Halk TV yayınına katılmasının ardından iktidar ve muhalefet tabanının eleştirdiği HaberTürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, konuya ilişkin olarak kaleme aldığı yazısında, “Kendisini muhalif olarak tanımlayan bir kitlenin Cuma gecesi yaptığı sosyal medya etkinliği endişeli muhafazakarların endişe etmekte ne kadar haklı olduğunu gösterdi” dedi.
Kabataş olayına yönelik eleştirilere de yanıt veren Karaca, “Kabataş olayında gelininin dayak yediğini söyleyen Bahçelievler Belediyesi Başkanı Osman Develioğlu’nun sözüne itibar ettiğim ve aktardığım doğrudur. Dünyanın her yerinde bir belediye başkanının ifadesine itibar edilir çünkü. Ancak şahsımla ilişkili olarak ‘Görüntüleri izledim’ dediğim, bilinçli ve kasıtlı olarak yalan söylediğim iddia ediliyor. Asıl yalan olan bu. Hem de kuyruklusu. Kabul edilemez bir edep akıl haysiyet yoksunluğu. ‘İzledim, gördüm’ dediğimi belgeleyin, ispat edin. Yapmazsanız bu yalanı ortaya atan ve çoğaltanlara karşı artık ben suç duyurusunda bulunacağım” ifadesini kullandı.
Karaca ayrıca, kamuoyunda ‘Pelikancılar’ olarak bilinen Bosphorus Global’e de atıfta bulunurken, “Bu kitle, ahkam kesmekte rahat, sırtlarını iktidara dayadıkları, her genel seçim gibi bunu da alacaklarını düşündükleri için esip üfürmekte mazur olduklarına inanıyorlar” dedi.
“Doğru bir şey yaptığımdan zerrece kuşku duymuyorum”
Nihal Bengisu Karaca’nın yazısının bir bölümü şöyle:
“Kendi kutbunu mabed bellemiş ve canhıraş mevzisini savunan memnunlar taifesinin parçası değilim ve olmadığımı göstermek için bu daveti kabul etmekte sakınca görmedim. Doğru bir şey yaptığımdan da zerrece kuşku duymuyorum. Çünkü mevcut rejimin yapıp ettiklerinden olumsuz olarak etkilenen kesimlerle iktidar partisine inanmış yıllarca oy vermiş belki hataları eksiklikleri görmekle beraber hala tercihini o yönde kullanacak kesimlerin birbirinden nefret etmeye zorlanmasından bıktım.
Her iki kutbun başını tutup millete hiza verenlerin paşa keyfi için de, uçurumun kenarına gelmiş bir ülke değilmişiz gibi yapıp havaya bakarak ıslık çalamayacağım.
Türkiye’nin kaderini çizecek 2023 seçimleri yaklaşmışken, mevcut şartları, olasılıkları, ülkeyi suyun üzerinde tutabilecek, batmaktan alıkoyacak konuları kâh iktidarı eleştirerek yer yer muhalefete önerilerde bulunarak yazmaya konuşmaya devam etmek niyetindeyim.
Bu ülkedeki sorunlar, arızalar giderilecekse, ülke yeniden yaşanılabilir bir yer olacaksa bu kutup ağaları ile değil arada kalan makul gri sessiz ama iyi insanlarla olacak. Daha doğrusu o insanların da öne çıkmasıyla olacak.
Bu insanların sessizliklerinden “Yani bu çamur üzerime sıçramasın istiyorum, anlıyor musun?” tavırlarından taviz vermeleri şartıyla olacak. Herkes Türkiye’nin bu felaket gidişattan nasıl kurtulabileceği üzerine düşünmekle ve kendisini ifade etmekle memur artık.
Özetle Cuma gecesi bana sosyal medya üzerinden yapılan arsızlık tutumumu değiştirmez. Neyi düşünüyorsam, yazar ve söylerim.