Birleştirilmiş Gezi davasının ikinci duruşmasında 4 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala’nın tutukluğunun devamına ve duruşmanın 17 Ocak 2022 günü görülmesine karar verildi. Karar oy çokluğuyla alındı.
Prof. Dr. Ayşe Buğra, eşi Osman Kavala hakkında verilen karara ilişkin olarak, “Ben 4 senedir kaç duruşmaya girdim bilmiyorum. Bu duruşmalar her zaman aynı kelimelerle ifade edilen, aynı cümlelerle söylenen bir kararla bitiyor, tutukluluğun devamına. Bu duruşmalar bana gerçekten tuhaf geliyor. Savcılar iddianameler yazdıkları, hakkında çok suçlamalar içeren iddianameler yazdıkları bir sanığa soru sormuyorlar.” değerlendirmesini yaptı.
“SAVCILAR SORU SORMUYOR, ENDİŞEM BU DURUMUN KANIKSANMASI”
Buğra, “Avukatlar durmadan aynı soruları soruyorlar. “Hangi somut eylemlerle üzerine atılı suçları işlemiştir” diye. Bu böylece devam ediyor. Bu normal bir şey değil. Bu ne evrensel hukuk normlarına, ne insan haklarıyla ilgili normlara uyan bir durum değil. Benim büyük endişem bu durumun kanıksanması, normalleşmeye başlaması ve normal kabul edilmesi.” dedi.
AVUKAT AYTÖR: “BU DURUM KAMU YETKİSİNİN KÖTÜYE KULLANILMASI SORUNU HALİNE GELDİ.”
Kavala’nın avukatı Deniz Tolga Aytör, “Bir süreç yaşanıyor 4 yılı aşkın süredir. Bu süreç Osman Kavala’nın tutuklu kalabilmesi için hukuka karşı verilen bir mücadele haline döndü. En son İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, bu hukuka rağmen yürütülen sürece iki celsedir vermiş olduğu kararla katkısını yineledi. Söylenecek çok fazla bir şey yok aslında.” düşüncesini dile getirdi.
Duruşma için “Bu Türk yargısı büyük bir şanstı” diyen avukat Aytör, “Bağımsızlık konusunda endişeleri gidermek için bir şanstı, siyasetin yargıya müdahalesinin olmadığını açıkça göstermek için şanstı. Bence yargı bu şansını kullanamadı. Bu kadar meşru olmayan, somut olmayan delillerle gerekçelerle bir insanın anayasal hakkını elinden almak sadece yanlış hukuki karar olarak nitelendirilmemeli. Bizce bu kamu yetkisini kötü kullanma sorunu haline geldi.” ifadesini kullandı.
Yargıtay ve İstinaf Mahkemelerinin bozma ilamından sonra birleşen ‘Gezi davası’ ile ‘Çarşı Davası’nın ikinci duruşması görüldü. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava, katılımcı sayısının fazla olması sebebiyle, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP milletvekilleri Oya Ersoy ile Züleyha Gülüm, TİP Milletvekili Ahmet Şık ve Taksim Dayanışması üyeleri ile birlikte çok sayıda basın mensubu duruşmayı takip etti. Mahkemede, İsveç ve İngiltere konsolosluk yetkilileri de izleyici olarak yer aldı.
“ÇARŞI VE GEZİNİN TORBA DAVA HALİNE GELMESİ SİYASİ İRADE İSTEĞİDİR”
Dosyalarının , ‘Gezi Davası’ dosyasından ayrılmasını talep eden ‘Çarşı Grubu’ dosyasının avukatlarından Yıldız İmrek, “Bu birleştirme usulsüz ve sanık haklarını engelliyor, temsil ettiğim insanın haklarını savunamıyorum. Çünkü daha temel bir insan hakkı ihlali var. Bir insan haksız hukuksuz yere dört senedir hapiste. Çarşı ve Gezinin torba dava haline gelmesi siyasi irade istediği içindir, çünkü birleştirmenin hiçbir hukuki koşulu yoktur. Siyasi irade istediği için yapılan birleştirme ile dava uzatılmak isteniyor” dedi.
“NE SİZİN NE DE SAVCILIK MAKAMININ BİR FİKRİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM”
‘Çarşı Grubu’ dosyasının avukatlarından Efkan Bolaç ise, “Bir taraftar grubunun hükümete darbe yapmaya teşebbüs ettiğine dair absürt bir iddia var. Diğer taraftaysa rehin alınmış ve 1500 gündür tutuklu olan bir kişi var. Ve niye tutulduğuna dair bir delil ya da dayanak yok. Av. Bolaç: Bu yargılamanın neden yapıldığına dair ne sizin ne de savcılık makamının bir fikri olmadığını düşünüyorum. O nedenle hukuken bu absürtlüğe son verilmesini istiyorum” şeklinde konuştu.
BİR SONRAKİ DURUŞMADA SAVUNMA YAPILACAK
Mahkemede söz alan, ‘Gezi Davası’ dosyası sanıklarından Can Atalay, “Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman ve ben savunmamızı önümüzdeki celse blok halinde yapacağız. Uzun uzun Gezi’yi anlatmak, savunmak istiyoruz. Bu dosyanın tutuklu sanığı olduğu için önemli bu” dedi.
“BEN NİYE BOMBA YAPAYIM MANYAK MIYIM?”
‘Çarşı Grubu’ dosyasının sanığı Erol Özdil, savunmasında, “Bomba yapacağımız iddia edilmişti. Benim gibi ortaokul mezunu biri, sizin gibi yüksek tahsilli insanlara iddiaya konu materyallerin bomba olmadığını kanıtlamaya çalışacak. Ben kırtasiyeciyim. İddiaya konu materyaller kırtasiyelerde satılan, satışı serbest olan maytap türü ürünler. Meşaleler silah sayıldı, bu meşaleler tribünlerde kullanılıyor. Bomba yapımına delil olduğu iddia edilen bu maddeler, yargılama boyunca da dosyadan çıkarılmadı. Ben niye bomba yapayım. Manyak mıyım?” ifadelerini kullandı.
“POLİSLER ARADI, ‘SAHAYA ÇIKIP İNSANLARI SAKİNLEŞTİRİN” DEDİLER”
‘Çarşı’ sanığı Ayhan Güner, mahkemedeki savunmasında, “Efendim biz evimizde oturuyorduk. Polisler bizi aradı. ‘Sizden ricamız, sahaya çıkıp insanları sakinleştiriniz’ dediler. Yolları açtık, insanları sakinleştirdik. Beşiktaş’ta bir tane insan ölmedi. Boynumuza sarılıp teşekkür ettiler. 10 gün boyunca iletişim halindeydik. Emniyet müdürleri, polisler, ‘bir şey olursa bizi şahit gösterin’ dediler” dedi.
“POLİS SANIKLARA PLAKET VERDİ”
Söz alan avukatı, “Şunu da ben ekleyeyim. Polisler, Beşiktaş’ta olayları yatıştırdıkları için müvekkilleri çağırıp plaket verdiler. O zaman o polisler de terör örgütüne plaket verdiği için yargılanmalı” dedi.
“İDDİA MAKAMI MAHKEMEYE YALAN SÖYLÜYOR”
Duruşmada söz alan Osman Kavala’nın avukatı Tolga Deniz Aytöre, Kavala’nın duruşmalara katılmadığını belirterek, “Müvekkilim adil yargılanmıyor. Gezi dosyasından beraat kararı verildi. Böyle olunca apar topar bir suç türetilmeye çalışıldı ki tutuklayabilsinler. Türetilen suç, casusluk suçuydu. Suçun maddi unsuru yok. Şahsa özel bir casusluk suçlaması getirildi. Bu saatten sonra her şey casusluk suçu kapsamına girebilir. Gezi dosyasından beraat etti ve siz, o dosyadaki delileri getirip, bu dosyada yargılıyorsunuz. Bu iddianame, buram buram suç kokuyor. Gerçeği yansıtmıyor. İddia makamı, mahkemeye yalan söylüyor” ifadelerini kullandı.
SAVCI, TUTUKLULUĞUN DEVAMINI İSTEDİ
Görüşü sorulan Cumhuriyet savcısı, Osman Kavala’nın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti ile yargılamanın geldiği aşamada, adli kontrol hükümlerinin yeterli olmayacağı gerekçesiyle, tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi. Savcı, görüşünde, sanık avukatlarının, dosyaların ayrılması yönündeki talepleri hakkında bir önceki duruşmada karar verildiği için reddedilmesini talep etti.
OSMAN KAVALA’NIN TUTUKLULUĞUNA DEVAM KARARI VERİLDİ, KARAR OY ÇOKLUĞU İLE ALINDI
Ara kararını açıklayan mahkeme, Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına, oy çokluğuyla karar verdi. Halk TV’nin haberine göre hakim Kürşat Pektaş muhalefet şerhi düştü.
Mahkeme, avukatların, ‘Çarşı’ ile ‘Gezi’ davalarının ayrılma taleplerini de reddederek duruşmayı 17 Ocak’a erteledi.
Birleşen iki davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala dahil toplamda 52 kişinin, ‘Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’, ‘Darbeye teşebbüs’, ‘Terör örgütü kurmak ve yönetmek’, ‘Suç örgütü kurmak ve yönetmek’, ‘Polise direnmek’ ve ‘Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet’ gibi suçlardan cezalandırılmaları isteniyor.