CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir Cumhurbaşkanı orman yangınlarının beşer yıllık zaman diliminde arttığını göremiyorsa o cumhurbaşkanı orman yangınlarını önleyemez” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından satırbaşları şöyle:
Bir cumhurbaşkanı orman yangınlarına karşı mücadele edecek personeli eğitmek için kullanılan İzmir Buca’daki eğitim merkezini kapatmışsa o cumhurbaşkanı orman yangınlarını önleyemez. Bir cumhurbaşkanı cumhuriyetin göz bebeği olan THK’yı işlevsiz hale getirip adeta cumhuriyetten intikam olmaya kalkıyorsa cumhuriyetin ormanlarını koruyamaz. Yaşadığımız trajedi tam da budur. Türkiye yönetilemiyor. Saray iktidarı devletimizi aciz duruma düşürmüştür.
Ülkemizi derhal yeni iklim krizlerine hazırlamaya başlamamız lazım. Ülkemiz iklim ve su krizinin tam ortasındadır. Aslında Türkiye, uyarıları 15 yıldır almaktadır. Saray iktidarı bu uyarıları duymamaktadır. Artık halka gerçekleri söylemenin zamanıdır. Bunu bu ‘trolleşmiş’ iktidardan beklemek de abesle iştigal olacağı için bunu biz CHP ve Millet İttifakı olarak yapmaya başlayacağız. Her yerde bizi nelerin beklediğini, nasıl hazırlık yapmamız gerektiğini konuşacağız. Bu süreçte kayıpların raporlanması lazım.
Bu yapılırken Erdoğan’ın halkımıza adeta bir kredi pazarlayıcısı gibi yaklaştığı şekilde değil doğru dürüst kayıpların raporlanması lazım. Yangından kim ne zarar gördüyse kayıt altınla alınmalıdır. Belediye başkanlarımız ve çalışma arkadaşları bu konuda tüm duyarlılığı göstermelidir.
Her orman için güncel ve doğru yangın planının yapılmasını sağlamalıyız. Bu iktidarın işi demeyeceğiz, biz yapacağız. Ormanlarımız kendisini yenileyecektir. Duygusal olarak fidan dikilsin diyorsunuz, anlıyorum bunu ama bilim insanlarını dinlemeye başlamanın tam zamanıdır. Bilim insanlarımızdan destek isteyeceğiz, bunun için de bilim çalıştayı gerçekleştireceğiz.
Beklenmeyeni beklemek devletin sorumluluğudur. Ancak iktidar acziyet içindedir. THK’nın yenilenmesi için belediyelerimizi, halkımızı ve iş insanlarımızı göreve çağırıyorum. Bu rezalete hep birlikte son vermek zorundayız. İktidardan da artık bir şey beklemeyeceğiz. Onları bir manipülasyon maşası olarak trolleriyle baş başa bırakacağız. Biz milletimizle, saray iktidarının unuttuğu orman köylülerimizle el ele vererek gerçeklere odaklanacağız.
Yaşadığımız felaket zaten saray iktidarının elinde hırpalanmış olan ruh sağlığımızı maalesef daha da etkiledi. Bu kadar ruhu yaralı bir halk, yardım istendiğinde, yardım çağrısında bulunduğunda onları anlamak yerine önüne geleni terörist, işbirlikçi diye yaftalamak ancak aciz yönetimlerin başvuracağı bir taktiktir. Halkımızın ruh sağlığını da düşünmek zorundayız.
Yangında zarar görmüş alanlara ne turizm bakanının, ne sarayın, ne de onların avarelerinin bir tek tuğla dahi koymalarına izin vermeyeceğiz.
Yanan alanlarda ranta açılacak, gasp edilecek, bir avuç toprağı bile yanlarına bırakmam, ellerinden alacağım.
Emin olun hızla yaralarımızı saracağız ve hiç kimseyi ardımızda bırakmayacağız. ‘Sesimi duyan yok mu’ dedirtmeyeceğiz milletimize. El ele verip ormanı daha yeşil, gökyüzünü daha mavi, denizleri daha berrak yapacağız. Kendimizi de güzel ülkemizi de iyileştireceğiz.