HDP Eş Genel Başkanı Sancar, seçimden önce İmralı üzerinden spekülasyon yapılmasını engellemenin yolunun, muhalefet partilerinin de Öcalan’la görüşme talebinde bulunmaları olduğunu söyledi.
Türkiye, erken seçim kararı alınmazsa Haziran 2023’te yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlanıyor. HDP’ye yönelik kapatma davası, yeni bir çözüm süreci başlatılacağı iddiaları, Abdullah Öcalan’ın devreye gireceği iddiaları da Kürt sorunu bağlamında sıklıkla tartışılıyor. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Türkiye’de “herkesin Öcalan’ın rolünün farkında olduğunu” belirterek, spekülasyonlara son vermek istiyorsa muhalefet partilerinin de Öcalan’la görüşmeyi talep etmeleri gerektiğini söyledi.
Artı Gerçek’ten İrfan Aktan’ın sorularını yanıtlayan Sancar, cumhurbaşkanlığı seçiminden yeni çözüm süreci iddialarına, Selahattin Demirtaş’ın adaylığından HDP’nin tutumuna ilişkin dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
‘HDP kilit değil, anahtar’
Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşırken “HDP’nin kilit rolde” olduğu yorumlarına katılmayan Sancar, “Biz kilit değil, anahtar diyoruz” dedi. Sancar, HDP’nin “anahtar” rolünü şöyle açıkladı: “Türkiye’nin kronikleşmiş açmazlarının çoklu kriz ortamında; toplumsal, siyasal ve iktisadi alanlarda ciddi çöküşler ve felaketler yarattığını görüyoruz. Türkiye derin tahribatlar yaşarken, tüm bu felaketlerden çıkış imkânlarının da arttığının farkındayız. Krizler çoklu hale gelip derinleştikçe, dönüşüm imkânları da artar. Yeter ki bu dönüşüm imkânlarını değerlendirecek bir siyasal program ve faaliyet oluşturulabilsin.”
‘Bize ne önerildi de dikkate almadık’
Cumhurbaşkanlığı seçimine şeffaf belirlenmiş ortak bir adayla katılma düşüncesine açık olduklarını belirten Sancar, muhalefete yönelik eleştirilerin “Cumhur İttifakı’na yaradığı” yorumlarına da katılmadığını söyledi. Sancar, “Eğer çağrılarımıza bir karşılık bulamazsak, Demokrasi İttifakı bileşenleriyle de istişare ederek, kendi mekanizmalarımızı işleterek bir cumhurbaşkanı adayı belirleme seçeneğini masada tutuyoruz. Dolayısıyla biz gayet açık ve şeffaf bir süreç işletirken, çalışmalarımızın Cumhur İttifakı’na yarayacağını söylemek en hafif tabirle dar bir bakıştır ve iyi niyetten yoksundur. Bugüne kadar bize ne önerildi de dikkate almadık? 27 Eylül deklarasyonunu hazırlarken de her kesimden görüş aldık, tabanımızla toplantılar yaptık, demokratik kitle örgütleriyle buluştuk ve metnimizin son halini bu süreçten sonra belirledik” ifadelerini kullandı.
HDP’nin adayı Demirtaş olacak mı?
Mithat Sancar, Selahattin Demirtaş’ın HDP’nin cumhurbaşkanlığı adayı yapılıp yapılmayacağı şeklindeki sorulara da şu yanıtları verdi:
“Aday konusunda nasıl bir süreç işleteceğimizi herkes biliyor. Biz isimler üzerinden değil, ilkeler, süreçler ve yapılar üzerinden geniş, açık ve doğrudan müzakere yapmayı doğru buluyoruz. Bunun muhatabı da sadece Millet İttifakı değil, bütün demokrasi güçleridir.
Eğer bu yöntemimiz diğer muhalefet partileri tarafından kabul edilmezse, ki ben değerlendirme sürecinin devam ettiğini, kapıların kapanmadığını düşünüyorum… Millet İttifakı’ndan olumlu bir yanıt gelmemesi halinde, önümüzde duran seçenekler üzerinde çalışmaya devam edeceğiz. Bu seçeneklerin içinde en öne çıkanı da kendi adayımızla seçime katılmaktır. Bu konuda isim belirlerken de katılımcı, çoğulcu yöntemi esas alacağız.
Elbette Selahattin Demirtaş aday olmak istediğini söylüyorsa, bu da değerlendirilecektir. Ama Selahattin Demirtaş bu partinin her kademesinde görev yaptığı, sürecin nasıl işlediğini gayet iyi bildiği için ısrarla ‘partim karar verirse adaylığa hazırım’ diyor. Dolayısıyla Demirtaş’ın da bizim izlediğimiz yol ve yöntemden farklı bir yol-yöntem önerdiğini düşünmüyorum.”
‘TBMM odaklı yeni bir barış sürecine ihtiyacımız var’
AK Parti’nin İmralı’da Abdullah Öcalan’la görüştüğü, seçim öncesi yeni bir çözüm süreci benzeri bir süreci devreye sokacağı iddiası da sorulan Sancar, “Şimdi veya gelecekte, hangi iktidar bu konuda bir hamle başlatmak istiyorsa, başlatsın; olumsuz karşılamayız. Fakat bizim buna olumlu anlam yükleyebilmemiz için birkaç kriterin yerine getirilmesi gerekir.Bir kere odak TBMM olmalıdır. Çünkü TBMM güvence sağlar, şeffaflığa kapıyı açar ve geniş katılıma olanak yaratır. Ayrıca müzakerelerden sonra ortaya çıkacak çözüm içeriği TBMM’de karara bağlanır” yanıtını verdi.
‘Muhalefet Öcalan’la görüşmeyi talep etmeli’
“AKP Öcalan üzerinden seçim odaklı hamleler yaparsa, bunların farkına varılmayacağını mı sanıyor?” diye soran Mithat Sancar, “Kürt sorunu gibi, Türkiye’nin en hayati meselesinde seçimlere dönük araçsal hamlelerin herhangi bir karşılığı olmaz” dedi.
Spekülasyonlara karşı muhalefet partilerine Öcalan’la görüşme talebinde bulunmaları çağrısında bulunan Sancar, şunları söyledi:
“Bu spekülasyonlar çok riskli. Fakat madem iktidar burada bir hazırlık içinde, ki bunu herkes görüyor, o zaman diğer muhalefet partilerinin de Öcalan’la görüşme yasağının, tecridin kalkmasını talep etmesi gerekiyor. Söz konusu muhalefet partilerinin buradaki en iyi hamlesi, AKP’ye dönüp “Siz Öcalan’la görüşüyorsunuz, biz de görüşmek istiyoruz” demesi olur. Yani muhalefet partileri Öcalan’la görüşmeyi talep etmeli. Sonuçta herkes Öcalan’ın rolünün öneminin farkında. Bu hakikati yok saymanın kimseye faydası yok. Çözüm ve barış konusunda kapsamlı bir süreç başlayacaksa, Öcalan’ın burada oynayacağı rolün öneminden bahsetmek, malumun ilamıdır sadece. Madem iktidar bu konuda hazırlık içinde olduğunu ima ediyor, o zaman Öcalan’ın herkesle görüşmesini istemek en makul taleptir. Öte yandan Öcalan’ın, AKP’nin sunacağı önerilere ya da planlara evet diyecekmiş gibi bir algı yaratmak ve bu algıyı beslemek ciddi bir yanılgı ve haksızlık olur. Önceki çözüm sürecinin tutanakları incelenirse bunun gayet iyi farkına varılabilir.”
Türkiye’nin büyük bir kısır döngüye girdiğini söyleyen Sancar, “HDP’nin içinde yer almayacağı bir denklemin, bu kısırdöngüyü kırma şansı yok. Bu bir şantaj değil. Biz Türkiye’nin demokratikleşmesi için mücadelemizi zaten vereceğiz. Ama istiyoruz ki bunu en geniş demokrasi ittifakıyla yapalım. Çünkü başarı şansımız o zaman artar” dedi.