MHP Yenimahalle İlçe Başkan Yardımcısı Kaan Cengiz: “Ben de FETÖ mağduruyum”

kaan cengiz mhp fetö

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, MHP Yenimahalle İlçe Başkan Yardımcısı Kaan Cengiz hakkında, askeri okulda öğrenci olduğu dönemde FETÖ ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle dava açtı. İddianamede ankesörlü telefonlardan arandığı belirtilen Cengiz’in “terör örgütü üyeliği” suçundan 15 yıla kadar hapsi istendi.

Cengiz ise ifadesinde, ortaokul son sınıftayken ders çalışmak için bir eve gittiğini ve buranın cemaat evi olduğunu sonradan anladığını belirterek, kendisinin de mağdur olduğunu anlattı. Cengiz, “Askeri lise sınavını kazandıktan sonra bu evde bizimle ilgilenen kişinin aramalarına yanıt vermedim. Bunun üzerine derslerden kaldım. Dönem kaybıyla mezun oldum. 2013 yılı yaz tatili ile Kara Harp Okulunun intibak eğitiminde kampta Şok Mangasına alındım. Burada yaşadığım mağduriyet ve işkenceler sonrası okuldan tazminat ödemeyi göze alarak ayrıldım. Yaşadığım olaylar nedeniyle ben de Fetullahçı Silahlı Terör Örgütünün mağduru oldum” dedi. Cengiz hakkındaki iddianame kabul edildi.

İlgili Haber
MHP yöneticisi “mahrem imam” operasyonuna eklendi ! Gizlenen soruşturma, fısıltıyla açığa çıktı

40 ardışık arama

T24’ten Asuman Aranca’nın haberine göre; Ankara Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Cengiz’in mahrem imam denen şahsa bağlı olduğu öne sürülerek, örgüt imamlarınca ankesörlü telefonlardan 83 kez arandığı, 258 kez karşı baz araması bulunduğu ve bu aramaların 40 tanesinin ardışık arama niteliğinde olduğu belirtildi. Cengiz ise iddianamede yer verilen ifadesinde, ortaokul son sınıftayken bir komşularının yönlendirmesi ile ders çalışmak için bir eve gitmeye başladığını, bu evde kendisiyle Salih isimli bir kişinin ilgilendiğini söyledi. 4-5 ay boyunca bu eve gittiğini ve bir süre sonra buranın örgüt evi olduğunu anladığını söyleyen Cengiz, askeri lise ve fen lisesi sınavlarına girdiğini ancak istediği fen lisesi olmayınca askeri okula devam etmeye karar verdiğini kaydetti.

“Görüşmediğim için devre kaybı yaşadım”

Cengiz, Kuleli Askeri Lisesinde okumaya başladıktan sonra, Salih isimli kişinin sürekli kendisini arayıp görüşmeye zorladığını belirterek, bu aramalardan birinde artık ısrardan bunaldığı için görüşmeyi kabul ettiğini ifade etti. Bu görüşmede Salih isimli kişinin kendisiyle Kuleli Askeri Lisesinde eğitim gördüğü süre boyunca görüşerek derslerinde ve okul hakkında yardımcı olmak istediğini söylediğini ancak kendisinin ise artık görüşmek istemediğini anlattığını kaydeden Cengiz, şunları söyledi:

“Bunun dışında yüz yüze görüşmedim. Salih isimli şahıs düzenli olarak aramaya devam ederek benim görüşmelere gelmem için ikna etmeye çabalıyordu. 9. Sınıfta Matematik ve İngilizce derslerinden kalmam üzerine sınıf tekrarı yaptım ve devre kaybı olmuş oldum. Salih isimli şahıs aramalara devam etti. Bu ısrarlı aramaları üzerine bir kafede buluştuk. Bana, ‘Görüşmelere gelmediğinden sınıfta kaldın, okul ve dersler hakkında sana yardımcı olurduk. Şefkat tokadına maruz kaldın’ dedi. Bu şahısla görüşmek istemiyordum ancak bu şahsın ikna çabaları yüzünden yüz yüze görüşmek zoruna kalmıştım.

“Şok mangasına alındım”

2013 yılında Kuleli Askeri lisesinden devre kaybı yaşayarak mezun olduğunu, bu süreçte de görüşme taleplerini reddettiğini kaydeden Cengiz, “Askeri okul okurken de haksız olarak birçok cezalara maruz kalmaktaydım. Son sene bunu yoğun olarak yaşamıştım. Yaklaşık iki ay süresince beni hafta sonu iznine dahi çıkarmadılar. Okulda bana mobbing uygulayan, haksız olarak ceza veren, işkence ve kötü muamelede bulunan komutanların darbe girişimi sonrası darbeye katılan askerlerden olduklarını da basından gördüm” dedi.

“İşkenceye 6-7 gün dayanabildim”

Cengiz, kendisinin de mağdur olduğunu şu sözlerle anlattı:

“2013 yılı yaz tatili sonrasında İzmir Menteş’de Kara Harp Okulu intibak kampına katıldım. Daha sonra Fetullahçı Silahlı Terör Örgütü yapısı ile ters düşüp onlara tabi olmadığım için Şok Mangası denilen grubun içerisinde beni de dahil ettiler. İntibak kampının ikinci gününde Üsteğmen Sadık Çam isimli şahıs bana tıraşımı olduğum halde tıraş olmadığımı söyleyerek, göze battığımı kendime dikkat etmem gerektiğini söyledi. Sonrasında yemek arasında dinlenme vaktinde yanına gelmemi istedi. Güneşte saatlerce şınav pozisyonda bekletti, hakaretlerde ve tehditlerde bulundu. Sonrasında Üsteğmen Sadık Çam ve takım komutanı üsteğmen Eşref Bozkurt okuldan kendi isteğim ile ayrılmam için işkence kötü ve kötü muamelelerde bulundular. Hakaret ve tehdit ediyorlardı. Bu sürece 6-7 gün dayanabildim. Ailemi okula çağırdım ve okuldan ayrılmak istediğimi anlattım, yaşadığım olaylara inanmak istemediler, biraz dişimi sıkmam gerektiğini söylediler.

“Tazminat ödeyip ayrılmak zorunda kaldım”

Ben ailemi intibak kampına çağırdığımı ve okuldan ayrılacağımı takım komutanına söylemişti. Gündüz ailem beni tekrar okulda kalmam yönünde ikna etti, bunu tekrar takım komutanına söylediğimde ‘sen bizimle alay mı ediyorsun, eğitimden mi kaçıyorsun’ diyerek işkencelerine aralıksız devam etti. Bu olayın gecesinde tekrar okulu artık bırakacağımı ilettim, ertesi gün de dilekçemi yazarak okuldan ayrılma işlemlerini başlattım. Okuldan tazminat ödemeyi kabul ederek ayrılmak zoruna kaldım.

“2013’te CİMER’e başvuru yaptım”

Kara Harp Okulunun intibak kampında yaşadığım olaylar ile ilgili olarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında mağdur/müşteki sıfatıyla ayrıntılı olarak ifade verdim. Okulda ve intibak kampında yaşadığım olaylar beni çok etkilemiş ve mağdur etmişti. Yaşadığım haksız ve hukuksuz olayların devletimiz tarafından araştırılması için 2013’te BİMER başvurusunda bulundum. 2017’de de CİMER’e başvuru yaptım.

Yaşadığım olaylar nedeniyle ben de Fetullahçı Silahlı Terör Örgütünün mağduru oldum. Ailem ve ben asker olmak istediğim halde bu örgüt mensuplarının benimle uğraşmaları nedeniyle okuldan zorunlu olarak ayrılmak zorunda kaldım. Hayatımın hiçbir döneminde örgütsel faaliyet yürüterek bir suç işleyecek olayın içerisinde bulunmadım. Her zaman vatanıma ve milletime bağlı bir insan oldum. Okuldan ayrıldıktan sonra üniversite sınavına sıfırdan hazırlanarak hayatıma yeniden bir yön vermek zorunda kaldım. Vermiş olduğum beyanlarım doğrultusunda etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyorum”