ABD’de vaka sayıları geçen yıla göre dört kat artarken Mu varyantının ise ABD’deki neredeyse bütün eyaletlerde görüldüğü tespit edildiği açıklandı.
2019 yılının son günlerinde ortaya çıkarak 221 milyondan fazla insana bulaşan ve 4.5 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olan corona virüsü salgını tekrar hızını artırmaya başladı…
ABD’de Johns Hopkins Üniversitesi’nin verilerine göre Covid-19 vaka sayıları geçen yılın aynı dönemine göre dört kat artarken, hastaneye yatış oranları ise iki kat arttığı ortaya çıktı.
Yedi günlük ortalamaya göre geçen hafta yaklaşık 163.000 vakanın görüldüğü ABD’de bu sayının geçen yıla göre yüzde 300 daha fazla olduğu belirlendi.
Covid-19’a bağlı ölüm sayısının ise yüzde 80 artış gösterdiği belirtilirken Dünya Sağlık Örgütü’nün geçen hafta “yakından izliyoruz” dediği Mu varyantının etkisini ABD’de artırmaya başladığı duyuruldu.
47 EYALETTE TESPİT EDİLDİ
Aşılama, maske ve mesafe sayesinde Delta varyantının etkisinin azaldığı ülkede ise Mu varyantının birçok büyük yerleşim bölgelerinde görülmeye başlandığı duyuruldu. İlk olarak Kolombiya’da tespit edilen ve zaman içinde diğer Güney Amerika ülkeleriyle Avrupa’da da bazı ülkelerden görülen Mu varyantının 47 ABD eyaletinde tespit edildiği açıklandı.
Newsweek dergisinde yer alan haberde henüz Nebraska, Vermony ve Güney Dakota eyaletlerinde Mu varyantı tespit edilmediği duyuruldu. B.1.621 kod adıyla bilinen ve bu yılın Ocak ayında Kolombiya’da tespit edilen Mu varyantının 4 Eylül verilerine göre 47 eyalette görüldüğü belirtildi.
Resmi verilere göre nüfusa oranla en çok Mu varyantı vakasının Alaska’da görüldüğü belirtilirken 3837 örnekten 139’unun Mu varyantı olduğu belirtildi. Bu sayının ise toplam vakaların yüzde 4’üne denk geldiği aktarıldı.
EN ÇOK CALIFORNIA’DA VAR
Yetkililer en çok Mu vakası sayısının ise California’da tespit edildiğini açıkladı. 139.930 numuneyi inceleyen uzmanlar bunlardan 232’sinin Mu varyantı olduğunun altını çizdi. Fakat yetkililer bu vaka oranının toplam vaka sayısının yüzde 1’inden daha az bir seviyede olduğunu duyurdu.
Birleşmiş Milletler bünyesinde çalışmalarını sürdüren Dünya Sağlık Örgütü, bu haftanın başında Mu varyantını yakından izlediklerini açıklamış ve uluslararası kamuoyunda endişe yaratmıştı.
Henüz çok az bölgede görülen Mu varyantı ile ilgili ABD’den de dikkat çeken bir açıklama gelmişti. Geçen hafta içinde ABD Başkanı Joe Biden’ın sağlık danışmanı Dr. Anthont Fauci, Mu varyantının henüz baskın virüs olmadığını duyurmuştu. Fauci, “Mu varyantı şu an ABD’ye acil bir tehdit değil” demiş fakat sağlık yetkililerinin bu varyantı yakından izlediklerinin de altını çizmişti.
“AŞIYA DAYANIKLI OLABİLİR”
Dünya Sağlık Örgütü, “aşıya dayanıklı” hale getirilen mutasyona uğramış varyantın adının Mu olduğunu ve bilimsel olarak B.1.621 olarak adlandırıldığını da açıklamıştı.
İlk olarak Kolombiya’da tespit edilen ve Güney Amerika ve Avrupa’da da kayıtlara geçen varyant ile ilgili olarak Dünya Sağlık Örgütü, “Bu varyantın geçirdiği mutasyonlar virüsün aşılara daha dayanıklı hale getirebilir. Fakat Beta varyantında da olduğu gibi bu konuda daha fazla araştırma yapılması gerekiyor” açıklamasını yapmıştı.
FAUCI: MU’NUN BASKIN TÜR OLMASI İHTİMALİ DÜŞÜK
Kısa sürede dünya gündemine tabiri caizse bomba gibi düşen Mu varyantı ile ilgili pandemi konusunda ABD’nin en yetkili ismi konumunda bulunan Dr. Anthony Fauci de konuşmuştu. New York Post’ta yer alan habere göre, Fauci Kovid-19’un Mu varyantının ABD için ‘acil bir tehdit’ olarak görülmediğini söyledi.
Beyaz Saray baş tıbbi danışmanı, federal yetkililerin söz konusu mutasyonu ‘çok yakından takip ettiklerini’ belirtti ve Mu’nun ülkede baskın tür olma ihtimalinin düşük olduğunun altını çizdi.
B.1.621 olarak da bilinen varyant küresel yaygınlığı şu anda yüzde 0,1 seviyelerinde olmasına rağmen, Kolombiya’da vakaların yüzde 39’unu ve Ekvador’daki vakalarını yüzde 13’ünü oluşturuyor.
İlk olarak ocak ayında Kolombiya’da görülen varyant şu anda aralarında ABD’nin de olduğu en az 39 ülkede görüldü.
Kovid-19’un Mu varyantının aşıya daha fazla direnç gösterebileceği belirtiliyor. Ancak bu konu hakkında henüz bilim dünyasının üzerinde mutabık kaldığı bir çalışma bulunmuyor.
