Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, yıllardır Suriye’den, son dönemde de Afganistan’dan gelen sığınmacı akınına ilişkin çok acil yasal bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu belirterek, “Türkiye, açık bölge haline geldi” dedi.
Sözcü’de Ruhat Mengi imzalı röportaja göre, Cindoruk iktidarın Afganistan politikasını, “Afganistan Türkiye’nin meselesi değil. Türkiye son zamanlarda ‘din polisi’ görevini üstlenmiş gözüküyor, dinle ilgili her hadisede kendisine bir görev var sayıyor, müdahale ediyor, kavgalara el uzatıyor. Suriye’de, Irak’ta yaptığı gibi bu sefer de Afganistan’da kavgaya el uzatıyor, çok yanlış bu” diyerek eleştirdi.
“ABD, kendi menfaatlerini kolaçan ederken, Türkiye’yi ateşe atıyor”
“Devletler ordularını ekonomik kullanmalıdır, israf etmeyeceksin. Durduk yerde, hiç menfaatimiz olmayan, ülkemizin uzağında bir bölgeye neden müdahale edelim? Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki ‘Din birliğimiz var, inanç birliğimiz var.’ Laik cumhuriyetle, din eksenli Afganistan arasında benzerliği yok. O yapıda İslam polisi görevi yapmamızda hiçbir çıkarımız yok, kesinlikle yanlıştır” diyen Cindoruk, “Afganistan’a gidecek Türk birliğinin başına geleceklerden, iktidar çok ciddi sorumludur. Siyasi hayatını devam ettirme gücü olsa ABD kalırdı. ABD kaçarken, Türkiye’yi kullanması bir Amerika kurnazlığıdır, kendi menfaatlerini kolaçan ederken, Türkiye’yi ateşe atıyor” diye konuştu.
Taliban hakkında, “Hukuk yok, kuralları kendisi koyan, şeriatı uygulayan gerici bir örgüt” diyen Cindoruk, “Taliban’la anlaşmak mümkün değil. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanı mesaj yolladı, Taliban reddetti; ‘Türkler de gelse bizim için yabancıdır’ dedi. Adam bizi yabancı görüyor, biz onu Müslüman görüyoruz. Bu aldanma değil, siyasi bir gaftır, İnşallah uygulamazlar” görüşünü ifade etti.
“Türkiye bugün açık bir bölge haline geldi, giren belli değil, çıkan belli değil” diyerek tepki gösteren Cindoruk, şu önerilerde bulundu:
“Anayasa’nın 16’ncı maddesinde açık bir hüküm var. ‘Temel hak ve hürriyetler, yabancılar için, milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabilir’ diyor. Hükümet böyle bir yanlış yaptı. Bunun çözümü Meclis’te. Muhalefetle anlaşarak, sığınmacıların ne hakları olduğuna dair kanunu çıkarmaları lazım. Kimi nereye koyacağınızı, kime ne kadar hak vereceğinizi Meclis’ten geçen bir yasayla tespit etmek gerekir, en kısa zamanda. Hatay’da Suriyeli sığınmacılar Türklere ‘Burası bizim eyaletimizdi, Hatay’ı emrivakiyle aldınız, siz gidin’ demeye başladılar, ihtilaf çıkarıyorlar. Bu yanlıştan Türkiye’nin dönmesi çok önemli. Bence Türkiye’nin birinci derecede önemli meselesi bu, terör kadar önemli bir mesele.”
ABD’nin planı Türkiye’nin cephelerini artırarak, göçle nüfus yapısını bozmak ve gücünü zayıflatmak olabilir mi? sorusuna Cindoruk; Amerika’nın planı Ortadoğu’da Türkiye’yi zayıflatmaktır. Elinden geldiğince İsrail’in yanına bir Kürt devleti, daha doğrusu PKK-PYD devleti kurmaya çalışıyor. Bana göre Suriye’de PKK-PYD devletini kurdu ama henüz ilan etmiyor, Barzani devletinden sonra çok yakında ilan edecektir. Suriye’de 1000 kilometrelik sınırımızda Arap askeri yok. Türkiye sınır kaybına uğramıştır ve maalesef Güney sınırımız güvenli olmaktan çıkmıştır.” yanıtını verdi.
“Bence Türkiye’nin birinci derecede önemli meselesi bu, terör kadar önemli bir mesele”
Türkiye bugün açık bir bölge haline geldi, giren belli değil, çıkan belli değil. Anayasa’nın 16’ncı maddesinde açık bir hüküm var. “Temel hak ve hürriyetler, yabancılar için, milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabilir” diyor. Hükümet böyle bir yanlış yaptı. Bunun çözümü Meclis’te. Muhalefetle anlaşarak, sığınmacıların ne hakları olduğuna dair kanunu çıkarmaları lazım. Kimi nereye koyacağınızı, kime ne kadar hak vereceğinizi Meclis’ten geçen bir yasayla tespit etmek gerekir, en kısa zamanda. Hatay’da Suriyeli sığınmacılar Türklere “Burası bizim eyaletimizdi, Hatay’ı emrivakiyle aldınız, siz gidin” demeye başladılar, ihtilaf çıkarıyorlar. Bu yanlıştan Türkiye’nin dönmesi çok önemli. Bence Türkiye’nin birinci derecede önemli meselesi bu, terör kadar önemli bir mesele. Düşünün ki 5 milyondan fazla sığınmacıyı evlat edinmişsiniz ve bakıyorsunuz, nüfusları devamlı artıyor, kendi vatandaşınızın rızkından kesiyor, onlara veriyorsunuz. Bu insancıl bir hadise değil. Herkes övüyor ama arkanızdan da gülüyorlardır. Biliyorum ki devlet bu düzensiz göçmenlerin tümüne hakim değil, hukukuna da hatta nerede oturduklarına da hakim değil. 5-6 milyon kişiyi geri göndermek de mümkün değil, gitmek istemiyorlar… Bir de Afganları katarsanız, düşünmek bile istemiyorum.
“Biden’la Putin, dünyayı bölecek ve bu arada Türkiye’yi de bölmek için çalışacaklar”
“Afgan göçünü durdurmak için Taliban’la anlaşarak çözüm ihtimali sıfır mı?” sorusuna Cindoruk: “Türkiye anlaşmak ister ama Taliban anlaşmaz. İktidar Amerika’nın her dediğini yaparsa onunla iyi geçineceğini zannediyor. ABD, Türkiye’yi Ortadoğu’da güçsüz hale getirmiştir, bunu hukuksal hale getirecekler ve güneyimizde istedikleri düzeni kuracaklar. İçişleri Bakanı’mız övünüyor “Terörist sayısı azaldı” diye, azaldı çünkü çoğu Suriye’ye, Irak’a gitti, devlet, ordu kurdular. Menfaatleri bir olan Biden’la Putin, dünyayı bölecek ve bu arada Türkiye’yi de bölmek için çalışacaklar” dedi.
Cindoruk’un verdiği Ruhat Mengi’nin sorularına verdiği yanıtlar şöyle;
“Ben muhalefet lideri olsam Meclis’ten çekilirdim”
Muhalefet partileri ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’ talebinde bulunuyorlar, bu mümkün mü?
1961 Anayasası’na “hayır” oyu vermiştim ama şimdi diyorum ki güçlendirilmiş parlamenter sistem 61 Anayasası’dır. O anayasayı temel alan bir anayasa yapılsın. Orada bir de ‘senato’ vardı. Parlamenter sistemi güçlendirecekseniz, senatoyu da koyacaksınız. Dikkat ederseniz Avrupa’daki devletlerde hem millet meclisi, hem senato var, Amerika’da da öyle. Böylece bir denetim sistemi getiriyorlar. Anayasayı düzeltmeden yeni cumhurbaşkanı seçimi ile hiçbir şeyi düzeltemezsiniz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kaybetme ihtimali yüksek bir seçime girer mi?
Ben olsam parlamentodan çekilirim! Büyük bir hareket yapmak lazım. 20 sene önce iktidar olmuş bir siyasal parti, siyasi İslam’a dönme kararı vermiş, cumhuriyetin temel ilkelerinden vazgeçmiş bir siyasi hareket var. Bu parti başaramadı, şimdi başaramadığı için sıkıntı yaşıyor. Bir gün anayasa teklif ediyor, bir gün Avrupa Birliği’ni ifade ediyor… Milletvekillerini ikna etmek kolay değil. Ama ‘parlamenter sisteme dönmek için süre verdikten sonra’ Meclis’ten çekilmektir çözüm… Bu, iktidarı zorlayacaktır. Seçimin şartlarını demokratik hale getirmedikten sonra seçime girseniz ne olacak? Arkasında sivil-asker tüm devlet güçleri olan, kaynakları sonsuz bir kişiyle seçime girmek çok zordur.
Muhalefetin yerel seçimlerdeki başarısı nasıl mümkün oldu?
Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçim ile yerel seçim farklıdır. Başkanlık sistemine son verilip parlamenter sisteme dönmeden erken seçim isteyenler hata yapıyor