Meral Akşener: “Sansür yasasını Meclis’ten geçiren Bay Kriz, özgürlük vadediyor”

Meral Akşener

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı “Türkiye’nin Yüzyılı” vizyon belgesini eleştirdi.  Akşener, İki hafta önce sansür yasasını Meclis’ten geçiren Bay Kriz, şimdi özgürlük vadediyor. Daha dün mutlu ve huzurlu bir hayat isteyen gençlerimize ‘süfli’ diyen Bay Kriz, şimdi çıkmış ‘Geleceği birlikte inşa edelim’ diyor. Dün kadınlara ‘sürtük’ diyen Bay Kriz, istikbal mücadelesini birlikte verelim diyor. Bay Kriz’in Türkiye’ye verecek hiçbir şeyi kalmadı. Milletimiz bunu görüyor. Vatandaşımız geçim sıkıntısına çare arıyor. Adalet ve özgürlük istiyor. Bunları veremeyen Bay Kriz’in yeni masallarına da inanmıyor.” ifadelerini kullandı.

Partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Akşener, AK Parti’nin Türkiye’ye bugün “Cumhuriyet krizi” yaşattığını savunurken, “AK Parti iktidarı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurumsal varlığının çürümesini, modern devlet yapısının bozulmasını, sultancıl bir 19. yüzyıl devletine dönüşmemizi istiyor. Hürriyet yerine istibdatın hüküm sürdüğü, milletin zenginliğinin kapitülasyonlara mahkum kılındığı o günleri yeniden yaşatmak istiyorlar. O devri bundan bir asır önce Mustafa Kemal Atatürk bir daha açılmamak üzere kapattı! Kalıntılarını temizlemek de Cumhuriyet evlatları olarak bizlere düşüyor” diye konuştu.

Akşener, TOGG yatırımından memnun olduklarını ancak AK Parti’nin geçmişte yapılanları görmezden geldiğini söyledi. Akşener, “Sayın Erdoğan, geçmişi kötüleyerek kendini ibra etmeye çalışmaktan vazgeç! Bizim duruşumuz sana örnek olsun. Biz ülkemiz için taş üstüne taş konulduğunda bundan memnun oluruz. 1990’lı yıllarda başlayan İHA SİHA çalışmalarının bugün geldiği noktadan memnunuz. İktidara geldiğimizde daha da hızlı gelişmesi için her desteği vereceğiz” dedi.

“İktidar, cefakar öğretmenlerimizi de yok saydı”

Akşener’in açıklamasından satır başları şöyle:

“Bugün öğretmenlerimiz, sendikaların aldığı karar doğrultusunda iş bırakma eylemi yapıyor. Keşke böyle bir eyleme gerek olmasaydı. AK Parti, öğretmenlerimizin taleplerini dikkate alsaydı. Maalesef memurdan emekliye, çiftçiden esnafa, asgari ücretliye kadar dertli vatandaşlarımızı görmezden gelen iktidar, cefakar öğretmenlerimizi de yok saydı. Uzman öğretmenlik, baş öğretmenlik gibi sınava dayalı düzeni doğru bulmuyoruz. İyi Parti iktidarında 5 ve 15 yıl kıdemini esas alarak öğretmen maaşlarında düzenleme yapacağız. Eğitim çalışanlarımıza her yılın başında ikramiye vereceğiz. Kıdemi ne olursa olsun her öğretmenin maaşında asgari ücretin net yüzde 50’si oranında iyileştirme yapacağız. Tayin, terfi, yer değiştirme gibi problemleri çözeceğiz. Öğretmenlerin problemlerini yakından biliyoruz. Her adımı atacağız. Öğretmenlere değer vermeden eğitim davasında başarılı olmak mümkün değildir. 

“20 yıllık bir iktidarın sonunda ‘vizyon’ diye pazarlanan, bir ‘vizyonsuzluk’ vesikası!”

Sayın Erdoğan geçen hafta bir vizyon belgesi tanıttı. Bay Kriz ve arkadaşları sonunda hamaseti bırakıp bizimle icraat konusunda yarışmaya karar verdi herhalde demiştik. Yerine getirmemiş bayat vaatleri yeniden ambalajlayıp servis etmeyi tercih etmişler. 20 yıllık bir iktidarın sonunda vizyon diye pazarlanan bir vizyonsuzluk vesikası! Yazık bu ülkeye… 20 yıl önceki vaatlerini tekrarlayan bir iktidar başka hiçbir millete nasip olmadı! Lütfen biriniz sayın Erdoğan’a 20 yıldır iktidarda olduğunu hatırlatsın. Gülünç duruma düşmek bir Cumhurbaşkanı’na yakışmıyor. 2011’den bu yana her seçimde 2023 vizyonundan bahsettiler. Her şey ortada. Dediler ki ‘2023 yılında milli gelirimiz 2 trilyon dolar olacak. 2023’te milli gelirimiz 867 milyar dolar olacak’ diyorlar. Aradaki fark 2,5 kat… İşsizlik yüzde 4,6 olacaktı, bugün resmi rakamlarla bile yüzde 10,4. 

“Sansür yasasını Meclis’ten geçiren Bay Kriz, özgürlük vadediyor”

İki hafta önce sansür yasasını Meclis’ten geçiren Bay Kriz, şimdi özgürlük vadediyor. Daha dün mutlu ve huzurlu bir hayat isteyen gençlerimize süfli diyen Bay Kriz, şimdi çıkmış ‘Geleceği birlikte inşa edelim’ diyor. Dün kadınlara sürtük diyen Bay Kriz, istikbal mücadelesini birlikte verelim diyor. Bay Kriz’in Türkiye’ye verecek hiçbir şeyi kalmadı. Milletimiz bunu görüyor. Vatandaşımız geçim sıkıntısına çare arıyor. Adalet ve özgürlük istiyor. Bunları veremeyen Bay Kriz’in yeni masallarına da inanmıyor.

Erdoğan’a göre ülkemizde hiçbir dert yok. Sanırsın millet parayı koyacak yer yok, ekonomiyi batırmamış, milletimiz son 4 yılda zenginleşmiş! Sanırsın konuttan otomobile, telefondan gıdaya tüm ürünleri daha ucuza satın alır olmuşuz! Tarihimizde çok çeşitli kutlamalar yaptık ama enflasyonun yüzde 80’i aşmasını, doların 18’i geçmesini ilk defa kutluyoruz. Gerçekten ibretlik! Hâlâ ah bir seçilsem neler neler yapacağım diyor. 4,5 yıl önce de ‘Bu kardeşinize verin yetkiyi, görün etkiyi’ demişti. Verdik yetkiyi, gördük etkiyi… Yetkiyi verin; dolarla, enflasyonla nasıl mücadele edilir görün demişti. Onu da gördük!

“Utanmasa ‘Bir de bizi deneyin bu seçimde’ diyecek!”

Bundan 3 hafta önce Türkiye’yi yolsuzluktan biz kurtarırız demişti. Şaka gibi! Ben de ‘gelin, yolsuzlukların üzerine birlikte gidelim’ demiştim. Biz yasa tekliflerimizi getireceğiz demiştim. Ama millete yolsuzluğu çözeceğim deyip tekliflerimize hayır oyu veren utanmazdır, yüzsüzdür, yalancıdır diye eklemiştim. Sonuç ne oldu? Yolsuzlukları araştırma teklifimize hayır oyu verdiler. Geçen haftaki vizyonsuzluk belgesi bize gösteriyor ki gidişatı gören Sayın Erdoğan, şimdiden muhalefet partisi liderliğini içselleştirmiş. Utanmasa bir de bizi deneyin bu seçimde diyecek! Sen hiç merak etme, şunun şurasında 7 ay kaldı. O sandık geldiğinde vizyonu da liyakati de projeyi de İyi Parti iktidarında göreceksin. 

İktidarın Merkez Bankası olmayan ülke deneyi çerçevesinde bir gişe memuru olarak çalışan Merkez Bankası Başkanı, yıl sonu enflasyon hedefini yüzde 65,2’ye çıkarmış. 2022 için öngördükleri enflasyon hedefi yüzde 9,8 idi. Bugün yüzde 83,5’u bulan bir enflasyonla hedefi tutturamadığı için güncelleyen bir ekonomi yönetimiyle karşı karşıyayız. Bir yıllık enflasyon hedefini bile tutturamayan iktidar, utanmadan bize yüzyıldan bahsediyor. Güler misin ağlar mısın! Bu gerçeklikten kopuş halinin yansımalarına her hafta şahit oluyoruz.

“Sayın Erdoğan, artık paralel evrende yaşıyorsun”

Nebati Bakan haftalık kara mizah şovu kapsamında geçen hafta yine ufuk açan bir açıklama yaptı. ‘Biz enflasyonu dünyadaki gibi algılamıyoruz, insan temelli bir yaklaşımımız var.’ Biz bu Marslı arkadaşların ekonomiyi dünyadakiler gibi anlamadığını biliyoruz zaten. Neymiş, meseleye insan temelli yaklaşıyorlarmış. Enflasyon canavarı insanımızı yemeğinden, kıyafetinden ediyor! Doç. Dr. Nebati Bakanın ekonomiyle olan epistemolojik kopuşunun bir benzeri de insana dair bakışında cereyan ediyor! Bu arkadaşlar ekonomiyle bağını kopardıkları gibi insanla olan bağlarını da koparmışlar. Allah acil şifalar versin. Sayın Erdoğan, Saray’a kapanıp dünyadan koptun. Artık bir paralel evrende yaşıyorsun. Olguyu, algıyı kurban etmek için çevirdiğiniz tüm fırıldaklar meydana saçıldı. Milletimiz bu samimiyetsizlikten, basiretsizlikten yıldı.

Milletimiz bu vasatlığa mecbur değil çünkü biz varız. Bizim Türkiye’yi hakkıyla yönetmek için gücümüz var. Liyakatli, vizyon sahibi kadrolarımız var. Devletimizin değerleriyle örülü, ülkemize yakışan bir siyaset anlayışımız var. Vatanını ve milletini seven cesur yüreklerimiz var. Sizin açtığınız yaraları biz saracağız. Sizin çaldıklarınızı biz yerine koyacağız. Sizin oluşturduğunuz krizleri biz çözeceğiz. Emin olun çok az kaldı. 

Biz iktidar ve muhalefet kavramını, iktidarı oluşturan partiler gibi kırmızı-mavi kuvvetler gibi ayrılmıyoruz. Doğru işlere doğru, yanlış işlere yanlış diyoruz. Öneriler de getiriyoruz. Bu bizim sorumlu anlayışımızın bir gereğidir. Biz bu duruşumuzdan vazgeçmeyeceğiz. 

Geçen hafta TOGG’un Gemlik tesisinin açılışı ve ilk aracın banttan iniş töreni vardı. Bu yatırımı geç kalmış olmakla birlikte kıymetli buluyoruz. TOGG’un seri üretime geçmesinde emeği geçen işçilerimizi, mühendisleri, şirketleri tebrik ediyoruz. Bu girişimin oluşmasına vesile olan, kamu desteğini sağlayan Sayın Erdoğan ve arkadaşlarını kutluyorum. 

“Cumhuriyet eselerini görmezden geldiler”

Bu kıymetli girişimin tanıtımını da AK Parti PR çalışmasına dönüştürerek, her zaman olduğu gibi yine güzel bir şeyi engellenemez nefretiyle kirletmeyi başardı. Bay Kriz ve iktidarının en önemli özelliklerinden biri de kendilerinden öncekileri yok saymak, kötülemeleridir. 20 yıllık iktidarları boyunca her fırsatta özelleştirme yapmakla övündüler. Özelleştirdikleri kurumları kimin yaptıklarından hiç bahsetmediler. Kendilerinden önce hiçbir şeyin yapılmadığı yalanını söylediler. Cumhuriyet eselerini görmezden geldiler, unutturmak istediler. Bu utanmazlıktandır ki, bizden önce memlekette buzdolabı bile yoktu dediler. İlk buzdolabı 2003’te gelmiş Türkiye’ye! 

“Sayın Erdoğan, geçmişi kötüleyerek kendini ibra etmeye çalışmaktan vazgeç!”

Sayın Erdoğan, geçmişi kötüleyerek kendini ibra etmeye çalışmaktan vazgeç! Bizim duruşumuz sana örnek olsun. Biz ülkemiz için taş üstüne taş konulduğunda bundan memnun oluruz. 1990’lı yıllarda başlayan İHA SİHA çalışmalarının bugün geldiği noktadan memnunuz. İktidara geldiğimizde daha da hızlı gelişmesi için her desteği vereceğiz. 

Biz elbetteki yerli ve milli bir otomobilimizin olmasını istiyoruz. Ama Türkiye’nin acı gerçekleri var. En ucuz araba bile yüzde 80’lik ÖTV diliminde yer alıyor. Asgari vergi yükü yüzde 113’e çıktı. Vergilerden önce 300 bin olan araba fiyatı vergilerle 637 bin liraya çıkıyor. Otomotiv sektörü finans sorunu da yaşıyor. Bugün bir asgari ücretlinin bırakın araba almayı; sigorta, bakım ve yakıt masrafı bile karşılaması mümkün değil. Yerli otomobil üretmekle övünen iktidar, otomotiv sanayiini 5 yıldır küçültüyor. Erdoğan ve akla zarar ekonomi deneyleri sonucunda oluşan üretim kaybı 400 binin üzerine çıktı. İktidarımızda otomobildeki ÖTV yükünü kaldıracağız. İyi Parti iktidarında asgari ücretli vatandaşlarımızın da rahatlıkla araba sahibi oldukları müreffeh bir Türkiye’ye kavuşacağız. 

“AKP iktidarı, bugün bizlere Cumhuriyet krizi yaşatıyor”

Cumhuriyetimizin 100 yıla uzanan modernleşme yolculuğunda bugün hızla geriye gidiyoruz. AK Parti iktidarı geçmiş 99 yılı okumayı bile beceremiyor. Ekonomiyle demokrasi arasındaki bağı anlayamıyor. Cumhuriyetimizin kerim devlet anlayışından o kadar uzaktalar ki, kuvvetler ayrılığını zaman kaybı olarak görüyorlar! Cumhuriyetimiz için 90 yıllık reklam arası bile diyorlar! Cumhuriyetimiz bireyin özgürlüğünü esas alırken, bunlar bireyin kendisinden rahatsız oluyorlar. Milletimize varlık içinde yokluk çektiren çarpık bir anlayışla ülkemizi yönetmeye çalışıyorlar. AKP iktidarının bugün bizlere yaşattığı şeyin adı bir Cumhuriyet krizidir. Cumhuriyetimizin bütün ilkeleri, kurumları, birikimleri yağmalanmış; devletimiz talan edilecek bir ganimet olarak görülmeye başlanmıştır. Tüm bu tahribatın sonucunda, insanımıza artık ilave bir şart daha sunulmuştur. Makbul vatandaş olmak için iktidara destek verme şartı! AK Parti ile aynı düşünmeyen insanlarımız artık vatandaş olma haklarını da kaybetmiştir! Kamu personeli olmak için çalışmak yetmez, AK Parti ilçe başkanlığından tavsiye mektubu almanız gerekir! İktidara yakın kişiler istediğini yapabilir, lüks arabalarda gezip pudra şekeri koklayabilirken, bu ülkenin genç evlatları gözünün üstünde kaşı var diye Silivri’nin soğuğu ile yüzleşir! 

“Cumhuriyetimizin 2. yüzyılında istibdat yasalarını değil, hürriyeti konuşacağız”

Bugün ne yazık ki ülkemizde bir Cumhuriyet krizi var. AK Parti iktidarı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurumsal varlığının çürümesini, modern devlet yapısının bozulmasını, sultancıl bir 19. yüzyıl devletine dönüşmemizi istiyor. Hürriyet yerine istibdatın hüküm sürdüğü, milletin zenginliğinin kapitülasyonlara mahkum kılındığı o günleri yeniden yaşatmak istiyorlar. O devri bundan bir asır önce Mustafa Kemal Atatürk bir daha açılmamak üzere kapattı! Kalıntılarını temizlemek de Cumhuriyet evlatları olarak bizlere düşüyor. İyi Parti olarak sunduğumuz en büyük proje, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını onun şanına yakışır şekilde yaşatmak olacak. Kimse merak etmesin, bu kutlu mirasımızı 21. yüzyılın değer setleriyle  daha da zenginleştireceğiz. Tüm vatandaşlarına eşit davranan, şeffaf bir yönetim anlayışını yeniden inşa edeceğiz. Sahici bir güven ortamı sağlayacağız. Emeğin ve alın terinin gayret gördüğü, güçlü, zengin, mutlu bir Türkiye’ye kavuşacağız. Cumhuriyetimizin 2. yüzyılında istibdat yasalarını değil, hürriyeti konuşacağız. Ortak aklı dinleyeceğiz, çalmayacak, çaldırtmayacağız. Mesuliyetten kaçmayacağız, hesap vereceğiz. Atatürkümüzün de söylediği gibi; artık duramayız behemehal ileri gideceğiz. Mankurtların ölüm, bozkurtların doğum günü olan Cumhuriyetimizin 100. yılına milletimizin teveccühü ile iktidarda gireceğiz.”