Kılıçdaroğlu’ndan Süleyman Soylu’ya sert sözler: “İmamoğlu adını ağzına almak için önce ağzını yıkayacaksın”

ekrem imamoğlu kemal kılıçdaroğlu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. açıklamalarının bir bölümünde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, “Sarayın bir de fotoromanı var. Bir bakıyoruz, ona da cesaret gelmiş, konuşmaya başlıyor. Efendim neymiş, 16 milyon insanın sevgilisini görevden alacakmış beyefendiye bak. Sen kimsin Ekrem İmamoğlu kim? Sen Ekrem İmamoğlu’nun tırnağı bile olamazsın. Ekrem İmamoğlu’nun adını ağzına alman için önce ağzını bir yıkayacaksın. Sen kimsin Ekrem İmamoğlu kim? Sen kendini nasıl onunla kıyaslarsın. Sen atamayla gelmişsin, o seçimle gelmiş. Senin ne haltlar işlediğini ben biliyorum. Senin neler çevirdiğini de biliyorum. Bak, kripto dolandırıcıları senin yanında, mafyaya haber uçurmak senin görevin, uyuşturucu baronlarıyla fotoğraf çektirirsin, kirli paranın da bir numaralı adamısın” dedi.” dedi.

YSK üyelerine “ahmak” dediği iddiasıyla hakkında açılan davada 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak verilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da CHP Grup Toplantısı’na katıldı.

Özgür Özel İmamoğlu’nu, “Hepimizin göz bebeği İstanbullumuzu 2019’daki yerel seçimlerde iki kez kazanan İstanbul’un helal oylarıyla mazbatasının çalınmasına karşın yılmadan her şey çok güzel olacak diyerek bir zaferi bize kazandıran İstanbul’u kazandığı için sadece kendisine değil tüm insanlara bedel ödetmek istercesine bir siyasi kumpas davasına muhatap olarak hapis cezasına çarptırılan hepimizin gözbebeği İstanbul’un atanmış değil seçilmiş belediye başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu aramızda” diyerek duyurdu.

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Altı lider bir aradayız, hepimiz aynı şeyleri düşünüyoruz demokrasiyi savunuyoruz bu ülkeye demokrasiyi ya getireceğiz, ya getireceğiz, beraber getireceğiz. bazen soruyorlar veya eleştiriyorlar efendim demokrasi diyorsunuz milletin mutfağında bir şey kalmadı diye. mutfakta bir şeyin kalmamasına yol açan temel olan bu ülkede demokrasi olmamasıdır. Bu çerçevede ilk adım demokrasi sonra hep beraber hızlı büyüme ve kalkınma. bunu yapacağız çünkü her şeyimiz var. imkanlarımız var, devlet olarak saygınlığımız var. demokrasinin olmadığını gösteren bir olay, bir partinin genel başkanı İstanbul’da kendi ilçe binasına giremiyor! Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır, onlar şeytanlar ve bunu yapıyorlar ve bizler de beraber mücadele edeceğiz. Bunu yaparken polis arkadaşları asla suçlamıyorum, onlara talimat veren bunların suçlusu. Bu talimatı verenler gücünü saraydan aldığını biliyorum. O nedenle bizler taşkınlığa kapılmadan sağduyu ile hareket ederek sandığı bekleyeceğiz. Saray ve şürekâsını hep beraber yolcu edeceğiz.

“90 yaşındaki adam hapiste tutulmaz. Eğer devlet olarak siz bunu yapmaya kalkarsınız kişilerden intikam alırsınız. İntikam duygusuyla devlet yönetilmez; adaletle, birikimle yönetilir”

“90 yaşındaki adam hapiste tutulmaz. Eğer devlet olarak siz bunu yapmaya kalkarsınız kişilerden intikam alırsınız. İntikam duygusuyla devlet yönetilmez; adaletle, birikimle yönetilir. 90 yaşındaki insanlara ben sizleri hapislerde öldüreceğim derseniz demokrasinin, insan haklarının olmadığı algısı çok daha güçlü bir şekilde ortaya çıkar. Buradan iktidar sahiplerine sesleniyorum; 85-90 yaşındaki insanlar hapiste kalmasın diyorsanız her türlü katkıyı vermeye hazırız. İntikam duygusuyla bir devlet yönetilmez!

Taşeron işçiler

“Eğer Kılıçdaroğlu bir olaya el attıysa o olay çözülünceye kadar onun mücadelesini verir. Türkiye’de herkes çok iyi bilir, adalet duygumu bilir, insanlar arasında ayrım yapmadığımı bilir, kinden ve öfkeden arındığımı sabırla hareket ettiğimi bilir, dolayısıyla bunu bildikleri içindir ki pek çok sorun yaşayan vatandaş dertlerini bana anlatır. Taşeron işçiler; ilk taşeron işçilerini 7-8 yıl önce Erzurum’da örgütledim. Dernek kurun sözcünüz ben olacağım dedim, onlar adına mücadele verdim. Onlara kadro sözü verdim ve hükümet en sonunda vermek zorunda kaldı. ama hala 150 bine yakın taşeron işçisi var. bunlar da kadro bekliyor.

“Van Büyükşehir Belediyesi’nde 306 taşeron işçisi var. Bunlar malum karar çıktı bir sözlü sınav yapılacak kadroya alınacaktı. Sözlü sınava giriyorlar 306 kişiden bir kişi bile kazanamıyor eliyorlar. Hepsinin işine son veriyorlar”

“Dramatik bir olayı sizlerle paylaşmak isterim. Bir insan hakları ihlali! Van Büyükşehir Belediyesi’nde 306 taşeron işçisi var. Bunlar malum karar çıktı bir sözlü sınav yapılacak kadroya alınacaktı. Sözlü sınava giriyorlar 306 kişiden bir kişi bile kazanamıyor eliyorlar. Hepsinin işine son veriyorlar. Arkadan bunlar itiraz ediyor, yargı evet haklılar diyor. Bunun üzerine ikinci kez sözlü sınava alıyorlar yine aynı numara çekiliyor. Allah aşkına bunlarda din iman var mı! Yine bunlar itiraz ediyorlar, burada bir haksızlık var diyorlar. Mahkeme kararı üzerine üçünü kez sınava giriyorlar, 24 kasım 2022 tarihinde yine bu sınavda 306 kişiden bir kişi sözlü sınavı kazanamıyor. Ya aklı başında olan herkese sesleniyorum Allah aşkına ya bu kadar büyük vicdansızlık olur mu! Bu süreçte 6 işçi hayatını kaybetti. Bunlardan birisi Van’da çığ altında kalan cumhurbaşkanı danışmanını kurtarmak için gitti gönüllü olarak ve o kişi hayatı kaybetti. Bunun vebali kimin omuzlarında? Bütün muhafazakar kardeşlerime sesleniyorum, bunun vebali kimin omuzlarında? Mesut Babat intihar ediyor Hüsnü Timur icra memurları geliyor kapısına kalp krizi geçiriyor. Hasan Turgut kanserde, İdris Karaca da beyin kanamasına yaşamını yitiriyor. Ne denir buna? 306 kişiyi sözlü sınavına alıyorsunuz bir allahın kulu geçemiyor. Bu hayatın olağan akışına aykırı bir durumdur. Bütün mahkeme kararında da bu var.

“Sınavda neler soruluyor? Barbie bebeğin yanındaki sevgilisi kim? Soruya bakın”

“Sınavda neler soruluyor? Barbie bebeğin yanındaki sevgilisi kim? Soruya bakın. 40 haramilerin lideri kim. Ben olsaydım biliyorum da ama onlar söyleyemezler. Efsane Çeçen liderinin adı ne.  Nereden bilsin Allah’ın garibanı yolları süpürüyor bu adam. Siz bu milletten ne istiyorsunuz ya? Millet ekmek kavgası yapıyor ya! Sen elindeki ekmeği alıyorsun yargı kararına rağmen başlatmıyorsun ondan sonra ölebilirsin diyorsun. Bunun adına da demokrasi değil saray yönetimi deniyor.

“Bir çocuğun hakkı için Adalet Bakanlığı’na yürüdüm. Sonra ne oldu? Devletin refleksi çalışmaya başladı”

“Merkez Bankası’nın önüne Kılıçdaroğlu niye gitti?  Enflasyonla mücadele edin, iradenizi saraya ipotek etmeyin diye gitti. Yasanın sana verdiği görevi yerine getirdi diye gitti, yapmadılar. Kılıçdaroğlu TÜİK’e neden gitti? işçinin emekçinin hakkını teslim edin diye gitti. MEB önüne neden itti? Ya dayısı olmayanı sözlüce eliyorlar. Dayısı olmayanın arkasında durmak için gitti. ET ve Süt Kurumu’na neden gittik? Bu ülkenin çocukları ete süte ihtiyaç duyuyorlar. Son olarak Adalet Bakanlığı’na bütün milletvekili arkadaşlarımla yürüdük. 6 yaşındaki bir çocuğa sistemli tecavüz edilmesi ve bunu karşısında iktidarın suskun olması! Küçük bir çocuk sistematik tecavüze uğruyor, bakan ‘2 yıldır haberimiz var’ diyor, savcıları, polisleri çalıştırmadılar, sahte raporları aldırdılar, bunun arkasındaki güç kim! Ya bunlarda vallahi de billahi de vicdan, ahlak, erdem yok. Bir çocuğun hakkı için Adalet Bakanlığı’na yürüdüm. Sonra ne oldu? Devletin refleksi çalışmaya başladı. Demek ki bu kardeşiniz haklı.

“Çiftçiye verilen destek 2022’de 39 milyar 823 milyon lira, oysa kanuna göre verilmesi gereken 134 milyar 290 milyon lir”

“Vallahi de billahi de yemin ediyorum bunlar devleti yönetemiyorlar. Çalışan devleti durduruyorlar. Üretecek devleti engelliyorlar. Süt üretimi düştü, süt veren ineklerin neredeyse tamamını kesime gönderdiler. Üç adım sonrasını bırakın ayrın sabah ne karar alacaklarını bilmiyorlar. Tek söyledikleri biz yaparız. Senin yaptığın meydanda zaten. Eleştiriyoruz ki doğru olanı yapın. Çocukların süte ihtiyacı var. Yukarıda Ekrem Başkana sordum süt işleri nasıl gidiyor diye, 100 bini buldu dedi. Onların yapamadığını yapıyoruz. Bunun için tahammül edemiyorlar. Bizi engelleyemezsin kardeşim. Sen çıkıp da bizi engellemeye kalkacağına bu millete hizmet et. iktidara sesleniyorum okul sütü programını yeniden başlatın. çiftçiyi zaten perişan ettiniz. çİftçi borç batağında 276 milyar borcu var. Çiftçiye verilen destek 2022’de 39 milyar 823 milyon lira, oysa kanuna göre verilmesi gereken 134 milyar 290 milyon lira. Çiftçi kardeşim senin de hakkını ben savunuyorum. Şu soruyu sor, hakkın olan destek niçin sana ödenmiyor, sen neden hakkını sormuyorsun. Çekindiğini biliyorum ama hiç endişe etme senin hakkını hukukunu bu kardeşin savunacak. Sana verilmeyen para tefecilere gidiyor.