Mithat Sancar: “Meclis seçimi için Millet İttifakı’nda yokuz”

mithat sancar

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, ittifak tartışmalarından tarikat yurtlarına, Anayasa Mahkemesi’nde görülen HDP’ye yönelik kapatma davasına ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Selahattin Demirtaş’a ilişkin açıklamalarına kadar gündemdeki konuları değerlendirdi.

HDP lideri, Diken’in Ankara muhabiri Altan Sancar’a konuştu, gündemi değerlendirdi.

Cemaat yurdunda kalan üniversite öğrencisi Enes Kara’nın hayatını kaybetmesini ve cemaat yurtlarının kapatılması tartışmalarını değerlendiren Sancar, “Vakıf, cemaat gibi kuruluşların öğrenci yurdu işletmesini doğru bulmuyoruz” dedi.

AK Parti’nin tarikat ve cemaatler üzerinden bürokraside kadro edindiğini belirten Sancar’a göre iktidar partisi, ‘FETÖ’ sonrasında da farklı tarikat ve cemaatler ile ilişkilerini sürdürmeye devam etti.

HDP’li Semra Güzel’in öldürülen bir PKK’lıyla çektirdiği fotoğraflara değinen Sancar, “AKP iktidarının teşvikiyle on binlerce insan PKK üyesi yakınların görme imkânını elde etmişlerdi” dedi.

“KÜRT SORUNUNDA ANAHTAR ROLÜNDEYİZ”

Bütçeyle ilgili çalışmalara bakarsanız yine o bütünlüklü yaklaşımı görürsünüz. Bütçe görüşmelerinin komisyon aşamasında da genel kurul aşamasında da yine Türkiye’nin bütün sorunlarını kapsayan bir yaklaşımı ortaya koyduk. Evet, Kürt sorunu Türkiye’nin en kilit sorunudur ve biz bu kilidin açılmasında anahtar rolü oynayacağımızı söylüyoruz. Pek çok sorunun temelinde Kürt sorununun yattığı bir gerçektir. Türkiye’nin yaşadığı ekonomik çöküşün nedenleri arasında savaş politikaları çok önemli bir yer tutuyor. Biz o kilidi açıp Türkiye’nin bütün sorunlarını çözmek için çalışma yürütme iddiasındayız. Yetersiz kaldığımız yerler vardır fakat HDP, Türkiye’nin bütün sorunlarının farkında olan bir partidir ve bütün sorunlara temel ilkeleri çerçevesinde çözüm öneren bir programa sahiptir

“MECLİS SEÇİMİ İÇİN MİLLET İTTİFAKINDA YOKUZ”

HDP, Millet İttifakı’nda olacak mı?

Parlamento seçimleri için böyle bir ittifakta yer almamızın gereği de faydası da isabeti de yok. Yani bizim ilkelerimiz ve hedeflerimiz çerçevesinde böyle bir ittifakta yer almayı doğru bulmuyoruz. Bunu da çeşitli vesilelerle defalarca açıkladık.

Başka bir ittifak arayışınız var mı?

Bizim bir ittifak arayışımız var. En geniş adıyla bu ittifakı ‘Demokrasi İttifakı’ şeklinde adlandırıyoruz. Biz demokrasi ittifakı hedefimizi kongremizden önce toplanan konferans sürecinde de ve hemen sonrasında gerçekleşen kongremizde de karara bağlamıştık.

Görüşme yapıyor musunuz?

Demokrasi İttifakı hedefimizi çok geniş kesimleri kapsayacak şekilde tanımlıyoruz. Bu ittifak, sadece belli bir çevreyle sınırlı olmayacaktır. Demokrasi ittifakında biz elbette sol sosyalist güçlerle birlikte yürümek istiyoruz. Ama bu ittifakı iki ayak üzerine kurmanın doğru olacağını söylüyoruz. Bu ittifakın temel sütunu mücadele ortaklığı olmalı. Yani seçim ittifakına boğulmuş ve mahpus edilmiş bir tartışmanın, bugünkü ağır sorunlara çözüm üretemeyeceği kanısındayız. Bütün demokrasi güçleriyle birlikte ortak mücadele zeminini yaratmak istiyoruz. Bunun içinde sol sosyalist partilerin özel bir yeri var. Biz zaten bir bileşen partisiyiz. Yani partinin kurucu özneleri arasında sol sosyalist partiler var. HDP’nin kimliği de geniş anlamda bu çerçevededir.

Biz ittifakı en geniş çevrelere yaymak istiyoruz. Bütün mağdurları, bütün ezilenleri ötekileştirenleri kapsayacak bir ittifak olmasını istiyoruz. Yani sadece sol sosyalist güçlerle sınırlı bir ittifak değildir bizim kastettiğimiz.

Bütün çevrelerle görüşmelerimiz devam ediyor. Sol sosyalist partilerle de özel görüşme yapmak üzere görevlendirdiğimiz bir heyetimiz var. Süreç devam ediyor. Eğer bu süreç olgunluk kazanarak hızlanırsa önümüzdeki günlerde bu güçlerle bir ortak toplantı yapmayı da gündemimizde tutuyoruz.

Bunlar hangi partiler?

Şu an altı parti ve iki oluşum var. Bunlar; Emek Partisi (EMEP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), SOL Parti, Türkiye Komünist Partisi (TKP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Halkevleri ve Sosyalist Meclisler Federasyonu’dur (SMF). Bu güçlerle sistemli görüşmeler yürütüyoruz. Hiçbir partiyi dışarıda bırakan bir yaklaşıma veya ön yargıya sahip değiliz.

Görüşmelerden umutlu gibi gördüm sizi…

Diyalog eğer iyi bir zemine oturursa, ülkenin, toplumun, halkın ihtiyaçlarını görerek ilerlerse iyimser olmamak için bir sebep yok.

Peki cumhurbaşkanlığı seçimine gelirsek…

Mesele aday meselesine indirgenirse bu çok kısır bir tartışmaya dönüşür ve bu kadar ağır şartlarda, bu kadar ağır tahribatların yaşandığı bir dönemde hayal kırıklıklarına yol açabilir. O nedenle şu aday mı ya da “Şöyle şöyle olursa desteklemeyiz”, “Şöyle şöyle olursa destekleriz” tartışmasına girmiyoruz. Bizim belirlediğimiz bir çerçeve var ve bunu kamuoyuyla ve muhalefet partileriyle defalarca paylaştık. Biz diyoruz ki bu ülkede seçime kadar olan süreçte birlikte nasıl çalışabileceğimizi konuşmalıyız. Seçim güvenliğinden kaos planlarını boşa çıkarmaya kadar, çok çeşitli manevralarla toplumu kutuplaştıran, derin gerilimler yaratan ve korku iklimini hakim kılan anlayışa karşı ortak irade oluşturalım.

Biz demokrasi ittifakında ortak mücadele kavramını öne çıkarıyoruz. Diğer muhalefet partileriyle görüşmelerde ise ortak irade kavramına vurgu yapıyoruz. Ülke çok ağır şartlar altında ve seçime kadar pek çok başka sorunlar yaşanması ihtimalini herhalde kimse göz ardı edemez.

Haberin tamamı için tıklayın