Kanada, istismarcı ve ırkçı geçmişiyle yüzleşirken, ülkenin batısındaki yerlilerin yaşadığı bir bölgede yer alan iki Katolik Kilisesi daha ateşe verildi. Polis yangınların şüpheli olduğunu ve soruşturulduğunu açıkladı. Bununla birlikte, yangınların kim tarafından ve hangi amaçla çıkarıldığı bilinmiyor.
Kanada’nın batısındaki yerlilerin yaşadığı bir bölgede yer alan iki Katolik Kilisesi daha ateşe verildi.
Kanadalı yetkililer, British Colombia eyaletindeki Yukarı Similkameen Kızılderili Grubu topraklarındaki St Ann Kilisesi’nde ve Aşağı Similkameen Kızılderili Birliği topraklarındaki Chopaka Kilisesi’nde sabahın erken saatlerinde çıkan yangınlara müdahale ettiğini duyurdu. Ahşaptan yapılmış ve 100 yıldan daha eski olan her iki kilise de yanarak kül oldu.
‘Kilisede kaybolan köklerini arayanlar için derinden hissedilecek’
Bu hafta sonu çıkan yangınlardan sonra, Aşağı Similkameen Kızılderili Konseyi, yangınlara “inanmadıklarını” ve “öfkelendiklerini” duyurdu:
“Bu olaylar, kilisede kaybolan köklerini arayanlar için derinden hissedilecek. Bu durum, yaşadığımız nesiller arası travmanın bir belirtisidir, bu duygularla daha iyileştirici bir şekilde başa çıkmaya yardımcı olacak destekler var.”
Öte yandan, daha önce yüzlerce mezarın bulunduğu, iki eski okul da dahil olmak üzere 48 okul işleten Mary Immaculate Katolik Misyoner Oblates, yaşanılan soykırıma dair elindeki tüm belgeleri yayınlayacağını söyledi.
‘215 sadece bir başlangıçtı’
Aşağı Similkameen’in şefi Keith Crow, yangınların, iki hafta önce kilisede bir ayin yapan topluluktaki Katolikler için “yıkıcı” olduğunu söyledi. Ancak, yerli toplulukların daha fazla zarar gördüğü konusunda uyardı:
“Topluluklarımız eski kiliselerde mezar aramaya devam ediyor. Yatılı okulların geri kalanı araştırılmaya başladığında, ortaya çıkan acı giderek artacak; 215 sadece bir başlangıçtı.”
Bununla birlikte, British Columbia eyaletindeki Kamloops kentinde yerli çocukların gönderildiği başka bir yatılı okulun sahasında 215 yerli çocuğun kalıntılarının haftalar önce keşfi, Kanadalıları istismarcı ve asimilasyonist bir sistemin mirasıyla yüzleşmeye zorladı.
1831 ve 1996 yılları arasında, Kanada’nın yatılı okul sistemi, yaklaşık 150 bin yerli çocuğu ailelerinden zorla ayırdı. 2015 yılında ülkenin Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu’nun “kültürel soykırım” olarak adlandırdığı olayda yetersiz beslendiler, fiziksel ve cinsel istismara maruz kaldılar.
Kanada federal hükümeti 2008’de sistem için özür diledi. Okulların çoğunu oluşturan Roma Katolik Kilisesi ise özür dilemedi. Bu ayın başlarında, Papa Francis çok üzgün olduğunu söyledi, ancak hayatta kalanlar Papa’nın samimi olmadığını aktardı.