Orman, doğa, dağ, taş, talan derken Pandora Papers’tan da Cengiz Holding çıktı

cengiz holding
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) tarafından yayınlanan, Türkiye’den de Deutsche Welle Türkçe’den Pelin Ünker ve Serdar Vardar’ın yayınladığı habere göre; Türkiye’de iktidardan aldığı tartışmalı ihaleler ve teşviklerle servetini katlayan Mehmet Cengiz, Pandora Papers’a göre edindiği bu serveti vergiden kaçınmak için Britanya Virjin Adaları’na aktarıyor.

Sıfır vergi avantajından yararlanmak için vergi cennetlerini tercih eden Cengiz Holding’e Türkiye’de iktidar tarafından yapılan çok sayıda vergi indirimi de söz konusu. Son 10 yılda Cengiz İnşaat için 30 defa vergi indirimi yapıldı.

Deutsche Welle Türkçe’de yayınlanan haber şöyle;

“Herkesin çaylıklarını, arazilerini biçti geçtiler. Köyün sonunda koca bir dağ vardı. O dağı komple aşağıya indirdiler. Şelaleler, çağlayanlar hepsi gitti, yok oldu. Sarı kuşlar artık gelmez oldu. Bunlar tamamen rant uğruna yapılmış şeyler.” Bu sözler Haçapit Köyü Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Bilgin Birben’e ait.

Cengiz Holding, son yıllarda Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleşen çevre katliamlarının baş aktörlerinden biri. Holding’in hayata geçirdiği inşaat, maden ve enerji projelerine karşı şimdiye dek çok sayıda eylem yapıldı.

En son Rize’nin İkizdere köyü, yöre halkının direnişine sahne oldu. İkizdereliler, Cengiz İnşaat’ın taş ocağı projesine karşı aylardır ayakta. Bölgede yapılmak istenen komşu Haçapit’teki taş ocağının bir benzeri.



Artvin-Rize Havalimanı dolgusu için açılan taş ocağı, eskiden yemyeşil ormanlar ve nehirlerle dolu olan alanı dev bir çukura dönüştürdü. Bölgede yeşilden eser kalmadı. Halen çalışmakta olan yüzlerce kamyonun çıkardığı toz bulutu nedeniyle yöre halkı ekonomik mağduriyete de uğruyor. Toz bulutları bölgenin en önemli geçim kaynağı olan çay bahçelerini tozla kaplayıp çay hasadını düşürüyor.

Haçapitli Şemsi Birben, eskiden ailesine ait bahçeden yılda bir buçuk ton çay toplarken, taş ocağının neden olduğu tozdan dolayı bu miktarın 300 kiloya düştüğünü söylüyor.

Haçapit taş ocağı projesi Cengiz Holding’in son dönemde kamudan aldığı ihalelerden sadece biri.

Holding, Türkiye kamuoyunda anahtar teslim ihaleler, silinen vergi borçları ve teşviklerle biliniyor. 17-25 Aralık tapelerinde vatandaşa ettiği küfürle hatırlanan patron Mehmet Cengiz, AKP döneminde kamudan aldığı ihalelerle servetini katladı. Forbes Türkiye’nin 2020 yılında yayınladığı “en zenginler” listesine göre Cengiz Holding’in hak sahiplerinin toplamda en az 2,2 milyar dolarlık serveti bulunuyor. Ancak Türkiye’de iktidarın sağladığı olanakları sonuna kadar kullanan Mehmet Cengiz, iş bu serveti değerlendirmeye geldiğinde soluğu vergi cennetlerinde alıyor.

Panama Papers yayınlandığı dönemde vergiden kaçınmak için kurduğu offshore şirketlerle gündeme gelen Mehmet Cengiz, Pandora Papers sızıntılarında da öne çıkan isimlerden biri oldu.

Pandora Papers açığa çıkardı

Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) tarafından DW Türkçe’nin de aralarında yer aldığı medya ortaklarıyla paylaşılan belgelere göre Mehmet Cengiz, Britanya Virjin Adaları (BVI) merkezli MEFA Cengiz Limited şirketinin de sahibi. Cengiz, vergiden kaçınmak ve bunu yaparken ismini gizli tutmak için şirketin kuruluşunda vekil hissedar ve direktörler kullanıyor.

6 Nisan 2011’de kurulan MEFA Cengiz Limited’in hissedarlarından bir diğeri ise aynı zamanda Cengiz Holding İcra Kurulu Üyesi olan Uğur Cengiz. 2015 yılına gelindiğinde Uğur Cengiz, MEFA Cengiz’in direktörlüğünü de üstleniyor. Aynı tarihte şirket hissedarlığı da vekil hissedarlardan alınıp bizzat Uğur ve Mehmet Cengiz’e geçiyor.

50 bin dolar sermayeyle kurulan şirketin kayıtlı olduğu servis sağlayıcı ise Trident Trust. Trident Trust gibi firmalar, müşterilerinin kimliğini ve varlıklarını gizlemek için iç içe geçmiş paravan şirketler ve vekil direktörler kullanıyorlar.

Adına Standard Chartered Bank’ta hesap açılan offshore şirketin yönetimi Standard Chartered Trust (Guernsey) Limited tarafından yapılıyor. Elde edilen belgelerde Cengiz Ailesi’nin yoğun programlarından dolayı MEFA Cengiz Limited ve varlıklarının yönetimi için profesyonel bir hizmet almak istediği belirtiliyor.

Mehmet Cengiz yine programının yoğun olduğu gerekçesiyle DW Türkçe’nin röportaj talebini reddetti. Sorularımızı yazılı olarak yanıtlayan Cengiz, MEFA Cengiz’in Uğur Cengiz ile kendisine ait bir şirket olduğunu kabul etti. Ancak vergi yükünü azaltmak için hangi yöntemlere başvurduğuna dair bilgi vermedi.

Offshore şirketin yetkililerinin İGA İstanbul Havalimanı çalışanlarından seçilmesi ise dikkat çekiyor.

DW Türkçe’nin incelediği belgelere göre 29 Haziran 2015’te havaalanı planlama müdürü olan Atınç Tuncalı MEFA Cengiz Ltd. şirketine sekreter olarak atanıyor. İGA İstanbul Havalimanı’ndaki Baş Planlama Görevlisi olan İsmail H. Polat ise Trident Trust ve MEFA Cengiz Ltd. arasındaki iletişimi yürütüyor.

Cengiz, DW Türkçe’ye verdiği yanıtta, bu iki havalimanı çalışanının, kendisine ait offshore şirketteki görevleri dolayısıyla fazladan bir maaş almadıklarını söyledi.

İhalede dünya üçüncüsü

Cengiz Holding’in Limak, Kolin, Kalyon ve Mapa ile birlikte kurduğu ortak girişim grubu, 3 Mayıs 2013 tarihinde yapılan İstanbul Havalimanı ihalesini 22 milyar 152 milyon euro bedelle almıştı. Cengiz Holding, havalimanını 2043’e kadar işletme hakkına sahip firmalardan biri.

Dünya Bankası’nın raporuna göre dünyada en fazla kamu ihalesi alan üç şirketten biri olan Holding’in 2002-2020 yılları arasında aldığı ihalelerin toplam bedeli 42,1 milyar doları buluyor.

Cengiz Holding’in son dönemde aldığı ihaleler arasında İstanbul Havalimanı’nın yanı sıra Ankara Hızlı Tren Garı, Kuzey Marmara Otoyolu Avrupa ve Asya Kesimi, Rize-Artvin Havalimanı, Ordu-Giresun Havalimanı, Gebze-Halkalı Banliyö Hattı, Eti Bakır AŞ Murgul HES, Eti Alüminyum, Yusufeli ve Ilısu Barajı da bulunuyor.

Boğaziçi, Akdeniz, Meram, Uludağ ve Çamlıbel elektrik dağıtım şirketlerinin de sahibi olan Holding’in 2011-2020 yılları arasında aldığı ve Kamu İhale Kurumu tarafından kamuoyuna açıklanan ihalelerin toplam bedeli 18 milyar lirayı geçiyor.

Londra’da gayrimenkul aldı

Pandora Papers’a göre Cengiz Ailesi, MEFA Cengiz Limited şirketi üzerinden, “düşük vergili” ev alıyor. Trident Trust’ın kayıtlarına göre 2011 yılında Londra’da Brompton Road’da alınan ev için 3 milyon 750 bin pound ödendi.

Mehmet Cengiz, verdiği yanıtta, bu rakamın içinde verginin de olduğunu vurgulasa da İngiltere’de ev almak offshore şirketler aracılığıyla oldukça avantajlı. Bu yolla yıllık ödenmesi gereken konut vergisi oranı düştüğü gibi veraset ve intikal gibi bazı vergilerden de muaf olunuyor. Cengiz ise satış sırasında devir işlemlerini kolaylaştırdığı için bu yolu tercih ettiğini iddia ediyor.

Cengiz Holding’in Niue ve Britanya Virjin Adaları’nda toplam altı tane offshore şirketi bulunuyor

Satın alınan evi gerektiği zaman aile üyelerinin kullandığını söyleyen Cengiz, şirketin halen aktif olduğu, Uğur Cengiz’in de direktörlüğe devam ettiği bilgisini verdi.

Belgeler de şirketin Londra’daki evin alımı dışında işlemlerinin olduğunu gösteriyor. Kayıtlara göre Mayıs 2011 ile Temmuz 2012 arasında şirkete yaklaşık 4,4 milyon dolar para giriyor. Mayıs 2012’de Mehmet Cengiz’in kızı Dilek Cengiz’e sınırlı imza yetkisi verilirken şirket, Haziran 2012’de Standard Chartered Bank’tan 8 milyon dolarlık kredi almaya karar veriyor. 2015’te şirket hesabı Garanti Bank International N.V’ye aktarılıyor. Hesabın aktarılmasıyla ilgili talebi ileten İsmail H. Polat, gönderdiği mailde, MEFA Cengiz Limited’in Mehmet Cengiz ve Uğur Cengiz’e ait birkaç gayrimenkulü yönetmek için kurulduğunu belirtiyor.

Mayıs 2019’da Mehmet Cengiz’in 30 yıllık eşi ve altı çocuğunun annesi Fatma Cengiz, “şiddetli geçimsizlik ve zina” nedeniyle boşanma davası açmış, İstanbul Anadolu Aile Mahkemesi’ne verdiği dilekçede, Cengiz’in ilişki yaşadığı bir kadının üzerine Londra’da bir daire geçirdiğini iddia etmişti.

Offshore’a müdavim

ICIJ tarafından 2016 yılında yayınlanan Panama Papers sızıntılarında da Mehmet Cengiz’in Panama merkezli hukuk şirketi Mossack Fonseca’nın (MossFon) müşterilerinden biri olduğu ortaya çıkmıştı. Niue ve Britanya Virjin Adaları’nda toplam altı tane offshore şirketi bulunan Cengiz’in, servetini aktardığı bu şirketler aracılığıyla alım-satım, piyasa araştırması, danışmanlık hizmeti ya da gümrük anlaşması yaptığı MossFon kayıtlarına yansımıştı.

Yine belgelerde Mehmet Cengiz’in kardeşi Ekrem Cengiz ile birlikte, Ankara merkezli Digital İnternet Hizmetleri adlı şirketin gizli sahibi iken bu şirket üzerinden Britanya Virjin Adaları’ndaki şirketi Digital European Company Ltd’ye para aktardığı görülüyordu.

Ekrem Cengiz

“Bildirme zorunluluğum yok”

Mossack Fonseca’nın belgelerinde ayrıca Akkuyu Nükleer Santrali’nin yüzde 49 hissesini Rusatom’dan satın almak isteyen Mehmet Cengiz’in 2016’da Britanya Virjin Adaları merkezli bir danışmanlık şirketiyle anlaşma imzaladığı ve şirkete bunun için 15 milyon dolar ödemeyi taahhüt ettiği yer alıyordu. Ancak hisse alımı gerçekleşmedi.

Cengiz, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Panama Papers sızıntılarında adının geçtiği şirketlerle şu anda ilgisinin olmadığını ifade etti.

MEFA Cengiz dışında kullandığı bir offshore şirketi daha olduğu bilgisini veren Cengiz, yurt dışındaki şirket ya da taşınmazlarını Türk makamlarına bildirmekle ilgili yasal bir zorunluluğu olmadığını vurguladı.

30 kez vergi borcu silindi

Sıfır vergi avantajından yararlanmak için vergi cennetlerini tercih eden Cengiz Holding’e Türkiye’de iktidar tarafından yapılan çok sayıda vergi indirimi de söz konusu.

Ekim 2020’de CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın dönemin Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’a verdiği soru önergesine gelen cevaba göre son 10 yılda Cengiz İnşaat için 30 defa vergi indirimi yapıldı. Bu, yılda üç kez indirime denk geliyor. Rakamsal olarak ne kadar indirim yapıldığına dair bilgi ise ticari sır denilerek kamuoyu ile paylaşılmıyor. Maliye Bakanlığı’nın açıklamasına göre 2010 yılında şirketin yaklaşık 425 milyon liralık vergi borcu tek kalemde silinmişti.

Holding’e iktidar tarafından sağlanan olanaklardan biri de teşvikler. Son verilen teşvik, Eylül ayında Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararına dayanıyor. Buna göre 2004’te özelleştirme kapsamında Cengiz Holding’in bünyesine katılan Eti Bakır AŞ’nin, Samsun’daki 1,6 milyar TL’lik katot bakır ve kimyasal gübre üretim tesisine proje bazlı devlet desteği verilmesi kararlaştırıldı. Şirket, Temmuz ayında da Eti Bakır’ın Adıyaman’daki tesisi için 72 milyon liralık teşvik almıştı. Holding’in Ağustos 2020’de Rize’de açılışı yapılan Ricosta Otel için aldığı teşvik ise 49 milyon 630 bin lira oldu.

Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) yönetmeliğinden muaf tutularak başlanan ve milyonlarca ağacın katledildiği Kuzey Marmara Otoyolu’nun hizmete açılan bölümlerinde “araç geçişlerinin garanti sınırının altında kalması” nedeniyle ise Cengiz Holding’in de aralarında olduğu işletmecilere 2020 yılında 1,4 milyar TL ödendi.

“Pastayı bölüşen insanlar var”
Haçapit’teki taş ocağı projesinin de ÇED raporu olmamasına rağmen yapıldığını vurgulayan Haçapit Köyü Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Bilgin Birben, “Mevcut yönetim kimden çok para kazanacaksa onu yanına aldı. Nedir? 5 tane ve 6 tane müteahhit var. Bunlardan biri de Cengiz” diyor.

Haçapitli Şemsi Birben ise Mehmet Cengiz’i bir sembol olarak görüyor:

“O bir ruhu temsil ediyor, sadece önde görünen birisi. Arka planda olan ve bu pastayı bölüşen insanlar var. O da payını alıyor bundan.”

Bu Yazıya Tepki Ver


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir