“‘Yeter’se senin saraylarına, kadınlara küfreden diline, SADAT’a, Sinan Ateş’i öldürttüğünüz torbacılara yeter!”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim tarihi için 14 Mayıs’ı işaret ederek Demokrat Parti’nin 73 yıl önceki “Yeter, söz milletindir” sloganını kullanan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a “Ey Erdoğan, ‘yeter’se senin saraylarına yeter. ‘Yeter’se senin çocuklarının milyar dolarlık vakıflarına yeter. ‘Yeter’se senin beşi çetelerine, mafya babalarına, uyuşturucu baronlarına, pudra çekercilerine yeter! ‘Yeter’se Sinan Ateş’i öldürttüğünüz torbacılara yeter! Her türlü pisliği ülkemize sokan fotoromanlara yeter. ‘Yeter’se, ülkeye soktuğun milyonlarca kaçağa yeter. ‘Yeter’se senin kadınlara küfreden diline yeter! ‘Yeter’se gençlere kan ağlatan torpillerine, hırsızlıklara, SADAT’a yeter! Yeter, Söz Milletindir! Söz Millet İttifakı’nındır, yeter be yeter artık!” diye seslendi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın bir kez daha aday olmasının hukuka uygun olup olmadığına yönelik soruya, “Diyelim ki ses çıkardık nereye gidecek? YSK üyelerini atayan kim? Erdoğan. İtiraz edeceğin hiçbir yer yok” diye yanıt vermesine gelen eleştirileri de değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, “YSK’ya güvenmediğimi sağır sultan duydu! YSK’nın hangi olaylarda nasıl karar vereceğini hepimiz biliyoruz. Sanki biz başvuracağız, YSK hukuka uygun karar verecek. Akıl var mantık var. İradesini saraya ipotek eden adama hakim denmez! YSK’ya güvenseydik özel olarak sandık güvenliği için çalışmazdık. Yargıya, Yüksek Seçim Kurulu’na güvenmiyoruz; bu kadar açık!” ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, AKP Ordu Milletvekili Şenel Yediyıldız’ın “Biz Tayyip ağabeye ihaneti bırak sırtımızda taşımamız lazım. Yani ayakkabısını elimizle yalamamız lazım” sözleri için de, “Ayakkabı yalayıcılığına savunan milletvekili gördünüz mü hiç! Bu vekil Ordu’da nasıl geziyor? Alsın eline Erdoğan’ın ayakkabısını yalayarak gezsin” yorumunu yaptı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:
“Özgür medya istiyoruz”
“Siyasetçinin ahlaklı olması lazım, siyaset yaparken zenginleşmemesi lazım. Bir gruba, kişiye değil 85 milyon kişiye ayrım yapmadan hizmet etmesi lazım. Siyasetçi, kendi çıkarlarını ailesinin çıkarlarını geri plana atmalı. Böyle ahlaklı bir yönetim, siyaset istiyoruz. Bunun için mücadele ediyoruz.
Kamer Genç bunlardan biriydi. Elinde bir fenerle, Meclis kürsüsüne çıktığı zaman her saldırıya rağmen düşüncelerini özgürce ifade ederdi. Onu rahmet ve saygıyla anıyoruz. Uğur Mumcu böyleydi… Siyasetçi değildi, kalemini satmayan yürekli bir gazeteciydi. Kuvayi milliyeciydi.
Havuz medyası değil, özgür medya istiyoruz; kalemini satmayan gazeteci istiyoruz. TV’lere çıkıp gazeteci kisvesiyle iktidarın yanlışlarını savunanlara gazeteci demiyoruz, kalemini satanlara gazeteci denmez.
Orhan Erinç’i uğurladık. Basın camiasına başsağlığı diliyoruz. Her birimiz kaçınılmaz olarak o yolculuğa bir gün çıkacağız. Önemli olan arkada bıraktığımız güzel şeylerle anılmak…
“İsveç’te iğrenç bir olay oldu”
İsveç’te iğrenç bir olay oldu. Büyükelçiliğimizin önüne bir soytarı getirdiler, karanlık bir provokatöre bir provokasyon yaptırdılar. Kutsal kitabımızı elçilik önünde yakılması söylenmiş, geldi yaktı sefil kişi. Amacı o kadar aşikar ki… Git provoke et demişler, İsveç Türkiye ilişkilerini bu sefil kişi bozmak için her provokasyonu yapmış durumda. İsveç yönetimi, devlet zekasından yoksun seyretti durdu bu provokasyonu. Bu oyunun oynanmasına izin verdiler.
“Yüksek Seçim Kurulu’na güvenmiyoruz; bu kadar açık!”
YSK ile söylediğim bir şey tartışılıyor. YSK’ya güvenmediğimi sağır sultan duydu! YSK’nın hangi olaylarda nasıl karar vereceğini hepimiz biliyoruz. Sanki biz başvuracağız, YSK hukuka uygun karar verecek. Akıl var mantık var. İradesini saraya ipotek eden adama hakim denmez! Hala öğrenmediniz mi ya!
İstanbul seçimleri… Aynı zarfın içine 4 oy pusulası konuyor. Bu beylere talimat gelmiş… 3’ü geçerli, 1’i geçersiz… Bazıları bu kararı aldılar. Ben de bunlar YSK’daki çetelerdir dedim. Yasadışı bir işlemi yapmak için bir araya gelenlere çete denir. YSK değişti evet, eskiden 3 4 kişi vardı iradesini satmayan, vicdanını dinleyen, şimdi onları da büyük ölçüde temizlediler. YSK’ya güvenseydik özel olarak sandık güvenliği için çalışmazdık. Yargıya, Yüksek Seçim Kurulu’na güvenmiyoruz; bu kadar açık!
Bozulma bürokrasiyle başladı, yargıyla devam ediyor. Bürokraside ve yargıda herkes böyle sanılmasın. Hala ahlaklı bürokratlarımız var, o kırıntılar onlar sayesinde kaldı. Bozulma o kadar büyük alanlara yansıdı ki Meclis’te de bozulma olduğunu görüyoruz.
“Ayakkabı yalayıcılığına savunan milletvekili gördünüz mü hiç!”
Ayakkabı yalayıcılığına savunan milletvekili gördünüz mü hiç! Bu vekil Ordu’da nasıl geziyor? Alsın eline Erdoğan’ın ayakkabısını yalayarak gezsin. Ahlak bozulursa Türkiye bu noktaya geliyor. O vekil, Orduluların vekili değildir. Sarayın oraya gitsin ya da AK Parti’nin genel merkezine gitsin, önüne onun bir heykelini yapsınlar. Erdoğan’ın heykelini yalamaktan söz eden ve onur duyan milletvekili diye yazsınlar. Bir insan aklını kiraya verirse sonuç bu noktaya gelir.
“Bu ülkeye huzuru mutlaka getireceğiz”
Çaykur işçileri diyor ki geçen bizden söz ettiniz, 9300 kişiyiz, bize kadro verilsin. Yasa geldiği zaman bunun mücadelesini vereceğiz. Rizelilere unutmadığımı söylüyorum. Kaçak çayı bitireceğim, Rize meydanında yakacağım. Rizeli unutur Bey Kemal unutmaz.
BağKur’un tescil mağdurları var. Stajyerlerin ve çırakların sorunu var. Sizin sorunlarınızı biliyorum. TBMM’de gerekli girişimlerde bulunacaksınız. AK Parti iktidarı ve onun başında olan Erdoğan hep esnafları ve BağKurluları 3. sınıf vatandaş olarak gördü. Bütün esnafın sorununu çözeceğiz. Onları 1. sınıf vatandaş kabul edecek, çözüm üreteceğiz. Az kaldı, geliyor, gelmekte olan!
Cezaevlerinin dolu olduğunu biliyorum. İnsan hakkı ihlallerini biliyorum. Hepsini biliyorum. Hiçbir endişe duymayın. Bu ülkeye huzuru mutlaka getireceğiz.
100 bin öğretmesi yapacağız, arkası gelecek bunun. Köy okullarına da öğretmenler atayacağız. Her mahalleye kreşler açacağız. Binlerce öğretmen gönül yapacak orada da. Öğretmenlik mesleğini toplumun saygın mesleği haline getireceğiz. Öğretmenlik Meslek Kanunu çıkaracağız, ayrı yasaları olacak.
Merkez Bankası’nın arka kapısından 128 milyar dolar iç edilmişti. Herkes unutursa Bay Kemal unutmaz bunu. Devlet hazinesinden alınan 418 milyar doları alacağım, herkese vereceğim!
Uyuşturucu oligarklarıyla, mafyalarla da mücadele edeceğiz. Arada tehditleri geliyor. Gelsin, tehdit etmezseniz namertsiniz, geri atmayacağız! Kuvayi milliyeciyiz biz!
Üniversitelere önem vereceğiz, bilimsel ve mali özerklikleri, yönetimsel özerkliği olacak.
Bilgelik devletin ruhudur. Devlet, adalet ve ahlak üzerine inşa edilir. Bilge insanı korumak zorundayız. Bilgenin korunmadığı hiçbir inanç yoktur. Bilge topluma yön gösteren kişidir.
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerine seslendi: 4-5 ay daha sabredeceksiniz
Boğaziçi Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde Cem Ersoy’u görevden aldılar, 31 yıldır bilgisayar mühendisi kendisi. 290 bilimsel eseri var bu kişinin. 35 yarışma projesini başarıyla yürütmüş. Dünyanın 2022 yılında en etkili bilim insanları listesine giren bir kişi. Bu kişiyi görevden aldılar. Vicdanı olan ve AK Parti’ye MHP’ye oy vermek isteyen vatandaşlarıma sesleniyorum. Bu kişi Türkiye’nin adını dünyaya duyurmuşsa, yazdığı makalelere 11 binin üzerinde atıf yapılmışsa, bu insanın görevine neden son verirsiniz? Akıl ve mantıkla bağdaşır yönü yok. 4-5 ay daha sabredeceksiniz. Ondan sonra her şey düzelecek!
Onlar doğalgaz lobilerine, kömür lobilerine teslim oldular. Biz lobiler için değil vatandaş için çalışacağız. İktidarımızda tüm sulama birlikleri belediyelerimizle birlikte çalışacak.
Orman köylüsü kardeşlerim unutmasınlar. 7,5 milyon Orman köylüsü var. Ormanı tüccarlardan alıp asıl sahibi olan orman köylülerine vereceğiz.
“Yeter, söz milletindir”
Erdoğan sonunda çıktı konuştu, Yeter söz milletindir dedi. Sanki beyefendi 20 yıldır hiç yok da… Kazanmak için bütün tuşlara basmış durumda. Aklına ne geliyorsa onu yapıyor, söylüyor. Acizliğinden… Şehit Menderes’i bile malzeme yapmaktan çekinmiyor.
Bak Erdoğan; bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir. Bu konuda haklısın, yeter söz milletindir… Ey Erdoğan, ‘yeter’se senin saraylarına yeter. ‘Yeter’se senin çocuklarının milyar dolarlık vakıflarına yeter. ‘Yeter’se senin beşi çetelerine, mafya babalarına, uyuşturucu baronlarına, pudra çekercilerine yeter! ‘Yeter’se Sinan Ateş’i öldürttüğünüz torbacılara yeter! Her türlü pisliği ülkemize sokan fotoromanlara yeter. ‘Yeter’se, ülkeye soktuğun milyonlarca kaçağa yeter. ‘Yeter’se senin kadınlara küfreden diline yeter! ‘Yeter’se gençlere kan ağlatan torpillerine, hırsızlıklara, SADAT’a yeter! Yeter, söz milletindir! Söz Millet İttifakı’nındır, yeter be yeter artık!