Kovid-19’dan sonra Biyoterörizm geliyor

saglik1

Koronavirüsün bir biyolojik silah olduğuna yönelik “Komplo teorileri”, teröristlere ilham kaynağı oldu. Teröristler, geleneksel silahlara oranla biyolojik silahları daha kolay tasarlayıp, dağıtabilirler.

Milyarlarca insanın hayatını doğrudan etkileyen pandeminin hükümet hedeflerine veya orduya yönelik geleneksel bir saldırı olup olmadığı tartışmaları, uluslararası güvenlik platformlarında biyoterörizm üzerine tartışmaları alevlendirdi. Koronavirüs, gelecekteki terörist faaliyetler için en etkili ve modern savaş modeli haline geldi. Terör örgütleri, kilit altyapıya koordineli ve karmaşık saldırılarda basit teknolojilerin kullanılmasıyla hedef ekonomiyi aktif olarak sakatlamaya çalışıyorlar. Bunun için geleneksel silahlar kullanıyorlardı. Artık ülkeler biyoterörizm tehdidi altında bulunuyor.

Biyolojik silahların tasarlanması ve dağıtılmasının zorluk derecesi, söz konusu biyolojik ajana bağlı olarak değişiyor. Örneğin, şarbon hastalığına neden olan son derece ölümcül ve çok yönlü bir patojenik bakteri olan Bacillus anthracis, çevrede doğal olarak meydana geliyor, insanları ve hayvanları enfekte edebiliyor. Şarbon elde etmek nispeten kolay ve oldukça bulaşıcı sporları soluma veya su kaynakları yoluyla yutulması yoluyla vücuda girebilir. Amerika Birleşik Devletleri’nde beş kişi şarbonla kirlenmiş posta aldıktan sonra öldü, bu saldırıda kimse yakalanmadı veya suçlanmadı.

Terör örgütleri, modern sanayi ülkeleriyle aynı altyapı ve bilimsel yeteneklere sahip olma eğiliminde ve potansiyel olarak biyokimyasal cephaneler geliştirmelerine izin veriliyor. Biyolojik silah programları için altyapı gereksinimleri, nükleer bir cephanelikten nispeten daha ucuz ve daha kolay. Özellikle 3D yazıcıların yaygınlaşması da bir teröristin evinde biyolojik silah yapacak kapasiteye ulaşmasını sağladı.