Ömer Çelik: “Vekalet savaşlarını kışkırtarak, Suriye’nin devlet olarak egemenliğini hedef alan tutum içerisine girmedik”

ÖMER-ÇELİK
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Seçim takvimiyle ilgili değişiklik yok, seçimler zamanında yapılacak.” dedi. Suriye ile ilgili de konuşan Çelik, “Herhangi şekilde, başkalarının yaptığı gibi vekalet savaşlarını kışkırtarak, Suriye’nin devlet olarak egemenliğini hedef alan tutum içerisine girmedik.” dedi.

AK Parti Genel Merkezi’ndeki seçim toplantısından ardından Ömer Çelik açıklamalarda bulundu.

Çelik’i konuşmasından satır başları şöyle:

“Çeşitli düzenlemeler, reform çalışmalarıyla ilgili istişare yapıldı. Burada hem önümüzdeki bir takım vatandaşımızla buluşma noktasında, ulaşma noktasında ortaya koyulacak stratejiler. Karşı propagandaların nasıl bertaraf edileceğine dair arkadaşlarımızın çalışmaları kapsamlı şekilde değerlendirildi.

Bu bağlamda bütün birimlerin çalışmaları yanı sıra teşkilatların çalışmaları çok önemli. Yaz boyuncu hiç durmadılar. Çeşitli alanlarda yapılacak reform, çalışma, düzenlemelerle ilgili uzman arkadaşlarımızın görüşleri alındı.

2023’de yapılacak seçimlere dönük olarak ve Cumhur İttifakı olarak seçim beyannamesine katkı. Beyanname ile manifesto ortaya koymuştuk.

Her parti kendi içerisinde bu çalışmaları yapıp daha sonra Cumhur İttifakı’nın ortak stratejisi de oluşturulmuş oluyor. Bundan sonra düzenli olarak bu toplantıları yapmaya devam edeceğiz.

Seçim tarihi

Seçim takvimiyle ilgili değişiklik yok, seçimler zamanında yapılacak. Erken seçim ve benzeri spekülasyonların ne temeli ne manası var. Biz bazı çalışmaları yeni bir seçimden çıktıktan hemen sonra 4-5 yıl sonra seçimler için hemen başlatırız. Kendi içinde çalışma ritmi, birimleri yapacağı çalışmalar.

Aslında şimdiden başlanması son derece makul bir şey. Parti olarak geleneğimiz de böyle. Erken seçim söz konusu değil. Seçimler zamanında yapılacak. Şimdiden bu takvimin başlamış olması son derece normal.

Partide bu tip toplantılar yaptığımızda sizlerde de bir hareketlilik oluşuyor, seçime dönük bir şey var mı diye. Bu seçimlerde yürütülecek çalışmalar niteliğinde çalışmadır. Bundan sonrası da rutin olarak sürecek. MYK toplantılarımız, MKYK toplantılarımız var. Birimler çalışmalarını olgunlaştıkça, sunumlar hazır hale geldikçe bu yapılacak.

Suriye ile ilişkiler ve diyalog

Partilerin ayrı seçim beyannamesi oluyor. Benim bahsettiğim bu çalışmalar neticesinde Cumhur İttifakı’nın seçimlere dönük olarak ortak stratejisi olacak, her seçimin tabiatı gereği ortaya çıkmış oluyor. Sonuçta her toplantı nihayetinde Cumhur İttifakı’nın nasıl daha güçleneceği, seçimlere dönük başarılı olacağına dair her parti kendi içerisinde değerlendiriyor.

Hiçbir şekilde şimdiye kadar olduğu gibi herhangi bir devletle herhangi şekilde onun toprak bütünlüğüne, güvenliğine dönük negatif yaklaşımımız olup da sorun yaşamadık. Biz herkesin toprak bütünlüğünün, güvenliğinin korunması gerektiğini düşünüyoruz. Şimdiye kadar da Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunduğumuzu defalarca ifade ettik. Siyasi bir çözümü ifade ettik. Karşılıklı olarak şartların olgunlaşması, muhaliflerin karşı karşıya kaldığı zulüm mekanizmaların ortadan kalkması. Anayasa süreci güçlü bir şekilde işlesin dedik. Anayasa yapım sürecinin aksamasından duyduğumuz rahatsızlığı dile getirmiştik. O şartlar ortadan kalkmadan herhangi şekilde siyasi diyalog ve iletişim olması söz konusu değil. Burada AK Parti ile MHP arasında çelişki yok. Herhangi şekilde başkalarının yaptığı gibi vekalet savaşlarını kışkırtarak, Suriye’nin devlet olarak egemenliğini hedef alan tutum içerisine girmedik.

“Tarafların rıza göstereceği bir çözüm olmalıdır”

Baştan beri söylediğimiz Suriye’de çözüm siyasi olmalı, anayasal çalışmalar, mevcut çatışma ortamını ortadan kaldıracak uzlaşmanın ortaya çıkması. Bugün binlerce mensubu öldürülmüş muhaliflerin bir uzlaşma zemininin ortaya çıkmasıyla olur.

Etrafımızdaki devletler ne kadar güvenli olursa kendi güvenliğimize katkı sağlarız. Etrafımızdaki güçlü devlet yapılanması önemli. Bir rejim sistematik olarak halkını katlederken, uzlaşma tablosu ortaya çıkmadan zalim ile mazlum uzlaşsın diye bir işin içinde zaten değiliz. Herkesin kabul edeceği bir siyasi çözümün ortaya çıkmasıyla olur. Rejim ben bunları yapmaya devam edeceğim derse buna Türkiye Cumhuriyeti gibi köklü devletin göz yumması mümkün mü? Türkiye burada meşruiyetin tarafındadır. Tarafların rıza göstereceği bir çözüm olmalıdır. Şartlar ortadan kalktıktan sonra zaten siyasi diyalog olacaktır.”