Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, Erdoğan’ın ‘elinize dizinize dursun’ sözlerine tepki göstererek, “Öğrencilere ‘elinize dizinize dursun’ derseniz o beddua döner, sizi çarpar” ifadelerini kullandı.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“ÖĞRENCİNİN DURUMU DAHA İYİ OLMADIĞI İÇİN FERYAT VAR”
Üniversite öğrencilerinin yaşadığı barınma sorununa dikkat çeken Karamollaoğlu, şu ifadeleri kullandı:
*Maalesef iktidar adeta, artan ücretlerden, artan sayılardan, yapılan inşaatlardan dolayı kendisini vatandaştan, öğrenciden alacaklıymış zannediyor.
Onun için de öğrencilere hitap ederken, ‘gözünüze dilinize dursun’ demekten çekinmiyor. ‘Biz işbaşına geldiğimiz zaman 45 lira aylık alıyordunuz, bugün bu 650 liraya çıktı.
‘ O günkü geçinme şartlarıyla bugünkünü mukayese ettiğiniz zaman öğrencinin durumu ondan daha mı iyi? Kesinlikle daha iyi değil. İyi olmadığı için bir feryat var.
“DEVLET, ‘BENİ İLGİLENDİRMEZ’ DİYEMEZ”
*Devlet kendi vatandaşının ama özellikle de hayata atılmak için üniversiteye giden öğrencilerinin sıkıntılarını anlamak, problemlerini çözmek mecburiyetindedir.
‘Bu beni ilgilendirmez’ diyemez. Yurt kapasitesi 2002 yılında 180 bin imiş, şimdi 720 bine çıkmış.
Ama öğrenci sayısı 1.8 milyon gibiydi hatırımda kalan, şimdi 8 milyona çıkmış. İktidar sadece rakamları soyut olarak ele alıp, bununla övünmeyi kendisi için bir başarının işareti olarak görüyor.
“İNSANLAR ‘GEÇİNEMİYORUM’ DERLER AMA İKTİDARIN CEVABI’ NANKÖRLÜK YAPMAYIN’ OLUYOR”
Sıkıntı içine düşen insanlar feryat ederler, ‘geçinemiyorum’ derler, ‘barınamıyorum’ derler ama bu feryatlar arttığında iktidarın cevabı ‘Nankörlük yapmayın’ oluyor.
‘Ben size neler verdim neler. Siz bunu nankörlükle karşılayamazsınız. Gerekirse polis gönderir, sizin canınıza okurum.’ diyebiliyor.”
“İKTİDAR, ESNAFI CEZALANDIRMAYA KALKIYOR”
*Fiyatlar aldı başını gidiyor. İktidar, esnafı cezalandırmaya kalkıyor. Esnafın bir kabahati yok…
Birkaç yerde fahiş fiyatla mal satmaya kalkanlar olabilir de, Türkiye’nin her tarafında fiyat artışları varsa siz bunu iki kişiye mal edemezsiniz, doğru bir yaklaşım olmaz.
Sizin göreviniz depoları basmak, esnafı baskı altında tutmak değil; hayat standardını yükseltecek tedbirleri almaktır.
“O BEDDUA DÖNER SİZİ ÇARPAR”
Bundan dolayıdır ki şu anda gençlerimiz bir umutsuzluğa kapılmış vaziyette.
Geleceklerinden endişeliler. Gidip okumak istedikleri illerde bir mekan bulamadıkları için üniversiteden vazgeçme noktasına kadar gitmeyi göz önünde bulunduruyorlar.
Sayın Erdoğan’ın, ‘Biz geldiğimizde bir öğrencinin aldığı burs 45 TL iken bugün 650 çıktı’ demesinin hiçbir mantığı yok.
Çünkü enflasyon bunun üzerinde bir burs gerektiriyor. Hele de bunun karşılığında kendilerine bir de, ‘elinize dilinize dursun’ derseniz o beddua döner, sizi çarpar.
“BABANIZIN CEBİNDEN Mİ HARCIYORSUNUZ?”
*Babanızın cebinden mi harcıyorsunuz? Milletin verdiği vergilerle biriken parayı siz ihtiyaç sahibi olan kesimlere aktarıyorsunuz.
Onu siz kendi bonkörlüğünüz diye göremezsiniz ki… Birazcık Saraylardan, lüks inşaatlardan, Saray dediğim zaman sadece Cumhurbaşkanlığı Saraylarını kast etmiyorum, Adalet bile Saray yaptırıyor…
Buradan biraz imtina etseniz, bakın diğer problemler çözülüyor mu, çözülmüyor mu? Nereye harcayacağınız önemli, ne kadar harcadığınız değil.
“SEN İTİBAR KAZANMAK İÇİN İSRAF YAPACAKSIN AMA ÖĞRENCİ BARINACAK EV BULAMAYACAK”
İtibardan tasarruf olmazmış… Sen itibar kazanmak için israf yapacaksın ama öğrenci barınacak ev bulamayacak, sokakta kalacak, parklarda, bankların üzerinde oturacak, orada gecelemeye çalışacak.
Bunu da sen haksız bir protesto olarak görüp, polisi göndereceksin… Birazcık da Allah’tan korkun.”
“SADECE 15 AMA AVRO…”
Hükümetin ekonomi politikasını eleştiren, 1915 Çanakkale Köprüsü’nün geçiş ücretinin Türk Lirası cinsen değil, avro olarak açıklanmasına tepki gösteren Karamollaoğlu, şöyle dedi:
Ekonomide dışa bağlı bir ülke haline geldik. O kadar ki, Çanakkale Köprüsü geçiş ücreti 15 avro imiş… Sadece 15 ama avro… Lira diyemiyor. Lira dediği zaman 150 demesi icap ediyor, 150 çok geliyor.
Yahu Avrupa’da da yöneticiler var; Avrupa’da her ülke bizden daha fazla fert başına düşen milli gelire sahip. Fert başına düşen milli gelir bizde korkunç bir şekilde düştü, ayağa kalkamıyor. Neden? Ekonomi bozuk da onun için. ‘Bizim ekonomimiz iyi. İhracatta şöyle bir hedefimiz var…’ Hedefler başka ya… 19 yıl sonra yeni hedefleri ortaya koyup milleti ikna edemezsiniz. Çünkü herkes geçmişinize bakar.”
“HDP, TBMM’DE TEMSİL EDİLEN BİR PARTİ”
Karamollaoğlu, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Karamollaoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Kürt sorununu HDP ile çözebiliriz” sözleri, HDP Van Milletvekili Sezai Temelli’nin bu konudaki çıkışı ve eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Çözümün adresi TBMM’dir” sözleri üzerinden yaşanan tartışmaya ilişkin gelen soruya şu cevabı verdi:
Bu iş meşruiyet, hukuk içinde ele alınır. HDP şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilen bir partidir. ‘Bunları biz dikkate almıyoruz, kale almıyoruz’ demek mümkün değildir.
Onlar da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde oldukları için bugünkü hukuk sistemi içinde mücadelelerini sürdürmek mecburiyetindedirler. Onların da bu gerçeği görme mecburiyeti var.
“BUNU BİR POLEMİK KONUSU YAPMAMALIYIZ”
Ama biz bu gibi konularda, özellikle seçime giderken, bugünkü şartları da dikkate alıp bunu bir polemik konusu yapmamalıyız. Problemler, polemik konusu yapılarak çözülemez. Ayağımızı yere basacağız. Bazıları ‘Meşru değildir’ diyor. Peki meşru olmayan bir siyasi partinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni yöneten Başkan Vekili orada otururken siz ondan nasıl söz istiyorsunuz? Hangi vasıfla? Bu mantığı doğru koymak icap eder.
İki taraf için de söylüyorum. Şu anda herkes ayağını yere basacak, hukuk içinde, Türkiye’nin içinde bulunduğu şartları dikkate alarak bu problemin üzerine gidilecek ve çözülecek. Ben bunun da eninde sonunda sağlanacağına inanıyorum.