AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, “Biz millet hareketiyiz. 1071’den beri bu topraklarda insanı, insan olmayı, merhameti, iyiliği yükseltenlerdeniz. O yüzden AK Parti, partilerden bir parti değildir. AK Parti insanlık mücadelesidir, zalimin karşısında olmaktır, mazlumun yanında olmaktır” dedi. Dezenformasyon yapıldığını öne süren Ünal, “Kim olduğumuzu, ne yaptığımızı hatırlamamız gerekiyor. Öyle bir iklim oluşturdular ki sanki AK Parti 19 yılda hiçbir şey yapmamış” ifadesini kullandı.
Ünal, partisinin Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi’nde düzenlenen, Trabzon İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, dezenformasyonla mücadelenin önemine dikkati çekti.
“Dezenformasyon tek başına yalan haber değil.” ifadesini kullanan Ünal, “Dezenformasyon eskilerin ifadesiyle it izinin, kurt izine karışmasıdır. Dezenformasyon, yalan ile gerçeğin birbirinden ayırt edilemez hale gelmesidir. Dezenformasyon, hakikatin bükülmesi, şekil değiştirmesidir. Bizim hakikati, gerçeği muhafaza etmemiz gerekiyor. Bunun için de unutmamamız gerekiyor” diye konuştu.
Ünal, “sisli beyin sendromu” hastalığının yaygınlaşmasına da değinerek, şunları kaydetti:
“Geçtiğimiz günlerde yeni bir hastalık açıklandı. Ruh sağlığı hastalığı, ‘sisli beyin sendromu’ deniyor. Sisli beyin sendromunun temel sebeplerinden bir tanesi, aşırı dezenformasyona maruz kalan, gerçekle yalanın arasındaki farkın kaybolması. Bugün gençlerimiz 6 ile 8 saat arasında internette kalıyor. Elimizde bir akıllı telefon var ve bir şekilde sürekli bütün haberleri oradan alıyoruz. Bugün dezenformasyonun en çok yapıldığı dezenformasyon çağı dememizin sebebi dijital ortam. Bu dezenformasyona karşı mücadele etmek, hakikati tutmak, gerçeği yaşatmak ve kaybetmemek için hatırlamamız gerekiyor. Kim olduğumuzu, ne yaptığımızı hatırlamamız gerekiyor. Öyle bir iklim oluşturdular ki sanki AK Parti 19 yılda hiçbir şey yapmamış. Bugüne kadar Türkiye’de bütün sorunların kaynağını oluşturanlar bugün bize bir bakış açısı sunmaya çalışıyorlar. O yüzden İl Danışma Meclislerinde şunu söylüyorum, kim olduğumuzu, siyaseti neden yaptığımızı, istikametimizin, yönümüzün, kılavuzumuzun kim olduğunu hatırlayalım. Bunları çivi gibi dipdiri aklımızda tutalım, unutmayalım.”
“AK Parti insanlık mücadelesidir”
Mahir Ünal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz bin yıldan beri bu toprakları, Anadolu’yu bir merhamet ve insanlık adası haline getirmiş olanlarız. 1071’den beri Anadolu’yu mazlumların kucağı haline getirmiş olanlarız. Biz merhametin kalbiyiz. Biz 2002’de kurulmuş bir parti değiliz. Biz millet hareketiyiz. 1071’den beri bu topraklarda insanı, insan olmayı, merhameti, iyiliği yükseltenlerdeniz. O yüzden AK Parti, partilerden bir parti değildir. AK Parti insanlık mücadelesidir, zalimin karşısında olmaktır, mazlumun yanında olmaktır. Adaleti yüceltmektir AK Parti. Bunları ve kim olduğumuzu, bütün bu kavga gürültü içerisinde bize unutturmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Biz mücadeleyi ne zaman kaybederiz? Düşmanımıza benzediğimizde. O yüzden biz düşmanımıza benzemeyeceğiz. Biz o yüzden kim olduğumuzu iyi hatırlayacağız.”
Muhalefetin siyasi rekabeti gerektirdiğinin altını çizen Ünal, “Bugünden biraz şöyle geriye gidelim. Siyasette rekabet, çözüm, vizyon, proje, gelecek, alternatif ortaya koymak üzerinden yapılır. Peki bizim karşımızda bir muhalefet var mı? Bizim karşımızdakiler siyasi rakip mi, düşman mı? Bizim karşımızdakiler bizimle rekabet içine girmiyorlar, nefret diliyle, kör bir kara dilde düşmanlıkla hareket ediyorlar. AK Parti ve Erdoğan düşmanlığı o kadar gözlerini kör etmiş durumda ki bu düşmanlık artık Türkiye düşmanlığına dönüşmüş durumda maalesef” dedi.
“Bizim karşımızda maalesef siyasi rakiplerimiz yok”
Ünal, 10 ülkenin büyükelçisinin Türkiye’nin iç işlerine müdahale etmeye kalkıştığını anımsatarak, şu değerlendirmede bulundu:
“Türkiye buna karşı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde güçlü bir duruş sergiliyor, 10 ülkenin büyükelçisi geri adım atıp Viyana Anlaşmasına uymayı teyit ettiklerini ifade ediyorlar fakat bu ülkedeki muhalefet o büyükelçilere, ‘Bunu neden yaptınız?’ diyor. Doğu Akdeniz’de Yunan tezlerini, Suriye’de Esad’ı, Libya’da Hafter’i savunan, Karabağ’da maalesef Ermenistan’ın yanında duran bir anlayışın yerli ve milli olduğunu söyleyebilir misiniz? O yüzden bir şeyi doğru koyalım. Karşınızda ne olduğunu, ne yapmak istediklerini doğru belirleyelim. Bizim karşımızda maalesef siyasi rakiplerimiz yok, düşmanlık motivasyonuyla hareket eden, tehdit eden küfür eden, hakaret eden bir yapı var. Vadettikleri hiçbir şey yok.”
Türkiye’de 42 yılda 38 hükümet değiştiğine dikkati çeken Ünal, “1980’den sonra terörü, enflasyonu, enflasyon canavarını konuşmaya başladık. Elhamdülillah bugün geçmişin sorunlarını değil, bugünün sorunlarını konuşuyoruz. Bugün de sorunlar var, salgından, küresel ekonomik daralmadan kaynaklanan, tedarik zincirinden kaynaklanan sorunlar var ama bu sorunları yine biz çözeriz. 1960’ların, 70’lerin, 80’lerin, 2000’lerin sorunlarını kim çözdü? Biz çözdük” dedi.
Ünal, “Sorun çıkarmaktan, kriz çıkarmaktan başka bir işi olmayan bir muhalefet anlayışıyla karşı karşıyayız. Savunma sanayisinden AK Parti yüzde 20 olan yerli ve millilik oranını yüzde 80’e çıkardı. İlk yerli ve milli uçağımızın dün ilk parçasının yapıldığını açıkladık. Şu anda bütün dünya savunma sanayinde Türkiye’yi örnek olarak gösteriyor. Türkiye’nin savunma endüstrisinde, savunma sanayisinde yaptığı işler neden sizi mutlu etmiyor?” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Afrika gezisinden, Fransa Cumhurbaşkanı’nın rahatsız olduğuna işaret eden Ünal, “Bunlar maalesef TBMM kürsüsünden ‘Afrika’da ne işimiz var?’ diye haykırdılar. Türkiye toprak bütünlüğünü sağlamak, sınır bütünlüğünü sağlamak için Suriye’ye gitti. ‘Libya’da ne işiniz var, Irak’ta, Karabağ’da ne işiniz var?’ dediler. Karşımızda siyasi rakiplerimiz yok. Çünkü siyasi rakiplerimiz olsa bunlar Türkiye’yi ayağa kaldırmak için bizimle rekabet eder. Bunlar Türkiye’yi ayağa kaldırma konusunda bizimle yarışmıyorlar. Bunların bildiği tek şey yıkım, yıkım, yıkım” şeklinde konuştu.
“Cumhur İttifakı, 15 Temmuz gecesi bu milletin yüreğiyle kurduğu ittifakın adıdır”
Ünal, Cumhur İttifakı’nın bir masa başı ittifakı olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Cumhur İttifakı, 15 Temmuz gecesi bu milletin bekasını, devletini çıplak elleriyle tutanların oluşturduğu mutabakatın adıdır. Bir masa başı ittifakı değildir, bir seçim mutabakatı, pazarlık değildir. Kapı arkalarında gizli, saklı yapılan mutabakat değildir. Cumhur İttifakı, 15 Temmuz gecesi bu milletin yüreğiyle kurduğu ittifakın adıdır, bu milletin bekasıdır. Bin yıldan beri bu topraklarda var olma mücadelesi veren bu milletin dik duruşunu, dünyaya meydan okumasını temsil eden ittifakın adıdır Cumhur İttifakı.”
Mahir Ünal, “Bunların ittifakı, bir masa başı ittifakı.” ifadesini kullanarak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu ittifakın üçüncü partisi HDP sürekli ‘ilişkimizi şeffaflaştıralım’ diyor. Geçen günlerde İYİ Parti’nin Genel Başkanı çıktı, ‘HDP, PKK’nın siyasi uzantısıdır’ dedi. Buraya nasıl geldi? 2019 CHP, Irak ve Suriye tezkeresine ‘evet’ dedi. Tezkerenin tek kelimesi değiştirilmeden 2020’de tekrar geldi. HDP, CHP’ye ‘hayır diyeceksiniz’ dedi. CHP’de çıktı ‘hayır’ dedi. Bunlar çıktılar, ‘tezkereye evet demek, Cumhuriyete ihanettir’ dediler. İYİ Parti Grup Başkanvekili, ‘Biz Cumhuriyete ihanet içerisinde değiliz’ dedi. Siz adına ittifak dediğiniz birlikteliğinizi yürütemezken, bu ülkeyi nasıl yöneteceksiniz? Siz devlet yönetmeyi çocuk oyuncağı mı zannediyorsunuz?”