Kılıçdaroğlu: “Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir”

kılıçdaroğlu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Düzce’de STK temsilcileri, muhtarlar ve kanaat önderleri ile bir araya geldi. Kemal Kılıçdaroğlu, Düzce Kanaat Önderleri, Muhtarlar ve STK Temsilcileri Buluşması’nda açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, “Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Sesi duyulmayanların sesi olduk.” dedi.

Kılıçdaroğlu konuşmasında Türkiye’deki kamplaşmaya, ekonomik krize, sığınmacılara ve muhtarların sorunlarına vurgu yaptı.

Kılıçdaroğlu, “Geleceği ipotek altına alınan bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Torunlarınızın geleceği de ipotek altında.  Yap, işlet, devret-Kamu Özel İşbirliği. Dolar, Euro bazında garanti veriyorsunuz milliyetçi geçiniyorsunuz, Türk Lirası’nı çöpe atıyorsunuz. Size sözüm söz. Allah nasip eder geldiğimizde göreceksiniz önce bu beşli çeteyi saf dışı bırakacağım. ” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının satır başları şöyle oldu:

“GELİRİN HAKÇA BÖLÜŞMESİNE ODAKLANIRSAK BÜTÜN SORUNLARI ÇÖZEBİLİRİZ”

O kadar çok kamplaştık ki kucaklaşmamız lazım. Onu ben ‘helalleşmemiz lazım’ diyerek ifade ettim. Türkiye’nin sorunlarını bilen insanlar var. Sorunların nasıl çözüleceği konusunda da oturup kafa yormak gerekiyor.

Türkiye’nin en güzel kentlerinden birisindeyiz. Yeşilin bütün tonlarını Düzce’de görmek mümkün. Bu doğaya sahip çıkmak lazım.

Tekstil sektörü ve ağaç sanayinin burada geliştiğini biliyorum. Tarımın, fındığın bu bölge için önemini biliyorum. İki OSB var. Bu bölgelerde yeni yatırımların olduğunu biliyorum. Kamyon şoförlerinin sorunu var biliyorum.

Aramızda muhtar kardeşlerim var. Bizim bir numaralı sorunumuz demokrasidir. Demokrasinin olmadığı yerlerde insanlar düşüncelerini ifade edemezler. Biz kavgadan uzak durdukça her birimiz büyümeye, gelişmeye odaklanırsak yaratılan gelirin hakça bölüşülmesine odaklanırsak bütün sorunları çözebiliriz.

“SURİYELİ KARDEŞLERİMİZİ ÖZGÜR İRADELERİ İLE GÖNDERECEĞİZ”

Suriyeli kardeşlerimizin kendi ülkelerine gitmeleri lazım. Irkçılık yapmayacağız. Bu milletin alnına ırkçılık lekesini sürdürmeyeceğiz. Onları özgür iradeleri ile göndereceğiz.

KILIÇDAROĞLU’NDAN MUHTARLARIN SORUNLARININ ÇÖZÜMÜ İÇİN ÇAĞRI

Demokrasinin olmadığı yerlerde insanlar düşüncelerini ifade edemezler.  Demokrasiyi tabandan başlayarak yükseltmemiz lazım. Muhtarlık kurumunu güçlendirmemiz lazım. Muhtar diplerde duruyor. Kimse sormaz muhtarı.

Sizin birleşik oy pusulanız yok. Niye yok? Rakibi alır cebine koyar götürür bulamazsınız orada. Bu muhtarlık kurumuna değer vermemenin sonucu. Bu talebin gelmesi. Her bir muhtara yardımcı personel verilmesi lazım. 10 milyon işsizimiz var. Birisinin orada olması gereken şikayetleri toplaması lazım. Dünya kadar icra dosyası var. Tebliğ ediliyor. PTT görevlisine maaş veriliyor. Size para verilmiyor.

Köy tüzel kişilikleri kaldırıldı. Mal varlıklarına el konuldu. Kalmalı, ihtiyar meclisi olmalı. Akil insanlar bir araya gelecekler orayı yönetecekler. Kimin aracılığıyla yapıyoruz sosyal yardım? Bir mahallede kim fakirdir zengindir bunu en iyi bilen mahallenin muhtarıdır.

Muhtar parti kimliğiyle seçilmiyor, adıyla seçiliyor. Muhtara yetkiyi verirseniz, sosyal yardımları muhtar eliyle savunursanız yardımlar fakire fukaraya ulaşır. Biz bunu savunuyoruz, kanun teklifine de koyduk. Belediye Meclis toplantılarına sizi almazlar. Belediye Meclis’i toplantılarına mahallenizle ilgili bir karar alınıyorsa o toplantıya muhtar mutlaka katılarak söz ve oy sahibi olmalı. Muhtarlığı bir kamu kurumu olarak kanun tanımıyor. Kamu kurumu olarak tanımlanmadığı için belediyelerle ortak iş yapamazlar. Türkiye Muhtarlar Birliği’nin kurulması lazım. Muhtarlık kurumu güçlü olursa hem muhtarlık kurumu ve demokrasimiz güçlü olur.

“SESİ DUYULMAYANLARIN SESİ OLDUK”

‘Şu CHP hep eleştirir hiç önermez’ derler. Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Sesi duyulmayanların sesi olduk.

‘İyi de gelince ne yapacaksınız’ diye sorabilirsiniz. Bize bazen ‘Altı benzemez’ diyorlar. Evet doğru 6 ayrı partiyiz ama altımız insan hakları, demokrasi, sosyal devlet konusunda aynı şeyi düşünüyoruz. Her insan 6’lı masaya baktığında kendisinden bir parçayı orada görüyor.

“YARIN SABAH DOLARIN KAÇ LİRAYA ÇIKACAĞINI KİMSE BİLMİYOR”

İlk yapacağımız iş bir genelge ile devletteki bütün israf kapılarını kapatacağız. Niye 13 uçağım olacak benim bir tane yetmiyor mu? Daha buna benzer dünya kadar israf var, bunları önleyeceksin kuralını koyacaksın. Bakanlık binasını boşaltıp gidip kiraya çıkıyorlar. Niye kiraya çıkıyorsun sen? Devletin bütün bilgilerine sahip olmadan karar alamazsınız. Bir Stratejik Planlama Teşkilatı kuracağız.

Fiyat istikrarını korumakla kim sorumlu? Merkez Bankası. Türkiye’de fiyat istikrarı var mı? Yarın sabah hangi ürünün kaç lira olacağını kimse bilmiyor. Yarın sabah doların kaç liraya çıkacağını kimse bilmiyor. Hiç kimse önünü göremiyor. Sorumlu olan kurum hiçbir şey yapmıyor, eli kolu bağlanmış. Yapacağımız önemli üçüncü iş ise Merkez Bankası’nın başına hem iç hem dış piyasalarda güven verecek bir ismi getireceğiz. Bir arkeologun Merkez Bankası’nda ne işi var? Ne işi var emekli milletvekillerin, güreşçilerin bankaların yönetim kurullarında?

Ekonomik Sosyal Konsey’de sorunu yaşayan tarafları çağırır sorunu yaşayan insanı dinlersiniz. Bir anayasal kurum olan Ekonomik Sosyal Konsey işler hale gelecek.

Geleceği ipotek altına alınan bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Torunlarınızın geleceği de ipotek altında.  Yap, işlet, devret-Kamu Özel İşbirliği. Dolar, Euro bazında garanti veriyorsunuz milliyetçi geçiniyorsunuz, Türk Lirası’nı çöpe atıyorsunuz. Size sözüm söz. Allah nasip eder geldiğimizde göreceksiniz önce bu beşli çeteyi saf dışı bırakacağım.

Kamu İhale Kurumu yeniden yapılandırılacak. Önce işi veriyorsun sonra ihale yapıyorsun böyle iş olur mu? Bunları değiştireceğiz.

Devlet yönetmek aslında çok kolay bir iştir. Dünyanın en kolay işlerinden biridir. Diyeceksiniz ki ‘Nasıl olur?’ Devlette herkesin görevi kanunla belirlenmiştir. Liyakat sistemini bozarsanız devlette çürüme başlar o zaman.

Türkiye’de bir yol ayrımına geldik. Bu memleket hepimizin memleketi. Bu memlekette hepimiz huzur içinde yaşamak istiyoruz. Her vatandaşın sorumluluğu var. Siyasi partiler takım tutar gibi tutulmaz.