Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in, “Şahsıma komplo kuran Kıbrıslı siyasiler eğer istifa etmezlerse videolar buradan yayınlanmaya devam edecektir” diyerek Twitter’daki “Deli Çavuş” adlı hesabı adres göstermesinin ardından, Kıbrıslı siyasetçilere ait iki video yayınlayarak gündeme oturan “Deli Çavuş” hesabının ilk hedefi olan Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı, Başbakan Ersan Saner, Ulusal Birlik Partisi Genel Başkan adaylığından çekildi.
“BANA YAPILAN ENTRİKALAR SUCUOĞLU MERKEZLİDİR”
Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı, Başbakan Ersan Saner, Ulusal Birlik Partisi Genel Başkan adaylığından çekildi. Saner, halka ve UBP’lilere yönelik açıklamasında şunları kaydetti: “ Çok değerli Kıbrıs Türk Halkı, sevgili Ulusal Birlik Partililer… Bir süredir kamuoyunu meşgul eden ve yargıya havale edilen olayların ardından kapsamlı bir açıklama yapma gereği duyuyorum. Bir taraftan yaşamakta olduğumuz salgın koşullarında ülke sorunlarının aşılması için Başbakan olarak çaba gösterirken diğer taraftan UBP Genel Başkanlığı için kazanma şansı en yüksek aday konumuna geldiğim kuşkusuzdur. Ancak belli ki, hal böyleyken, UBP Kurultayı’na yaklaşık 10 gün kala birileri kaybetme telaşı içerisinde beni bir komplo ile yarış dışı bırakmayı amaçlamıştır. Mahkemeye yansıyan ve basında yer alanlardan görülmektedir ki, bana yapılan entrikalar Sucuoğlu merkezlidir. Bu konuyu daha da açacağım ama her şeyden önce bilinmesini isterim ki, tüm gücümle bu olay içerisinde yer alan herkese karşı hukuksal bir mücadele vermek için hazırım. Bu hukuk mücadelesini, siyasette entrika ile bir yerlere geleceğini sananlara ve ülkede gücü şantajla elde edeceğini düşünenlere karşı kazanmak benim toplumuma karşı bir görevimdir, borcumdur. Bazı şeyler bilinmeli, konuşulmalıdır ki ülke için, Partimiz için doğru kararlar verilsin, ekonomik, kimse bir daha siyasi hedef ve ihtirasları uğruna diğerinin özel yaşamının gizliliğini ihlal etmeye cüret edemesin.”
“FAİZ SUCUOĞLU VE EKİP ARKADAŞLARININ BİR KISMI BU ENTRİKANIN İÇİNDE”
Sadece Ulusal Birlik Partisi içerisinde değil, ülke siyasetinde de entrika ile bir yerlere gelmek isteyenlere bu davanın sonucu ciddi bir ders olacaktır. Süreci yakından takip ediyorum; Polisimizin almış olduğu ifadeler ve emareler neticesinde mahkemede yapılan beyanlara bakıldığında maalesef, Faiz Sucuoğlu ve ekip arkadaşlarının bir kısmının bu entrikanın içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu, hem polisin ortaya koyduğu emareler, hem de önce Faiz Sucuoğlu’nun söz konusu kurgulanmış videodaki kadın için önce, “haberim yoktur, tanımıyorum, hiç görmedim”, demesi ardından ise, “e işte bir yemek yedik, sosyal medya üzerinden yazıştık” şeklinde itiraflarda bulunması ile de doğrulamaktadır. Polise verilen tüm ifadelerde de Faiz Sucuoğlu’nun başından sonuna kadar olayın içerisinde olduğu netleşmiş gibi görülmektedir. Maalesef kendisi bana yönelik kişilik katliamında başrolü oynayarak hem ülkemize, hem partimize hem de benimle aileme kötülük yapmıştır. Kendisi benimle ilgili olduğunu ve benim aleyhime kullanılacağını öğrendiği bir video ile ilgili olarak Genel Başkanı olarak bana veya Partimizin her hangi bir yetkilisine bunun aleyhime kullanılmasını engelleyici nitelikte bir bilgi vermemekle işin ne denli içinde olduğunu ve neyi amaçladığını şu ana kadar ortaya koymuş durumdadır. Faiz Sucuoğlu benim aleyhime kullanılacak bir videonun kendisine verilmesi teklifi ile karşı karşıya kaldığında bir suç işleniyordu ve kendisi bir milletvekili olarak bunu polise bildirmeli, suçun işlenmesini engellemeliydi.
Oysa Faiz Sucuoğlu’nun bırakınız polise bilgi vermesini, suçun işlenmesini engelleme gayreti içine girmesini kendisinin bir kısım ekip arkadaşlarıyla organize bir şekilde bu suçun işlenmesinde rol aldığı polis beyanlarında ve basın haberlerinde görülmektedir. Faiz Sucuoğlu “haberim yok, bana tezgah kuruluyor” diyerek kendisini temize çıkaramaz. Eminim ki, Faiz Sucuoğlu mutlaka adalet önünde hesap verecektir. Ben kendisine karşı güçlü bir hukuk mücadelesi vermek için hazırım. Bunu bir baba, bir eş, ülkede dürüst siyaset prim verilmesini savunan birisi olarak yapmak zorundayım. Bu mücadelemi UBP’ye ve Halkımıza karşı bir borç sayıyorum. Hukuk mücadelesini sürdürmek için bir makama ihtiyacım yoktur. Polis teşkilatımız başta olmak üzere, adaleti sağlayan tüm kurumlarımıza inancım tamdır. Zaten her vatandaşımız gibi adaletten başka sığınacağım ve güveneceğim bir liman da yoktur. Dolayısı ile hukuk mücadelemi tek başıma yapma noktasında karar aldım. Bu nedenle dün itibarı ile başbakanlıktan izne ayrıldım. En kısa süre içinde bir arkadaşımı vekaleten görevlendireceğim. Artık benim için kişisel bir mücadeleye dönen “ UBP ve ülkemiz için temiz ve adil bir siyaset” algısı için verilecek hukuki mücadele önceliğimdir. Bu nedenle, ailem, evim UBP’nin daha fazla zarar görmemesi adına parti genel başkan adaylığından da bu an itibarı ile geri çekildiğimi belirtmek isterim. Tabanda güçlü bir şekilde ‘adaylığın devam etmeli’ baskısı var. Bunu biliyor ve herkesten beni anlayışla karşılamalarını rica ediyor destekleri için candan duygularla teşekkür ediyorum… Bu andan itibaren bir UBP üyesi ve neferi olarak, partimizin de yalanlardan, entrikacılardan, halkın refahını kendi siyasi ikbalinden sonra görenlerden temizlenmesi için de elimden geleni yapacağım. Siyasi hayatım boyunca hiçbir yolsuzluk yapmadım, çalmadım, kamu kaynağını siyaset için kullanmadım, hiçbir karanlık çevre ile işbirliği içerisinde olmadım. Sadece dürüstlüğüme güvendim. Bu noktadan sonra da adalet ve dürüstlükten asla taviz vermeyeceğim. Hukuk mücadelesinin her aşamasını şeffaf bir şekilde kamuoyuyla ve partililerimle paylaşacağım. Gelinen aşamada tüm UBP’lileri 22’nci Olağan Kurultayımızda komploculara, entrikacılara karşı tavır koymaya davet ediyor, en derin saygı ve sevgilerimi sunuyorum”