Azerbaycanlı iş insanı Mübariz Mansimov Gurbanoğlu, Mehmet Ağar ve Sezgin Baran Korkmaz ile ilişkisini Birgün Gazetesi’nden Timur Soykan’a anlattı.
Timur Soykan’ın yazısı ve Mansimov ile yaptığı röportaj şöyle;
Sedat Peker ifşalarıyla ortaya dökülen skandalın sembol fotoğrafının perde arkasında neler yaşandı? Mansimov neden bu fotoğraftan çıkmak için hamle yapıyor? Şirketinin adı kullanılarak kendisine ABD’de kumpas kurulmak istendiğini anlatan Mansimov, Sezgin Baran’dan Mehmet Ağar’a kadar pek çok konuda konuştu.
Mansimov’un BirGün’e anlattıkları çürümüşlüğü özetledi: Ben o fotoğraftan çıkmak istiyorum
Üstteki fotoğraf Türkiye tarihinin en büyük skandallarından birinin, SBK olayının sembolü oldu.
Tıpkı Susurluk Çetesi’nin düğünde göbek atarken çekilmiş fotoğrafları gibi…
Düğün fotoğrafının tarihi 2 Kasım 2016. Yer: Antalya’daki Kervansaray Otel. Önce sağdan sola fotoğraftakilere bakalım.
En sağda damat Bereket Öner: Sezgin Baran Korkmaz’ın (kısaltılmış lakabıyla SBK) ortağı. Kara para aklama davasında sanık olan Bereket Öner, SBK’nin ABD’de yaşayan Kingston kardeşler ve Lev Aslan Dermen’in 300 milyon dolarını akladığını söyledi. Bereket Öner’in yanında gelin ve onun nikâh şahidi yer alıyor.
YİNE MEHMET AĞAR HEP MEHMET AĞAR
Fotoğrafın tam ortasında ise Mehmet Ağar var. 1980 öncesi ve sonrasında işkence, yargısız infaz iddialarıyla anılan polis müdürü. 1990’larda Susurluk Çetesi’nin tepesindeki İçişleri Bakanı. 2021’de ise Sedat Peker ifşalarında Mansimov’un Bodrum Yalıkavak Marinası’na çökmekle suçlanıyor.
Mehmet Ağar’ın sağında Sezgin Baran Korkmaz var. Ayakkabı boyacılığından SBK Holding’e uzanan hikâyesini hep çok romantik anlattı ama yıllarca parasının kaynağını açıklamadı. Artık uluslararası bir kara para trafiğinin merkezinde yer aldığını biliyoruz. Avusturya’da tutuklu. “ABD’ye mi yoksa Türkiye’ye mi iade edilecek?” sorusunun yanıtı bekleniyor.
ABD’DEN TÜRKİYE’YE KARA PARA TRAFİĞİ
SBK’nin sağında ise Ermeni asıllı ABD vatandaşı Levon Termerdzhyan var. Türkiye doğumlu ve Türkiye’deki ismi Lev Aslan Dermen. Bioyakıt ihracatı yapmış gibi göründüğü bir sistem kurarak Kingston Kardeşlerle birlikte ABD Hazinesi’ni 511 milyon dolar teşvik alarak dolandırdı. Bereket Öner ve SBK, 2012 yılında İstanbul’daki lüks bir otelde Lev Aslan Dermen ile tanıştı. Birlikte kara parasını Türkiye’de aklayacak bir sistem kurdular. Batmak üzere olan şirketleri, köklü ilaç firmalarını, yalıları, lüks otelleri, gökdelende katları hatta ülkenin en büyük sigorta şirketlerinden Unico’yu bu paralarla satın aldılar. Ama Lev Aslan Dermen’in ABD’deki tezgâhı 2018’de deşifre oldu, tutuklandı. 130 yıl hapis cezası aldı. ABD’deki bu dava nedeniyle Türkiye’de SBK’ye kara para aklama soruşturması açıldı.
KIZIL ORDU SUBAYLIĞINDAN DEVASA BİR SERVETE
Ve fotoğrafın en solundaki; karenin dışına çıkmak için hamle yapmış görünen Azerbaycanlı iş insanı Mübariz Mansimov Gurbanoğlu. Kızıl Ordu’da istihbarat subayı idi. Sovyetler Birliği dağılınca ticari hayatı başladı. 100’den fazla tankerden oluşan bir gemi filosu olan Palmali Şirketi’nin sahibi. Bir dönem dünyanın en zengin 500 iş insanı arasındaydı, Türkiye’nin en zengin 10 isminden biriydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talebiyle 2007’de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu. Gemileri Azerbaycan devletine ait Socar ve Rus petrol şirketi Lukoil’in petrolünü taşıyordu. İki şirketle de uluslararası tahkimde davalık oldu. Sedat Peker’in ifşalarında ise mağdurdu. Peker, Mansimov’a ait Bodrum Yalıkavak Marina’ya Mehmet Ağar ve eski çalışanlarının çöktüğünü anlattı. Bu olaya karşı dava açtığı için Mansimov’un FETÖ soruşturması açılarak tutuklandığı iddia edildi. Silivri Cezaevi’nde 1 yıl hapis yattıktan sonra 5 yıl hapis cezası verilerek adli kontrol şartıyla tahliye edildi.
DÜĞÜNDEN ÖNCE TATİLDE KARŞILAŞTILAR
Şimdi bu fotoğrafın perde arkasına biraz bakalım. Bereket Öner, kara para trafiği faaliyetleri sırasında 15 ay Lev Aslan Dermen’in Los Angeles Beverly Hills’teki dev malikanesinde kalmış. Dermen’in özel jetiyle defalarca Las Vegas’taki kumarhanesine, çeşitli tatil bölgelerine gitmişler. Garajını dolduran lüks araçların keyfini de çokça sürmüşler. Düğünden 4 ay önce fotoğraftaki ekip Yunan adalarındaki tatilde karşılaşmış. SBK’nin yatında ABD’den misafirleri, Mansimov’un yatında ise Mehmet Ağar ve aileleri bulunuyormuş.
Düğün için Bereket Öner, Lev Aslan Dermen, oğlu George ve Kingston Kardeşler beraber ABD’den İstanbul’a gelmiş. SBK ile buluşmuşlar. Düğün günü İstanbul’dan iki özel jet peş peşe havalanmış.
KINGSTONLAR DA DÜĞÜNDE
Yani düğünde fotoğraf karesine girmeyen Mormon tarikatı mensubu Kingston kardeşler de var. Düğünde kareye girmeyen önemli bürokratların da olduğu öne sürülüyor.
Bu fotoğrafın çekildiği düğünün görüntülerine ulaştık ve Halk TV’deki Kayda Geçsin programında yayımladık.
Lev Aslan Dermen, damada altın kaplama on binlerce dolarlık saati takarken oğlu George geline tam altından beşi bir yerde hediye ediyor. Mübariz Mansimov bir kutu içinde geline takısını veriyor. Bereket Öner’in elini öptüğü Sezgin Baran Korkmaz’ın eşi ve diğer akrabaları çok sayıda tam altın beşi bir yerde takıyı gelinin boynuna asıyor.
MÜBARİZ MANSİMOV ARADI
Kayda Geçsin programında Deniz Haber Ajansı’ndan Recep Canpolat’ın haberini kaynak göstererek, Mansimov ile Lev Aslan Dermen’in ABD’de ortak Palmali U.S. şirketini kurdukları iddiasını dile getirdim. Bunun üzerine Mansimov beni aradı ve aşağıdaki röportajı gerçekleştirdik.
Söze Mansimov başladı:
“Programda o Ermeni ile ortak şirket kurduğumu söylediniz. Recep Canpolat kasıtlı olarak bu yalan haberi yaptı. Siz daha önce de benim hakkımda yazı yazdınız. Onlara bir açıklama yapmadım ama ben Ermenilerle iş yapmam. Bu benim kırmızı çizgimdir. Siz isterseniz buna ırkçılık diyebilirsiniz…”
Programda bu yaklaşımı ‘ırkçılık’ olarak değerlendirdiğimi söylemiştim. Mansimov onu kast ediyordu. “Ben ırkçı bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum” dedim. Mansimov devam etti:
“Türk milliyetçisiyim. Biz onlarla savaştık. Ailemden 8 şehidimiz var. En büyüğü 21 yaşında. Ermenilerle hiç iş yapmadım, yapmam. Ama istemem savaş olsun. İnsanlar birbirini kessin. Keşke dünyada barış olsa, sınırlar olmasa.”
Siz Sezgin Baran Korkmaz ve Bereket Öner ile nasıl tanıştınız?
Mehmet Ağar tanıştırdı, Sezgin Baran Korkmaz ile. Bereket Öner’i 4-5 defa görmüşümdür.
4 ay önce düğündeki kişilerle Yunan adalarında tatil yaptınız mı?
Ben kendi teknemle gittim. Sezgin Baran, benim marinadan başka bir tekneyle geliyor. Onlar da aynı adaya geliyor. Benim ailem, arkadaşlarım, Mehmet Ağar var. Güzel bir restoran vardı orada, yemek yerken bunlar geldi. Lev Aslan Dermen de vardı. Ben Ermenileri sevmediğimi söyledim. Bunun üzerine kavga çıktı. Dövdüm. Onlar gitti.”
Düğüne gitmeye nasıl karar verdiniz?
Mehmet Ağar, Bereket Öner için ‘İyi çocuktur, gidelim’ dedi. Benim uçağımla gittik. Mehmet Ağar, Sezgin Baran Korkmaz benim uçaktaydı. Lev Aslan Dermen’in uçağıyla diğerleri gelmiş. Gösterişi çok seven biri. Havaya para atmalar falan… Ben sevmem öyle gösteriş yapanları. Dikkat ederseniz düğündeki fotoğrafa. Ben o fotoğraftan çıkmak istiyorum, gidiyorum. Küfür edip yanından gittim. Bürokratlar da vardı düğünde.
Kimdi bu bürokratlar?
Ben kimseyi söylemem. Düğünün görüntülerini bulmuşsunuz zaten.
SBK ile Lev Aslan Dermen’in ortak olduğunu biliyor muydunuz?
Sezgin Baran benim Bodrum’daki otelimi kiralamıştı. Ne zaman öğrendim Lev ile ortak, kontratı iptal ettim. İlişkileri kopardım.
Ortak şirket kurduğunuz iddiaları nasıl gündeme geldi?
Recep Canpolat yazdı sadece bunu. Başka bir yerde yok. Şirketin kuruluş belgesinde zaten benim adım yok, şirket yetkilim yok. Bu şirket sadece Lev Aslan Dermen’in oğlu üzerine kayıtlı. Yüzde 100’ü onun. Benim şirketimin adını Palmali’yi kullanıyorlar. Benim şirket kurulduktan 9 ay sonra haberim oldu. (Not: Şirket belgesinde kuruluş tarihi 27 Ekim 2016 olarak yazıyor. Kuruluş belgesi Mansimov’un sözlerini doğruluyor. Şirketin tek sahibi Lev Aslan Dermen’in oğlu George Termerdzhyan.) New York ofisimizin yöneticisi beni arayıp ‘Bizim adımızı kullanıyorlar’ dedi. Ben Lev Aslan Dermen’i arayıp hakaret ettim, ‘Benim şirketimin adını niye kullanıyorsun’ dedim. Kapattırdık bu şirketi.”
Neden sizinle ortak gibi görünmek istesinler? Amaçları neydi?
Amaçları bu şirket üzerinden kaçakçılık, dolandırıcılık yapmaktı. Zaten kuruluş amaçlarından belli. Bioyakıt ticareti deniliyor. Bioyakıt kirli bir iştir. Sadece çok büyük şirketler yapıyorsa girilir. Öyle 3, 4, 5 yıllık şirketlerle yapılmaz. Lev Aslan Dermen, 3-4 yılda çok zengin oluyor. Zaten benim ABD’de dünyanın dört bir yanında şirketlerim var. Çok büyük şirketlerle çalışıyoruz. Neden bunlarla şirket kurayım? Bana kumpas kurmak istediler. Türk milliyetçisi olduğum için ‘Bak Ermeni ile ortak iş yapıyor’ dedirtmek istediler.
Recep Canpolat, Utah Eyalet Mahkemesi’ndeki duruşmayı izleyip Lev Aslan Dermen ve oğlu ile konuştuğunu yazmış. Onlar şirketi ortak kurduğunuzu, siz gemi getirmeyince ve soruşturma başlayınca şirketi kapattıklarını söylemişler…
Yalan… Bu adamla bir şirketimi, bir gemimi göstersin ya… Recep Canpolat bu yazıları kasıtlı yazıyor. 2009 yılında bir arkadaşım ricası üzerine Recep Canpolat’ın yanıma gelmesini kabul ettim. Reklam vermemizi istedi. Ben adamı sevmedim. Kendilerine ilan vermeyenler hakkında haberler yaptıklarını filan söyledi. Gönderdim.”
SBK’nin ABD’de kurulan bu şirketten haberi var mıydı?
Bana haberinin olmadığını söyledi. Yalan söylediğini sanmıyorum.
300 milyon dolar kara parayı aklamasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Lev Aslan Dermen’in tezgâhı patladı. Ben hiç şaşırmadım. ‘ABD’de bürokratları tanıyorum’ diye çok hava atıyordu. Devlet memurlarıyla resimlerini gösteriyordu. Doğru mu bilemem. Ama 300 milyon doları ABD’den nasıl çıkartmış onu merak ediyorum. ABD’de her üç ayda bir vergi dairesi denetler. Para mermi gibidir, iz bırakır.
Sizin eski bir askerken büyük bir servete kavuşmanız da sorgulanıyor. Devletlerin arkanızda olduğu söyleniyor?
Biz babadan zengin değiliz. Doğru işi yaparsan başarılı olursun. 30 yıldır çalışıyorum. Devlet ihalelerine girmedik. Özel şirketlerle çalıştık. Dünyada ihalelere gireriz. 30 seneyi aşmış bir şirketiz. Pek çok ülkede denizcilik, gayrimenkul şirketlerimiz var.
İsmail Saymaz’a verdiğiniz röportajda Ağar’a sıkıntılı günler geçirirken sahip çıktığını söylediniz. Ağar devlet içindeki gücünü o kadar yitirmiş olabilir mi? Siz ondan hiç destek almadınız mı?
Ağar bana ne güç katabilir…
Ağar’a İstanbul Ulus’taki evinizi, Marina’daki benzin istasyonunu verdiğinizi söylemiştiniz…
Ben Mehmet Ağar’ı 15 yıldır tanıyorum. Türk milliyetçisi olarak bildim. Abim olarak gördüm, sevdim. Türkiye’de iyi kötü iz bırakmış bir isim. Herkesin dostu, kardeşi vardır. İhtiyacı olup evinde kaldığında ondan para mı alır, hediye vermez mi? Bunlar benim için, Palmali şirketi için büyük şeyler değil. Başkalarına belki büyük geliyor ama bizim için değil.
Aynı röportajda 2012’de Mehmet Ağar’ın gireceği Aydın Yenipazar Cezaevi’ni sizin onarttığınızı, yakınlarına helikopter pisti yaptırdığınızı ve Yalıkavak Marina’dan buraya helikopterlerle servis yaptırdığınızı söylediniz? Bu servislerde kimler vardı?
Ben kimsenin adını veremem. Açıklamak isterlerse onlar konuşur.
Saymaz’a Ağar, cezaevine gireceği sırada korumalarının kaldırıldığını ancak sizin dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler ile görüşerek yeniden koruma verilmesini sağladığınızı söylediniz. Biraz daha detay anlatır mısınız?
Mehmet Ağar’ın 3 polis koruması vardı. Bodrum’da duran benim polis korumalarım da vardı. ‘Polislerden birini almasınlar’ dedi. Çok eskiden bu yana o polis yanlarındaydı. Mehmet Ağar, cezaevine girdiğinde eşi de Bodrum’a gelmişti. Hanımının yanında o polisin koruma olarak kalması için o dönem İçişleri Bakanı olan Muammer Güler ile görüştüm. Kendisini İstanbul Valisi’yken tanıdım. İstanbul’da çok okul, karakol, huzurevi yaptırdık. Etiler’deki karakolu yaptırdım. Ben açılış törenlerine gitmezdim, şirketten birilerini gönderirdim. Sağ olsun Muammer Bey tüm açılışlara katılırdı. Halen severim. Aradım. ‘Mümkünse Mehmet Bey’in bu koruması kalsın’ dedim. Bizi kırmadı.
Yalıkavak Marina’ya çöküldü mü?
Kim çökebilir… Ben bir korkak değilim. Savaştan çıkmış bir subayım. Benim imza yetkisi verdiğim çalışanlarım beni dolandırdı.
Ağar, “Marinaya sahip çıkmasam mafya çökebilirdi” demişti. Bunu duyunca ne hissettiniz?
(Çok öfkeleniyor. Yüksek sesle konuşuyor). Türkiye’de hangi mafya birinin malına çökebilir? Türkiye’de devlet var, polis var…
Ama Paramount Otel’e çöküldü…
Paramount Otel bir facia. Öyle bir yanlışlık yapıldıysa çok kötü.
Sedat Peker, Marina’yı geri almak için dava açmanız üzerine FETÖ Davası’nda tutuklandığınızı ve ceza aldığınızı iddia etti. Böyle mi oldu?
Benim FETÖ ile hiçbir bağım yok. Bunu herkes bilir. Bodrum Yalıkavak’ta beni dolandıranlar bu davada tanık. Benim otelime 2013’te Güllüoğlu Baklava’dan sipariş verilmiş bununla suçlanıyorum. Türkiye’de bu baklavadan yemeyen var mı? Ben adaletin yerini bulacağını düşünüyorum.
Man Adası belgelerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kardeşi ve oğluna ait şirkete 25 milyon dolarlık gemiyi sattığınız ancak aynı gemiyi kiralayarak çekilen krediyi sizin ödediğiniz iddia edildi. Yani bedelsiz olarak gemiyi verdiğiniz öne sürüldü. Bu doğru mu?
Ben Sıtkı Ayhan ile ticaret yaptım. Mansimov Türkiye’de hangi ihaleye girdi? Ben hiçbir ihaleye girmedim. Kılıçdaroğlu bu iddialarından dolayı açılan davayı kaybetti. (Not: CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 1 sterlin sermaye ile Man Adası’nda Sıtkı Ayhan’ın kurduğu Bellway isimli şirkete Erdoğan ailesi tarafından 15 milyon dolar aktarıldığını iddia etmişti).
‘TRUMP’I ESKİDEN TANIYORUM, İŞ YAPMIŞTIK’
Sizin Trump döneminde ABD’de Türkiye için arka kapı diplomasisi yaptığınız iddia edildi. Böyle faaliyetleriniz oldu mu?
Benim hiçbir zaman böyle faaliyetlerim olmadı. Lev Parnas denilen adam (Mansimov’un ABD’de temas kurduğu iddia edilen lobici) bir sahtekâr, üç kâğıtçı. Saçma sapan projeler anlatır. Bir kere Ukrayna’da bir kere de Miami’de teknemle tatil yaparken gördüm. Ben devletin işine karışmam iş adamıyım, diplomasi benim işim değil. Diplomatlar, Dışişleri Bakanlığı var, onlar yapar. Gerek duyulsa tabii devletimiz için malımız, canımız feda. Trump’ı eskiden tanıyorum. New York’taki gayrimenkul şirketimle iş yapmıştık. Başkan olacağı hiç aklıma gelmemişti.
Kızıl Ordu’dayken Afganistan’da görev yaptığınız doğru mu?
Evet, 1980’lerde genç bir subayken görev yaptım. Savaşı gördüm, Afganistan’ın acısını gördüm. Şimdi orası için çok üzülüyorum. Taliban bize benzeyemez. Onların Müslümanlığı’nın bizimle ilgisi yok.