Ak Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “On yıllardır dediğimiz gibi, ana dili ana sütü gibi helaldir ve herkesin hakkıdır” ifadelerini kullanarak, Ak Parti’nin ana dil üzerindeki hakları genişlettiğini öne sürdü.
Ak Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Siyasi cinayetler kaygım var” açıklamasına ilişkin “Arkadaş; herhangi bir bilgin veya belgen varsa siyasi suikastlerin önlenmesi bir vatandaşlık görevidir” dedi. Kurtulmuş, “On yıllardır dediğimiz gibi, ana dili ana sütü gibi helaldir ve herkesin hakkıdır” derken, Ak Parti’nin ana dil üzerindeki hakları genişlettiğini öne sürdü.
Mardin İl Milli Eğitim Müdürlüğü toplantı salonunda düzenlenen, partisinin Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katılan Kurtulmuş, burada açıklamalarda bulundu.
Kurtulmuş şunları söyledi:
“Türkiye’nin ve bölgenin ne kadar zor bir süreçten geçtiğini bizzat yaşamış olan bir bölgenin halkısınız. Güven ve istikrar yan yana olduğu zaman bir ülkenin kalkınması, barışı ve demokrasisinin yükselmesine öncü olur. Siyasi hayatımız boyunca hep güven ve istikrarın sağlanması için çalıştık, hep, Türkiye’de tüm toplum kesimlerinin fikirlerini açık bir şekilde söylemesi, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlemesinden yana olduk. Onun için Türkiye’de hiçbir karanlık odağın söz sahibi olmasını arzu etmedik ve buna iktidarlarımız sırasında müsaade etmedik.
Faili meçhul cinayetlerden, yol kesip adam kaçırmalara, şehirlerin içerisinde insanların malına mülküne çökülmesine iktidarımızda fırsat vermedik. Yolların çevrildiğini, insanların bir şekilde dağa kaçırıldığı haberlerini çok duymuşuzdur. Ak Parti iktidarlarından önceki Türkiye’nin bu karanlık savruluşuna Allah’ın izniyle bir daha Türkiye geri dönmeyecek, geri döndürülmeyecektir.
Kurtulmuş, karanlık yollardan bazılarının, terörün yol kesmesi, adam öldürmesi, faili meçhul cinayetler işlemesi, insanları birbirine düşman etmesi ve baskınlar yapması, bazı karanlık çetelerin halkın arasına fitne sokmak için siyasi cinayetler işlemesi olduğunu aktararak, “Bunu çok yaşamış ve faturasını ödemiş bir milletin çocukları olarak konuşuyoruz. Son günlerde Türkiye’deki güven ve istikrar ortamını bozmak için muhalefetten bazılarının ve ne yazık ki Türkiye’nin en çok oy alan ikinci partisinin genel başkanı, bir siyasi suikastlerdir tutturmuş gidiyor. Arkadaş; herhangi bir bilgin veya belgen varsa siyasi suikastlerin önlenmesi bir vatandaşlık görevidir. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı, umarım tanık olarak Sayın Kılıçdaroğlu’nu da ‘Gel ne biliyorsan söyle.’ diye çağıracaklardır” şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Maalesef emperyalistlerin ve onların kuklası olan bazı çevrelerin ülkemizde yapmak istedikleri, insanları etnik köklerine göre mezheplerine göre bölmek. Bunun için de yıllardır ana dilini bir ayrımcılık aracı olarak kullanmışlardır. Halbuki biz ne diyoruz; Ayet-i Kerime’de dinlerimizin ve renklerimizin farklı yaratılmış olması Allah’ın varlığının, birliğinin işaretindendir. Ben şahsen bilmediğim bir dil olan Kürtçe konuşan bir kardeşimi duyduğum zaman ‘Ya Rabbi sen ne büyüksün’ diyerek Allah’a olan inancım ve bağlılığım artıyor. Çünkü Kürt, Arap, Çerkez, Acem ve Türk’ün de dilini yaratan Allah’tır. Benim annem Türk olduğu için ana dilim Türkçedir. Diller bizim için bir ayrılık vesilesi değil, bir bütünleşme vesilesi ve zenginlik meselesidir. Onun için on yıllardır dediğimiz gibi, ana dili ana sütü gibi helaldir ve herkesin hakkıdır. Bir müddet evvel Mardin’de Diyarbakır ve Şanlıurfa’da da insanlar resmi kurumlara gittiklerinde ana dillerini konuşamazdı. Hatta mahkemelere gittiklerinde ana dilleriyle ifade veremezlerdi. Hatırlıyorum, seçim meydanlarında ana dillinde konuştu diye haklarında tahkikat yapılan milletvekili adayları vardı. Bütün bunları Türkiye’nin gündeminden kaldıran kimdir, Ak Parti’dir, Recep Tayyip Erdoğan’dır. Şehirlerin isimlerinin değişmesi, TRT’de Kürtçe yayınların önünü açan kimdir? Ak Parti, bu siyasi harekettir. Resmi dilimizin Türkçe olması doğal, kaçınılmaz olandır. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Her devletin bir dili olur. Ama o devlette vatandaşların ana dillerini ve ana kültürlerini geliştirmesinin önündeki engellerin kaldırılması, eşit vatandaşlık hakları bakımından önemli bir adımdır. Faili meçhul cinayetleri, siyasi suikastları kaldıran, karanlık çetelerin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da milletin ensesinde boza pişirmesinin önüne geçen, ana dilin ve ana kültürün üzerindeki hakları ve özgürlükleri genişleten bir siyasi harekatın mensubu olarak adımız aktır, yüzümüz aktır”