Geçtiğimiz yıl 1 Mart’ta, yazar Eylem Tok ile Op. Dr. Bülent Cihantimur’un 17 yaşındaki oğlu T.C.’nin karıştığı kazada hayatını kaybeden Oğuz Murat Aci’nin ailesi, bu yıl da Oğuz Murat Aci’nin vefatının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen hala buruk bir Babalar Günü yaşayacak. Aci ailesi, Özer Aci ve 1.5 yaşındaki torunları Pars Ege ile birlikte, ikinci babalar günlerini buruk bir şekilde geçirecek. Özer Aci, Oğuz Murat Aci’nin mezarı başında duygularını dile getirdi.
Özer Aci, “Benim için bu ikinci Babalar Günü oldukça zor geçecek. Babasız ve evlatsız geçirdiğim ikinci Babalar Günü, ancak mücadeleme devam ediyorum. Ancak unutmamak gerekir ki benim oğlum da bir baba idi. 1.5 yaşında bir evladı var ve onun da Babalar Günü. Ancak, onun babasını elini öpecek bir baba olarak göremeyecek olması beni derinden üzüyor. Ne söyleyeceğimi dahi bilemiyorum, bu durum beni derinden etkiliyor. Davamız devam ediyor ve asla vazgeçmedik. Kamuoyunda oluşan belirsizliklere rağmen, biz Oğuz Murat Aci’nin ailesi olarak davamızdan vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
“ADALET BAKANI YILMAZ BEYLE SÜREÇ DEVAM EDİYOR”
Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) cezaevinde tutulan anne ve oğullarıyla ilgili sürecin başından beri Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile sık sık görüştüklerini aktaran Özer Aci, “Adalet Bakanı Yılmaz Bey, dönemde bizimle iletişime geçmişti. Babalar Günü, Kurban Bayramı’na denk geliyordu ve aynı zamanda kaçanların yakalanması konusunda önemli bir görüşme gerçekleştirmiştik. Görüşmelerimiz hala devam ediyor. Yılmaz Bey ve ekibi, bize en üst düzeyde destek olmaya devam ediyor ve dava sürecini yakından takip ediyorlar. Bu davanın toplum için bir örnek olmasını diliyorum. Bugüne kadar verdiğim mücadeleden gurur duyuyorum. Basın mensupları da acımızı ve mücadelemizi desteklediler. Tek başıma değilim, milletim ve devletim hep yanımda oldu, bu destekle ayakta kalıyorum ve ayakta durmaya devam edeceğim” dedi.
“GELİNİMİZİN VE TORUNUMUZUN BABASININ MEZARINI ZİYARET ETMESİ GEREKİYOR”
Dava sürecinde hiç umutsuzluğa kapılmadıklarını ve sabırla beklediklerini vurgulayan Özer Aci, “En son gülenin ben olacağını düşünüyorum. Gelinimizin, torunumuzu Babalar Günü’nde babasının yanındaki mezara getirmesi gerektiğini düşünüyorum. Mezar, küçük oğlum için babasının çiçek bahçesi gibidir. Ancak, buraya gelseler dahi, torunum bir el öpecek bir baba bulamayacak. Bu nedenle torunum, hep eksik bir şekilde büyüyecek. Ölenle birlikte ölmüyoruz. Ben bu acıyı defalarca yaşamak isterdim ama maalesef yaşam devam ediyor. Anneler ise çok daha fazla acı çekiyor. Bu yüzden, buruk olsa da Babalar Günü’nü kutluyorum. Hayatın karmaşıklığını ve gerçeklerini tüm çıplaklığıyla yaşıyoruz. Her şeyin boş ve anlamsız olduğunu düşündüğümüz anlar oluyor. Tek gerçek olan acılarımız ve yaşadığımız bu gerçeklik” şeklinde konuştu.