ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ın, 16 Aralık 1999’da başbakan yardımcısı olarak gittiği Diyarbakır’da söylediği “Avrupa Birliği üyeliğimize giden yolun Diyarbakır’dan geçtiğine inanıyorum.” sözünün bir benzeri yıllar sonra CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan geldi. Kılıçdaroğlu, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ı DEVA Partisi Genel Merkezi’nde ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada “Diyarbakır’a 27’sinde gideceğim. Diyarbakırlılara buradan selam gönderiyorum. Şuna kesinlikle inanıyorum. Bu ülkeye demokrasi gelecekse, demokrasi olacaksa, herkes kimliğinden, inancından ötürü ötekileştirilmeyecekse bunun yolu Diyarbakır’dan geçer. Diyarbakırlılara bunu anlatacağım, sorularını da samimiyetle yanıtlayacağım.” dedi.
Kılıçdaroğlu, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ı DEVA Partisi Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Kılıçdaroğlu beraberindeki heyet ile birlikte DEVA Partisi Genel Merkezi’ne geldi. Önce liderlerin bir görüşme yapacağı ardından ise heyetler arası bir görüşme yapıldı. Görüşmenin ardından iki lider ortak açıklama yaptı.
Babacan, “Görüşme gündemimizde ülkemizin sıkıntıları, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin yol haritası vardı. Merkez Bankası’nın rezervini tüketen hükümet aynı savruklukla ülkenin doğal gaz rezervlerini düzgün yönetmemiş, tüketmiş. Doğal gaz depoları varken, hele hele kışa girerken depoların tam kapasiteyle kullanılmamış olması affedebilir bir hata değil. Şu anda ülkeyi yöneten sistemin yürümediğinin bir örneği daha. Stratejik petrol rezervleri, doğal gaz depoları bir ülke için çok önemlidir. Dışa bağımlılığın olası risklerine karşı ülkeyi korur. Bunun için o kadar depolama kapasitesi var, bunun için o kadar yatırım yapıldı. Eğer kışın ortasında elimizdeki doğal gaz depoları boş bir şekilde kışa girdiysek bu çok ciddi bir yönetim zafiyetidir. Şu anda ülkeyi yöneten sistemin de zihniyetin de işlemediğinin bir başka vahim örneğidir. “ dedi.
Babacan şu düşünceleri dile getirdi:
“Merkez Bankası’nın politika faizi önemsiz de eylülden bu yana yüzde 19’dan yüzde 14’e düşmesiyle eş zamanlı olarak vatandaşın faizi ne oldu ona bakmak lazım.
BABACAN: “84 MİLYON BEDEL ÖDÜYOR”
Bir tek kişinin yanlış bir tezinin inatla, ısrarla koskoca ülkeye dayatılmasının sonucunda 84 milyon bedel ödüyor. Vatandaşlarımız şu anda sabrediyor, nasılsa seçim günü gelecek. Vatandaşlarımızda hâlâ pasif duruşun tek sebebi seçim sandığının insanların önüne geleceği beklentisi. Merkez Bankası kanununu okumalarında fayda var. Hukuk dışı çalışmaya alıştıkları için… Bir ülkenin cumhurbaşkanı ben AYM kararlarına uymuyorum diyor. Anayasayı yok sayan bir yönetim zihniyeti varsa MB’nin kanununda bağımsız yazdığı halde bağımsız değil diyen bir bakanın olması bu resim içerisinde çok da şaşırılmasına gerek yok. Bugünkü hükümette ben yaptım oldubitti var.”
Babacan’ın ardından konuşan Kılıçdaroğlu, “Genel Başkanla ekonomideki tabloyu konuştuk. Enerji fiyatları, vatandaşa yansıması da konuşuldu. Organize sanayi bölgelerinde üç gün süreyle doğal gazın kesilmesi cumhuriyet tarihinde karşılaştığımız ilk olay, bu kadar vahim bir tabloyu Türkiye hak etmiyor.” ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Sorunları çözme iradesi yok ortada. Sorunların arkasına takılıp giden ve savrulan bir iktidar var. Her açıdan son derece kaygı verici bir tablo. 2021 yılının ekim ayında depolama kapasitemiz yüzde 54. 2018’in ocak ayında depoda bulunan doğal gaz miktarı yüzde 73. 2019’da yüzde 72, 2020’de yüzde 60, 2022 ocak ayında var olan doğal gaz yüzde 32 seviyesine inmiş durumda. Devleti yöneten irade şunu görmek zorunda, bu kışın doğal kesilse ne olacak. Var olan depolar neden doldurulmuyor?”
SORUN VAR OLAN DEPOLARIN DOLDURULMAMASI
Buradaki sorun yeni bir sorun değil aslında. Geçmişte de zaman zaman doğal gaz kesintileri oldu ama depolarımız doluydu. Sorun var olan depoların doldurulmaması. 2018 Ocak ayında yüzde 73 oranında depolarda gaz. Şimdi yüzde 32 seviyesinde. Niçin? O dönemin iradesiyle bu dönemin iradesi arasında ciddi bir fark var. O dönem acaba kısmen de olsa liyakatli kadrolar vardı. Fatura sanayiciye çıkıyor.
Sayın Nebati aslında hepimizin bildiği gerçekleri rahatlıkla dile getiriyor. Merkez Bankası’nın bağımsızlığı yok diyor, ben ne talimat verirsem MB de onu yapmak zorunda. Politika faizi sorun olmaktan çıktıysa sıfırlasınlar o zaman, mesele de bitmiş olur.
RTÜK İNFAZ KURUMU HALİNE DÖNÜŞTÜ
RTÜK’ün bir infaz kurumu haline dönüştüğünü biliyoruz zaten. Normal gününü bile beklemeden aldıkları talimatın gereğini yerine getiren, bağımsız iradesi olmayan bir kurum. Uygulamaları da bu görüşümüzü haklı kılıyor. Dolayısıyla TV’lerin yayınlarına müdahale etme, cezalandırma, bu cezalandırmayı sadece iktidarı eleştiren kanallara verme orayı bir infaz kurumu haline dönüştürmüş durumda. Başındaki kişinin de bağımsız bir iradesinin olduğunu düşünmüyorum. Alınan talimatın gereğini yerine getiriyor.
Üçüncü ittifak olabilir, demokrasilerde üçüncü ittifak da olabilir. Demokratik standartlarımızın gelişmesi açısından önemlidir.
KÜRTÇE SEÇMELİ DERS
Kürtçe ders konusunda eğer bir engel varsa engelin giderilmesi lazım. Yoksa insanlar bağımsız olarak herhangi bir yabancı dili ve ana dili öğrenebilirler, eğitim de verilebilir. Engel varsa bu engelin de kaldırılması gerekir.
İnce’nin yaptığı açıklamayı bilmiyorum. Yorum yapma şansım yok.
“BU ÜLKEYE DEMOKRASİ GELECEKSE BUNUN YOLU DİYARBAKIR’DAN GEÇER”
Diyarbakır’a 27’sinde gideceğim. Diyarbakırlılara buradan selam gönderiyorum. Şuna kesinlikle inanıyorum. Bu ülkeye demokrasi gelecekse, demokrasi olacaksa, herkes kimliğinden, inancından ötürü ötekileştirilmeyecekse bunun yolu Diyarbakır’dan geçer. Diyarbakırlılara bunu anlatacağım, sorularını da samimiyetle yanıtlayacağım.”