TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Biz büyük bir davanın, büyük iddiaların insanlarıyız. İnancımızın, tarihimizin, mücadelelerimizin bize yüklediği büyük sorumluluklar var. İstikbal ve istikbale bizimle birlikte yürüme arzusundaki mazlum halklar bizim gayretimizi, daha da güçlenmemizi bekliyor” dedi.
TBMM Başkanı Şentop, çeşitli ziyaretlerde bulunmak ve ‘Karatekin Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Töreni’ne katılmak üzere sabah saatlerinde karayolu ile Çankırı’ya geldi. Kent meydanında, Vali Vekili Şahin Bayhan, AK Parti Grup Başkanvekili ve Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, AK Parti Milletvekili Salim Çivitcioğlu, Belediye Başkanı İsmail Hakkı Esen, Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi ve kurum müdürleri tarafından karşılanan Şentop, ilk olarak Çankırı Belediyesini ziyaret etti.
Burada Belediye Başkanı İsmail Hakkı Esen’den çalışmalar hakkında bilgi alan Şentop, ardından Hacı Murad-ı Veli Anadolu İmam Hatip Ortaokulu’nu ziyaret ederek öğrencilere hitap etti.
Şentop, Türkiye’de 18 milyondan fazla ortaöğretim öğrencisi olduğunu belirterek, “Cumhurbaşkanımızın özel dikkat ve hassasiyetleri ile uzun zamandır fiziki mekanlar iyileştirilerek öğretmen sayısı artırıldı. 1 milyonun üzerinde öğretmenimiz var. Bunun 600 binden fazlası son 20 yılda alınmış öğretmenlerimiz. Gençlerimize, çocuklarımıza mümkün olan en iyi eğitim öğretimi verebilmek için Türkiye’nin geleceğini en iyi şekilde yetiştirebilmek için gayret sarf ediyoruz. Her türlü alanda okulları çeşitlendirerek, özellikle proje okulları ile öğrencilerimizin kabiliyetlerini daha da geliştirecekleri imkanlar sunmaya çalışıyoruz” dedi.
“BİZ BÜYÜK DAVANIN İNSANLARIYIZ”
Daha sonra Karatekin Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Törenine katılan Şentop, 2021- 2022 akademik yılın bütün üniversitelere hayırlı olmasını dileyerek, şöyle konuştu:
* Yaklaşık 1,5 yıldır okullarından, hocalarından, arkadaşlarından ayrı kalan öğrencilerimizin hasretleri sona erdi. Yüz yüze öğretimin yine dikkat ve titizlikle, salgında korunma konusundaki tavsiyelere uyularak devam ettirilmesi önemli.
* Çok daha fazla çalışmaya, çok daha fazla öğrenmeye, öğretmeye, çok daha fazla üretmeye ihtiyacımız var. Biz büyük bir davanın, büyük iddiaların insanlarıyız. İnancımızın, tarihimizin, mücadelelerimizin bize yüklediği büyük sorumluluklar var. İstikbal ve istikbale bizimle birlikte yürüme arzusundaki mazlum halklar bizim gayretimizi, daha da güçlenmemizi bekliyor.
Konuşmaların ardından Şentop’a, Karatekin Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı verildi.
“SİYASET MALZEMESİ YAPMAK ÇOK TEHLİKELİDİR”
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Çankırı ziyareti kapsamında uğradığı Taş Mescit’te gazetecilere açıklamalarda bulundu. ‘Siyasi cinayetler’ söylemi ile ilgili tartışmalara da değinen Şentop, şu ifadeleri kullandı:
* Bu tür konuların bu şekilde ele alınmasını, konuşulmasını doğru bulmuyorum. Siyasi cinayetler, bir siyasi malzeme değildir. Siyasi cinayetler bir bilgi, bir duyum varsa, bunun intikal ettirileceği makamlar belli. Savcılıklara bildirilir. Eğer gerçekten savcılıklara bildirilecek düzeyde bir duyum varsa oraya bildirilir ama bunu kamuoyu önünde dedikodu şeklide konuşmak, siyaset malzemesi olarak konuşmak çok tehlikelidir ve çok yanlıştır.
* Bir güvensizlik ortamı oluşturmak, bir kargaşa ortamı oluşturmak, Türkiye’de terör örgütlerinin çok arzu ettiği bir iştir, böyle bir dedikoduyu konuşmak. Eğer şu kastediliyorsa, şüphesiz Türkiye’de Cumhurbaşkanımız, bakanlarımız, Meclis Başkanı olarak ben, siyasi partilerimizin genel başkanları, devletimiz, güvenlik güçlerimiz tarafından korunuyor.
* Bu koruma sadece görüntüde bazı güvenlik mensuplarımızın, polislerin etrafımızda görülmesi şeklinde değil. Bu koruma aynı zamanda istihbarı boyutları da olan, bu tür bir takım bilgiler geldiği takdirde bunları da değerlendiren ona göre gerekli tedbirleri alan bir çalışma içerisinde.
* Hepimizle ilgili bu tür şeyler bazen bazı günler geliyor. Ama bunlar genelde bizlere bile intikali gerekli olmayan hususlardır. Güvenlik güçleri bununla ilgili yapılması gerekenleri mutlaka yapıp, değerlendirip sonuca ulaştırıyorlar.
* Dolayısıyla bu tür şeyleri her gün küçük büyük bizim de şahit olduğumuz hususları kamuoyuna taşıyıp bunları bir kamuoyunun gündemi içerisinde bir siyasi dedikodu içinde konuşmayı yanlış buluyorum.
Tartışmaların, Türkiye’de güvensizlik, tedirginlik havası oluşturmaya sebebiyet verecek bir durum olduğunu aktaran Şentop, “Herkesi sorumluluk içerisinde hareket etmeye davet ediyorum. Doğru bilgi varsa, somut bilgi varsa bunun intikal ettirileceği yerler emniyet, güvenlik güçleri, savcılıklardır. Onlar gerekeni yaparlar. Böyle bir ortam yok Türkiye’de” dedi.
SINIR ÖTESİ HAREKAT SORUSUNU YANITLADI
Sınır ötesi operasyonlarla ilgili soruyu da yanıtlayan Şentop, şunları belirtti:
* Türkiye uzun zamandır terörle mücadele ediyor. Terörün en önemli kaynağı coğrafi olarak da sınırlarını tam kontrol edemeyen komşularımızın bulunduğu topraklar. Suriye bu bakımdan çok önemli bir merkez haline geldi. Suriye ve Irak’ın kuzeyinde konuşlanan terör örgütü mensupları sınırı geçerek, Türkiye’ye gelerek terör eylemleri gerçekleştiriyorlar. Bununla ilgili uzun zamandır, on yıllardır mücadele ediyoruz.
* Türkiye yeni konsept değişikliğine gitti. Terör örgütlerinin sınırı geçip gelip eylem yapmasını beklemek yerine terör örgütlerinin bulundukları yerlere, onları yok etmek, imha etmek, etkisiz hale getirmek, yeni konsept bu. Bununla ilgili bilgi alındığı zaman, gerek görüldüğü zaman işi, operasyonu Türkiye yapıyor. Yapmaya da devam edecek.
“ERKEN SEÇİM TARTIŞMALARI, TÜRKİYE’NİN ESKİ HASTALIĞI”
Erken seçim tartışmalarına ilişkin değerlendirmede bulunan Şentop, şunları kaydetti:
* Erken seçimle ilgili tartışmalar, Türkiye’nin eski bir hastalığı. Eski derken 16 Nisan 2017 öncesine dair bir hastalık. Parlamenter sistem döneminde parlamentoda alelade bir çoğunlukla seçim kararı almak mümkündü. Hukuken bu mümkündü ve kolaydı.
* Siyaseten de çoğu zaman hükümet kurma konusunda, hükümeti sürdürme konusunda sıkıntılar yaşandığı için. Seçim kararı alma yönünde bir siyasi zeminde ortaya çıkıyordu. Nitekim 1961’den 2002’ye kadar Türkiye’de hükümetlerin ömrü bir buçuk yıl, ortalama. Dolayısıyla hem siyasi hem hukuki bakımdan parlamenter sistemi erken seçim tartışmalarının olduğu konuşulduğu bir dönemdi.
* Zaten bundan rahatsızlık sebebiyle yeni anayasa değişikliği yapılırken, yeni hükümet sistemine geçilirken erken seçim kararını eski tabirle ‘hine hacette’ çok zaruri bir durum olduğu takdirde alabilecek bir düzenleme yapıldı. Seçim kararı almak çok zorlaştırıldı. Meclis’te nitelikli çoğunlukta parlamentonun tam sayınısın beşte üçüyle 360 oyla ancak bir seçim kararı alınabiliyor.
* Meclis’te veya Cumhurbaşkanı tarafından alınabiliyor. Ama biz sık sık seçim olmasın diye sistem değişikliğine gittik. Bir buçuk yıl ömrü olan hükümetler ve hiçbir zaman seçim dönemini tamamlayamayan parlamento yasama organı tablosundan kurtulmak için Türkiye anayasa değişikliğini yaptı ve kabul etti.
* Dolayısıyla erken seçim tartışmaları tamamen parlamenter sistem döneminde kalmış bir algının zihin dünyasının mesiresidir. Bu yeni sistem döneminde erken seçim mevzu bahis değil. Gerek hukuken gerek siyasi şartlar bakımından bir mantığı da yok.