Orhan Uğuroğlu: “Bana davet gelseydi kesinlikle katılmaz, AKP zihniyetine dolgu malzemesi olmazdım”

orhan-uguroglu

Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu, AK Parti’nin ‘medya’ açılımına ilişkin olarak, Bana davet gelmedi gelseydi şöyle derdim; 20 yıldır aklınıza yeni mi geldim? Davete kesinlikle katılmaz, AKP zihniyetine dolgu malzemesi olmazdım. değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Ekim’de partisinin “Türkiye Yüzyılı” başlıklı vizyon belgesini açıklayacak. Söz konusu toplantıya muhalif pek çok gazetecinin davet edilmesi dikkati çekti. Davetliler arasında Nevşin Mengüİsmail Saymaz, Özlem Gürses, Çağlar Cilara, İsmail Küçükkaya, Fatih Portakal, Taha Akyol’un da ismi yer alıyor.

Uğuroğlu yazısında, AK Parti’nin “Türkiye Yüzyılı lansmanına davet edilen İsmail Küçükkaya’nın İyi Parti Başkanı Meral Akşener‘e, “Biz siyasilere belirli mesafelerde gazetecileriz. Bizlere akreditasyon uygulanıyordu. Bana da bir telefon geldi. Hükümete yakın gazetecilerin dışında uzun zamandır ilk kez davet aldık. Biz ne yapalım sizce?” diye sormasını eleştirdi. Uğuroğlu, “Önce İsmail Küçükkaya kardeşime diyorum ki; Ne yapmanız gerektiğini Akşener’e sorman hiç yakışık olmadı.” düşüncesini dile getirdi.

Uğuroğlu şu ifadeleri kullandı:

Bana davet gelmedi gelseydi şöyle derdim; 20 yıldır aklınıza yeni mi geldim? Davete kesinlikle katılmaz, AKP zihniyetine dolgu malzemesi olmazdım. Katılacak meslektaşlarımın görüşlerine elbette saygı duyuyorum ama… Cumhurbaşkanına hakaretten anında gözaltına alınıp yıldırım hızlıyla tutuklanan gazeteciler varken, RTÜK özgür medyayı sustururken, Ö-özel ve kamu bankalarının reklamları yandaş medyaya yağdırılırken, Cumhurbaşkanının uçağına yandaş gazeteciler çağrılırken, yazılı basın üzerinde ağır baskı varken, Anayasal hak olan; ifade ve medya özgürlüğü sansür yasası ile gasp edilirken, Recep Tayyip Erdoğan özgür gazetecileri ağır cümlelerle eleştirirken… 2023’te yapılacak seçimleri kaybedeceğini anlayan AKP’nin bir grup özgür gazeteciyi davet etmesi sahteciliktir, aldatmacadır.

Çağırdığı gazeteciler üzerinden “Özgür medyaya saygılıyız” algısı yaratmaktır. Özgür gazetecilerin yıllardır “olmazsa olmaz” talebi şudur; Basın kartı, basın meslek örgütleri tarafından verilmelidir. Yarım asrı aşkın süredir basın kartı taşıyan bir gazeteci olarak; Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na “Akredite” olmak için 2 kez başvurdum, kabul edilmedim, Kamu Denetçiliği Kurumu’na şikayet ettim, sonuç alamadım. 24 Eylül 2022’de yaptığım ve yasal hakkım olan, “Hizmet Pasaportu” başvurum, bir ayı aşkın süredir İletişim Başkanlığı tarafından onaylanmadı. Anayasa Mahkemesi’ne seçilen Muhterem İnce’nin yemin töreninde, İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a bu gecikmeyi şikayet edip kartvizitimi vererek gecikmeyi anımsattım ama hâlâ sonuç alamadım. Elbette beni davet etmezler… Ne mutlu ki; 53 yıldır özgür gazeteciyim.”