Kaçırılan eserler yurda dönüyor! Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, 8 bin 967 eserin iadesini sağladıklarını duyurdu

67d402c5e53e67c9aff17055

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın çalışmaları sonucunda Danimarka Glyptotek Müzesi’ne sunulan deliller ve kendi bilimsel incelemeleri doğrultusunda etik nedenlerle Türkiye’ye iade edilen Anadolu kökenli tarihi eserler, Antalya Arkeoloji Müzesi’nde gazetecilere tanıtıldı.

Arasında, Burdur, Boubon Antik Kenti kökenli Roma İmparatoru Septimius Severus’un başı ve yine Burdur’un Düver Köyü kökenli 48 pişmiş toprak mimari levha gibi eserler bulunuyordu.

Bakan Ersoy, son 7 yılda 8 bin 967 eserin iadesini sağladıklarını belirterek, dünyanın her yerinde hangi eser olursa olsun bu topraklara ait eserlerin izini sürüp Türkiye’ye getirmeye devam edeceklerini vurguladı.

“Bugün itibariyle ülkemizde koruma altına alınan bu eserler, mirasımızı koruma ve erişilebilir kılma sorumluluğumuzu yerine getirmemize olanak sağlamaktadır.” diyen Ersoy, şunları belirtti:

“Danimarka’dan iadesini gerçekleştirdiğimiz Roma İmparatoru Septimius Severus’un heykel başı, Boubon Antik Kentindeki kaçak kazılar sonucunda yurtdışına çıkarılan eserler arasında yer almaktadır. M.S. 3. yüzyıla tarihlenen bu eserin iadesi vesilesiyle Prof. Dr. Jale İnan’ı da anmak isterim. Rahmetli Jale İnan hocamız, bu heykel başını inceleyerek Boubon kökenli olduğunu tespit etmişti. Kaçakçılıkla Mücadele Dairemiz, bu tespitler doğrultusunda çalışmalarını genişleterek iade talebini Danimarka’ya iletti. Danimarka ve Glyptotek Müzesi’nin adil ve iş birliğine açık tutumlarından dolayı kutluyorum. Ayrıca Kopenhag Büyükelçimiz Sayın Hakan Tekin ile Kültür ve Tanıtma Müşavirliğimize teşekkürlerimi iletiyorum.”

Ersoy, bir diğer iade edilen eser grubunun Düver kökenli pişmiş toprak levhalar olduğuna dikkat çekerek, Burdur’un Düver kökenli pişmiş toprak levhalarının da yine 60’lı yıllardaki kaçak kazılar sonucunda yurtdışına kaçırıldığını ve dünya çapında koleksiyonlara dahil edildiğini vurguladı.

1960’lı yıllarda Boubon Antik Kenti’nin arkeolojik mirasının kaçak kazılarla ciddi zarar gördüğünü belirten Ersoy, o dönemde sahte belgeler ve köken bilgileriyle İsviçre üzerinden ya da ABD’ye kaçırılan pek çok eser olduğunu ifade etti.

Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi ile Manhattan Bölge Savcılığı arasında yapılan iş birliği sayesinde önceden birçok Boubon kökenli eserin iade edildiğini söyleyen Ersoy, bu süreci şu sözlerle devam ettirdi:

“Lucius Verus, Septimius Severus, Genç İmparator ve Giyimli Kadın heykellerine ek olarak İmparator Caracalla’ya atfedilen iki büst ve dönemin diğer önemli şahsiyetlerine ait beş baş ile bir bronz kadın büstü Türkiye’ye geri getirildi. Bu iadeler; sunulan belgeler, görgü tanıklarının ifadeleri ve adli kriminolojik çalışmalar sayesinde gerçekleşti. Bakanlığımız ile Manhattan Savcılığı arasındaki iş birliğiyle gerçekleşen iade süreçleri dünya çapında önemli bir etki yarattı ve örnek teşkil etti.”

PROJENİN SONUCUNU BÜYÜK BİR HEYECANLA PAYLAŞACAĞIZ”

Septimius Severus’un başının gövdesiyle birleştirilmiş halini görmek isteyenler olduğuna işaret eden Ersoy, şunları dile getirdi:

“Bu konuda titiz bir çalışma başlattık. Antik dönemde, heykel gövdeleri idealize bir şekilde yapılarak imparator değişikliklerinde başlar değiştirilerek kullanılmaktaydı. Bu nedenle baş ve gövdenin hızlı bir şekilde birleştirilmesi esere zarar verebileceğinden konservatörlerimiz bu işlemi dikkatlice analiz ederek projeyi zaman içinde yürütecekler. Bu projenin sonucunu bilim dünyası ve genel kamuoyuyla büyük bir heyecanla paylaşacağız.”

Yurt dışına kaçırılan eserlerin iade sürecinde titiz davrandıklarını belirten Ersoy, “2025 yılında 14 önemli eserin iadesini sağladık. 2024 yılında ise 1.149 tarihi eseri bulup ülkemize geri getirdik. 2018-2025 yılları arasında, sadece 7 yılda 8.967 eserin iadesini sağladık. 2002-2025 yılları arasında ise tam 13.282 eser iade edildi.” şeklinde konuştu.

“ANADOLU’YU KARAHİSTAN KARIŞIYORUZ”

Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi’nin faaliyetlerini yalnızca rakamlarla değil, eserlerin müzelere girişi sürecinde yürüttükleri çalışmalarla da değerlendirmek gerektiğini belirten Ersoy, Bakanlık yetkililerinin Anadolu’yu adım adım gezerek kültürel mirasın korunması önemine vurgu yaptığını aktardı.

Ersoy, “Bakanlık ekibimiz Anadolu’yu dikkatlice inceliyor. Köyleri dolaşıp vatandaşlarımızın yanı sıra çocuklarımıza da mirasımızın değerini anlatıyor. Çocuklarımıza tarihimizi anlatmak amacıyla hikaye kitapları hazırlıyoruz ve onlara eğitimler veriyoruz.” ifadelerini kullandı.

Bakan Ersoy, eserlerin geri getirilmesine katkı sağlayanlara teşekkür ederek, kolektif çabanın kültürel mirasın korunmasına ve küresel anlamda ilham verici çalışmalara destek olmasını temenni etti.

Ankara Büyükelçisi Ole Toft, eserlerin doğru topraklara iade edilmiş olmasından memnuniyet duyduklarını belirterek şunları söyledi:

“Tarihî eserlerin iadesi zorlu bir süreç olabilir ancak Türkiye ve Danimarka olarak birlikte güzel bir çözüm bulduk. Bu süreç boyunca karşılıklı saygı ve iş birliği sayesinde bu noktaya ulaştık. Glyptotek Müzesi yalnızca heykel başını değil, 48 adet pişmiş toprak levhayı da iade etti. Levhaların Türkiye’ye iade edilmesi, müzenin iç incelemeleri sonucunda gerçekleşti. Geçen yıl 350 bin Danimarkalı ziyaret ettiği Türkiye, bu sayının 200 bini Antalya bölgesine gitti. Antalya’nın doğal güzellikleri ve iklimi, Danimarkalı turistler için her zaman bir cazibe merkezi olmuştur. Bundan sonra daha fazla Danimarkalı turistin Türkiye’yi ziyaret etmesini ve bu eserleri görmek için Antalya Müzesi’ne gelmelerini umuyoruz.”