel Kurulu’nda dün yaptığı konuşmada, İstanbul’daki İstiklal Caddesi’nde düzenlenen bombalı terör saldırısına ilişkin, “Bu elim olayla gördük ki dezenformasyon yasasına karşı dile getirdiğimiz itirazlarımızda ne kadar haklıymışız. Dünya ülkemizde patlayan bombayı konuşurken vatandaşlarımızın haber alma özgürlüğünü, sosyal medyaya erişim engeliyle elinden aldınız” dedi.
“Durdurun bu kıyımı artık”
“Yasak getirecekseniz eli kanlı, kim olduğu, ne olduğu bilinmeyenlerin ülkemize girmesine getirin” diyen Cesur, şunları söyledi:
“Her gün şehit cenazesi kaldıran bir ülke olduk. Buna ‘dur’ demek lazım artık. Durdurun bu kıyımı artık. Yazık, gidenler bizim canlarımız. Yeni açılım pencerelerinizi de mültecilere açtığınız kapıları da kapatın artık.
‘Yasaksız Türkiye’ diye gelip sansürler ülkesi haline getirdiğiniz Türkiye’de yandaş TÜİK, işsizlik verilerini açıkladı ve ‘Tek haneye düşürdük’ dediğiniz işsizlik oranının yüzde 10,1’e yükselerek 3 milyon 482 bine çıktığını gördük.
Enflasyonla mücadele yerine büyümeyi tercih ettiniz çünkü. Büyümeyi ve kalkınmayı kendisine ilke edinmiş bir partiyiz biz, ancak bu enflasyonla olmaz. ‘Büyüme istihdam yaratacak’ dediniz ama istihdam kapasitemiz gitgide azalıyor. TÜİK verileri, üretilen katma değer başına yaratılan istihdamın 2000’den bu yana yarı yarıya azaldığını gösteriyor.
Her 1 milyon TL milli gelir üretiminde istihdam edilen işçi sayısı, 1998’den 2002’ye ortalama 28-30’ken 2021’de 15’e düşmüş. Anadolu’nun Nabzı Anketi var. Resesyondan ve iç pazardaki durgunluktan endişeli her üç iş insanından ikisi, ‘İşçi çıkartmayı düşünüyor musunuz’ sorusuna ‘evet’ diyor. Bir yandan istihdamda yaşanan kriz büyürken diğer yandan büyüme politikasının yarattığı bölüşüm krizi derinleşiyor.”
“Bu sizin ışıltılı büyümenin sürdürülebilir bir tarafı yok”
Gelir dağılımı adaletsizliği konusuna dikkat çeken Cesur, şunları söyledi:
“Bu sizin ışıltılı büyümenin sürdürülebilir bir tarafı yok. Yüksek enflasyon ve dolarizasyon nedeniyle çalışanın alım gücü de her geçen gün düşüyor, refah getirmiyor yani. Gelir dağılımı adaletsizliği büyüyor, ücretliler alın terinin hakkını alamıyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçe sunumunda Sayın Bakan Nebati, ‘Avrupa Merkez Bankası tarafından uzun dönemli verilerle yapılan çalışmalara göre, tüketici eğilimi anketine katılan hane halklarının yüzde 73’ü açıklanan enflasyonun beş katını hissediyor, bu oran ülkemiz için sadece iki kattır’ dedi. Sayın Bakan’a orada sorma imkanım olmadı. Sayın Bakan, Avrupa’da enflasyon yüzde kaç acaba, sizin epistemoloji buna bakıyor mu? Bizi kıskanan Almanya’da ekimde yüzde 10,4’e çıktı ve Aralık 1951’den bu yana en yüksek seviye bu.
Almanların hissettiği enflasyon, en az 5 kat olsa yüzde 50,4 olur. Bakan’a göre bizde iki katmış ya bu demek oluyor ki yandaş TÜİK’le bile yıllık enflasyon 170’i aşıyor. Bu vesileyle TÜİK’in gizlemeye çalıştığı enflasyon gerçeğini ortaya çıkardığı için Sayın Bakan’a buradan teşekkür ediyorum. Ne olmuş yalnız biliyor musunuz? Nöroiktisadi heterodoks epistemolojik ekonomi modeli, olmuş ‘nörotoksik sistematik batırma modeli.’“
“Alevilik torbaya sığmaz”
Torba kanun teklifini protesto etmek için Meclis önünde basın açıklaması yapmak isteyen Alevilere yönelik polis müdahalesini de eleştiren Aylin Cesur, “Alevi vatandaşlarımız da geçen hafta bu sebeple kanun teklifini Meclis önünde protesto etmek istedi ve Alevi kurumları temsilcileri polis müdahalesi ile karşılaştı. Meclis önünde attıkları sloganlarından birini, onları engellerken duymamış olabilirsiniz diye ben söyleyeyim. Diyorlar ki ‘Alevilik torbaya sığmaz. Bu, iktidarın bir seçim yatırımıdır ve bize yapılmış bir saygısızlıktır’ diyorlar” diye konuştu.
“Gazilerimizin hepsi birdir”
Gazilik tanımında yapılan değişikliklere tepki gösteren Cesur, şunları söyledi:
“Bir başka görmezden gelinen grup, İstiklal Savaşı, Kore Savaşı ve Kıbrıs Barış Harekatı’na katılan askerlerimiz, yani muharip gazilerimiz. Son yıllarda yapılan düzenlemelerle gazilik tanımında değişiklikler oldu, gazilerimiz arasında verilen haklara ilişkin ayrımcılık yaratıldı.
Gazilerimizin hepsi birdir. Muharip gazilerimiz, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarından harbe fiilen katılan, hayatta kalarak savaşa devam eden, hedefe ve zafere ulaşan askerlerimizdir. Cumhuriyet’imizin en büyük gazisi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşayan canlı temsilcileridir. Meclis’imizden geçen yasal düzenlemelerde gazilerimize ilişkin haklarda ayrımcılık yapılmasıyla eşitlik ilkesine aykırı hak dağılımına sebep olundu.”