Türkiye Değişim Partisi (TDP) Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, “Burada bakıyorsunuz ki gencecik, sırtlan gibi adamlar geliyorlar. Türkiye Cumhuriyeti, ABD’nin çöplüğü değildir. Türkiye’de ABD’nin hegemonyası asla olamaz” dedi.
Türkiye Değişim Partisi Ankara İl Başkanlığı 1. Olağan Kongresi, Ankara’da özel bir otelde TDP Genel Başkanı Mustafa Sarıgül’ün katılımı ile gerçekleştirildi.
“ÖNCE DEVLETİMİZ, SONRA PARTİMİZ GELİR”
Sarıgül, konfeti ve tezahüratlar eşliğinde çıktığı kürsüde yaptığı konuşmasında, “Her şey ülkemizin iyi olmasıyla işler. Ülkemiz iyiyse TDP olarak biz son derece iyi oluruz. Ama ülkemizde sıkıntı varsa ülkemizde problemler varsa takdir edersiniz ki, bizim iyi olmamız mümkün değildir. Kaç günden beri yüreğimiz yanıyor. Yangın çıkar çıkmaz, bölgeye sabahleyin saat 06.00’da arkadaşlarımla beraber ulaştım. Arkadaşlarımla geniş toplantılar yaptım. Genel Merkezimizde çok değerli orman mühendisleri ve akademisyenler ile defalarca görüşmelerimizi yaptık. O köyde doğada yaşayan canlıların nasıl sıkıntı içerisinde olduklarını gördüm. Hele hele bir köpeğimizin bağlı olarak, bir ineğimizin buzağısının nasıl o anda doğum yaptığını ve oralardaki durumunu içler acısı bir vaziyette gördük. Başka siyasi partilerin yaptığı gibi yangın üzerinden siyaset yapmadık. Başka siyasi partilerin yaptığı gibi ülke yansın, batsın, ülkesi sıkıntıya düşsün de biz oradan 3-5 tane oyu nasıl alırız onun hesabını asla yapmadık. Neden biliyor musunuz? TDP, sorumluluğunu taşıyan bir partidir. Bizim devlet anlayışımız şu, önce partimiz gelmez. Önce devletimiz sonra partimiz gelir” diye konuştu.
1973 yılında Ecevit fırtınası, 1983 yılında 12 Eylül’ün ardından Özal fırtınası ve 2002 yılında bir AK Parti fırtınasının olduğunu ve gelip iktidar olduklarını hatırlatan Sarıgül, “Şimdi sıra değişimde. Sıra Türkiye Değişim Partisi’nde” değerlendirmesini yaptı.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ, ABD’NİN ÇÖPLÜĞÜ DEĞİLDİR”
Şu anda Türkiye’nin bir göç dalgası ile karşı karşıya olduğunu söyleyen Sarıgül, “Afganistan ile Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) karargahlarında çalışmış, ABD’nin talimatını almış, bir sürü insan, bir sürü ülkeyi geçiyor, yol geçen hanı gibi ülkemize giriyor. Suriye’den gelenler başkaydı. Orada bir zalim vardı. Orada sıkıntı vardı. Orada başka bir olay vardı. Oradan gelenler çoluk-çocukları ve erzakları ile geliyordu. Orada bir insanlık dramı vardı. Burada bakıyorsunuz ki gencecik, sırtlan gibi adamlar geliyorlar. Türkiye Cumhuriyeti, ABD’nin çöplüğü değildir. Türkiye’de ABD’nin hegemonyası asla olamaz” ifadelerine yer verdi.
“TEK BAŞINA VERDİĞİM KARARLARDA EKSİK YAPTIĞIMI GÖRÜYORUM”
Sarıgül’ün konuşması esnasında katılımcılardan “Başbakan Sarıgül” tezahüratları gelmesi üzerine Sarıgül, “Başbakan diye bana tezahürat yapıyorsunuz. Sağ olun bana moral veriyorsunuz. Çok doğrudur. TDP olarak biz bugünkü Başkanlık Sistemi’nin hayırlı bir sistem olduğunu görseydi, Türkiye için yararlı bir sistem olduğunu görsek destekleriz. Ama şunu bilesiniz ki bana sorarsanız; ‘sayın Başkan uzun yıllar milletvekilliği, uzun yıllar parlamentoda bulundunuz. Kanunlarda, kararlarda, soru önergelerinde, meclis araştırmalarında defalarca bulundunuz. Uzun yıllar icracı oldunuz. Belediye başkanlığı yaptınız. Geriye dönüp baktığınız zaman şunu da yapmasam dediğiniz bir olay var mıydı’ diye soracak olursanız evet vardı diye cevap verebilirim. Tek başına verdiğim kararlarda eksik yaptığımı görüyorum. Tek başıma verdiğim kararların doğru olmadığını görüyorum. O nedenle Demokratik Parlamenter Sistem, TDP’nin ana prensibidir” dedi.
Orman çalışanlarına, bütün güvenlik güçlerine teşekkür ettiğini ifade eden Sarıgül, “Gerçekten askerimizin yangına 5-6 gün sonra katılması birazcık üzdü bizi. Üzüntülerimi ifade etmek istiyorum. Askerimiz her zaman bizim için baş tacıdır” diye konuştu.
“TDP YANGINA BENZIN DÖKEN BİR PARTI DEĞİLDİR”
On gün sonra yangın konusunda ne yapılması gerektiğini, ilerleyen dönemde çıkan yangınlar için çözüm önerilerini sunacaklarını ifade eden Sarıgül, bütün bunları yangını söndürdükten sonra yapacaklarını çünkü TDP’nin yangına benzin döken bir parti olmadığını söyledi.