Meral Akşener’den hodri meydan: Gelin beni de tutuklayın!

aksener-artik-akp-icin-imrali-yollari-tastan-demektir-ncz2
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İYİ Parti lideri Meral Akşener, “Türk milliyetçiliği bir suç sayılacaksa, biz de Türk milliyetçisiyiz. Biz de suçluyuz. Bu suçun ortakları olmaktan onurluyuz. Gelin bizi de tutuklayın. Tutuklayın da görelim, hodri meydan. Benim dokunulmazlığım da yok” ifadelerini kullandı.

Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu.

Akşener’in konuşmasından satır başları:

-Değerli milletvekili arkadaşlarım iktidar maalesef, dış politikadaki, hemen her meseleyi, iç politikaya malzeme etmeyi, alışkanlık haline getirdi.

-Bu sağlıksız yaklaşımın neden olduğu, tutarsızlık ve zikzaklar da, her defasında, ülkemize bedel ödetiyor.

İSVEÇ’İN NATO’YA ÜYELİK PROTOKOLÜ



-Biliyorsunuz, bu durumun son örneklerinden biri de, İsveç’in NATO üyeliği konusu. Dışarıda, konunun muhataplarına, adeta boncuk dağıtan, AK Parti iktidarı içeride ise, yazdığı senaryolar üzerinden, milletimizin, gözünü boyamanın, peşine düşmüş durumda.

-Sayın Erdoğan daha önce, bu konu hakkında ne demişti; hatırlıyor musunuz? ‘Eyyy İsveç, boşuna uğraşma.

-Sen, benim mukaddes kitabım Kuran’ın yakılmasına, yırtılmasına müsaade ettiğin sürece biz, sizin NATO’ya girmenize, evet demeyiz’ Başka ne demişti? ‘NATO’ya üye olacaklarsa, Türkiye’nin güvenlik endişelerini, dikkate almak zorundalar’ demişti.

-Eski Adalet Bakanı, Bekir Bozdağ da, bir süre önce; ‘FETÖ’cülerden, PKK’lılardan, diğer terör örgütü üyelerinden, terör suçları sebebiyle, Türkiye’ye iadesini istediğimiz isimlerin, iadesi konusunda, bize, tek bir karar gelmedi.’ demişti.

-Konuyla ilgili, gelinen son noktada ise, öğrendik ki; İktidar, İsveç’in katılım protokolünü imzalayıp, Gazi Meclisimize göndermiş. Hadi bakalım, buyurun buradan yakın. Yani önce esip gürlediler, sonra hiçbir şey almadan, ‘şak’ diye, protokole imzayı çaktılar. Bu yaklaşım, size de tandık geldi mi?

-Biz, Rahip Bronson olayında ve Kaşıkçı davasında da, bunu yaşamamış mıydık? Değerli dava arkadaşlarım kararı elbette yüce meclisimiz verecek; ancak iktidar da, bu konudaki sorumluluğunu, bilmek zorunda.

-Bununla birlikte, F16’lar konusunun, Türkiye açısından, fevkalade önemli olduğunun da altını çizmek istiyorum.

-Vaziyetin vahameti ortadayken, siyasetin, İsveç sosuna batırılması, çok açık söylüyorum, Türk milletine yapılan, büyük bir ayıptır.

-Biz, İYİ Parti olarak sorumlu muhalefet anlayışımız çerçevesinde, buradan, bir çağrıda bulunuyoruz.

-Biz, NATO’nun Genişlemesine karşı değiliz. Ancak, söylenen bunca sözden, olan biten, onca hadiseden sonra, bu millete ve onun seçilmiş temsilcilerine, bilgi vermek ve onları, ikna etmek zorundasınız.

-Bunun için, derhal Gazi meclisimizde, bir genel görüşme açılmasını, teklif ediyorum. Milletvekili arkadaşlarıma da, bu konuda talimat verdim.

-Gelin, teklifimize olumlu yanıt verin. Böylece, İsveç’ten istediğimiz koşullar karşısında, bugüne kadar, hangi adımlar atılmış Türkiye’nin, güvenlik kaygıları, hangi düzeyde giderilmiş; şeffaf bir şekilde, bizlerle paylaşın.

-Gelin, demokratik süreçleri, olması gerektiği gibi çalıştıralım, ülkemiz ve milletimiz için, en doğru kararı, hep birlikte alalım.

-İYİ Parti, her daim, devletimizin, itibar ve menfaatinin olduğu yerde bulunmayı, kendisine vazife bilir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

“HADİ GELİN BİZİ DE TUTUKLAYIN”

-İYİ Parti olarak Türk milliyetçiliğini ırkçılık olarak gösterenlerle sonuna kadar mücadele edeceğiz.

-Türk milliyetçiliği bir suç sayılacaksa, biz de Türk milliyetçisiyiz. Biz de suçluyuz. Bu suçun ortakları olmaktan onurluyuz. Gelin bizi de tutuklayın. Tutuklayın da görelim, hodri meydan. Benim dokunulmazlığım da yok.

GAZZE TEPKİSİ

-Aziz milletim Gazze’de, ‘teröre karşı savaş’ iddiasıyla, yola çıkan İsrail’in sivilleri bile hedef alan, gaddarlığı hız kesmeden devam ediyor.

“KATİL NETANYAHU”

-Tüm insani değerleri, hiçe sayan ve artık, alçak bir mezalime dönüşen, bu eylemler karşısında her fırsatta, sözde insan hakları şampiyonluğuna soyunan, bilindik ülkeler ise, üç maymunu oynayıp, katil Netanyahu’nun günahlarına, utanmadan ortak olmaya devam ediyorlar. İsrail, Gazze’yi, adeta bir atış talimi alanına çevirdi.

-Hamas’ın terör saldırılarında binden fazlası sivil olmak üzere, 1400 İsrail vatandaşı, hayatını kaybetmişti. İsrail’in karşı saldırılarında ise dört binden fazla sivil Filistinli, hayatını kaybetti.

Ölen sivillerin, 1700’ü ise ne acıdır ki, çocuktu. Evet, ne yazık ki 1700 günahsız çocuk, Netanyahu terörünün, kurbanı oldu. Rastgele ve vicdansızca atılan bombalar 1700 çocuğu öldürdü.

-O bombalar, masum insanları öldürdü. O bombalar, hastanede, yeni doğmuş bebekleri öldürdü. O bombalar, güvenli bir yere ulaşmaya çalışan, aileleri öldürdü. Bir çatışma, ancak bu kadar onursuz olabilir.

-Bir devlet insanı, ancak bu kadar vicdansız olabilir. Ama dünya, yaşananlara bu kadar kayıtsız kalamaz kalmamalıdır.

-İnsanlık suçu işleyenlere karşı, ısrarla sergilenen diplomatik nezaket, derhal rafa kaldırılmalı; ve gerçekler, tüm çıplaklığıyla konuşulmalıdır. O gerçek de şudur Netanyahu, bir savaş suçlusudur.

-Netanyahu, bir bebek katilidir. Sivilleri, çocukları öldüren Netanyahu terörüyle, müzik festivalinde gençleri tarayan, Hamas terörü, aynı şeydir. Ve sıfatına bakılmadan, hak ettiği gibi, bir katil gibi, bir terörist gibi muamele görmelidir.

-Gazze’de, savaş suçu işleniyor. Gazze’de, insanlık suçu işleniyor. Gazze’de, terör suçu işleniyor. Ve savaş diye ambalajlanan, bu devlet terörüne karşı en büyük tepkiyi vermesi gereken, ABD Başkanı, ‘büyük demokrat’ Biden, Netanyahu’ya, destek üzerine destek yağdırıyor.

-Sözde demokrasinin beşiği Amerika, sözde eşitliğin, özgürlüğün sembolü Amerika, yüzyılın en vahşi sivil katliamına, düpedüz sponsor oluyor. Gerçekten ibretlik.

Bu Yazıya Tepki Ver