Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, Delta varyantının bulaşma hızı daha fazla olduğu için salgının kontrol altına alınabilmesi adına artık toplumun yüzde 90’ından fazlasının tam doz aşılı hale getirilmesi gerektiğini belirterek, “Vuhan’dan çıkan virüsle ilgili bu rakamı yüzde 70 olarak telaffuz ediyorduk ama şimdi bu yüzde 70’de yeterli olmayacak. Toplumda çok yüksek oranda aşılamayı gerçekleştirmek durumundayız.” dedi.
Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneğince (ASYOD) Belek’teki bir otelde gerçekleştirilen “Ulusal Akciğer Sağlığı Kongresi” kapsamında basın mensuplarıyla bir araya gelen dernek üyeleri, yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgını ile akciğer ve göğüs hastalıklarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, dünyada ve Türkiye’de salgının henüz yeterince kontrol altına alınamadığını, hala bulaşın ve ölümlerin devam ettiğini hatırlattı.
Bugün 25-30 bin bandındaki hasta sayısının, normal hayata dönüldüğü dikkate alındığında, beklenmedik bir durum olmadığını anlatan Özlü, bunun kontrol altına alınması gerektiğini, bunun yolunun da hızlı ve yaygın aşılama olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Özlü, bilimin 11 ay gibi kısa bir süre içerisinde üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, Covid-19’la ilgili çok sayıda etkili ve güvenli aşıyı kullanıma sunduğunu belirtti.
Bugün dünyada 6 milyar dozu aşkın Covid-19 aşısı uygulandığına işaret eden Özlü, “İlk başta bazı çekinceler, endişeler, korkular anlaşılabilirdi. Ama artık günümüzde çok sayıda aşının yapıldığını biliyoruz. Aşıların güvenli ve etkin olduğu konusunda, bilimsel çalışma ve raporlar dışında bizzat deneyimlerimiz, gözlemlerimiz var. Dolayısıyla artık bu konuda tereddüde mahal yok.” diye konuştu.
Prof. Dr. Özlü, Türkiye’nin dünyada aşılamayı iyi yapan ülkeler arasında yer aldığına değinerek, devletin aşı tedariki ve herkesin kolayca aşılanabilmesi hususunda olağanüstü çaba sarf ettiğini, herkesin istediğinde en kolay şekilde aşıya ulaşabildiğini anlattı.
“Yasaklar ve kısıtlamaların olmasını artık hiçbirimiz istemiyoruz”
Şu an aşıdan başka güçlü bir çözüm ve etkili bir ilaç olmadığı için bu fırsatın kullanılması gerektiğinin altını çizen Özlü, şöyle devam etti:
“Başka bir çözüm dediğimiz yasaklar ve kısıtlamaların olmasını artık hiçbirimiz istemiyoruz. Dolayısıyla aşılama konusunda mesafe almalıyız. Geldiğimiz yer güzel ama yeterli değil. Özellikle Delta varyantı… Bulaşma hızı daha fazla olduğu için artık toplumun yüzde 90’ından fazlasını tam doz aşılı hale getirmemiz gerekiyor ki pandemiyi kontrol altına alabilelim. Vuhan’dan çıkan virüsle ilgili bu rakamı yüzde 70 olarak telaffuz ediyorduk ama şimdi bu yüzde 70’de yeterli olmayacak. Toplumda çok yüksek oranda aşılamayı gerçekleştirmek durumundayız. Bunun için herkese bir an önce tüm aşılarını yaptırmalarını, hiç yaptırmamışsa ilk dozu, yaptırmışsa ikinci dozu yaptırmalarını tavsiye ediyorum. İnaktif aşıyı olanların da 3. dozu yaptırmalarında büyük yarar var.”
“Delta varyantı da özellikle gençlerde daha sık görünüyor”
Geçen yıl Türkiye’deki vakaların genellikle 65 yaş üzerinde, kronik hastalığı olan ve sağlık çalışanlarından oluştuğunu hatırlatan Özlü, şunları aktardı:
“Bugün bu tamamen değişmiş durumda. Şu anda mevcut vakalarımızın büyük çoğunluğu gençlerden, sağlıklı, önceden kronik hastalığı olmayan kişilerden oluşuyor. Sağlık çalışanları hiç yok denecek kadar az. Bu tabii aşının etkisi. Gerek yaşlı popülasyonda gerek kronik hastalığı olanlar ve sağlık çalışanlarında aşılanma oranları oldukça yüksek. Dolayısıyla artık onları yeterince koruyabiliyoruz. Şu anda Delta varyantı da özellikle gençlerde daha sık görünüyor. Gençlerdeki aşılama oranlarının düşük olması da gençler arasında vaka sayılarının artmasına neden oldu.”
Covid-19 servislerinde ve yoğun bakımlarda ağırlıklı olarak 25-35 yaş arası hastaların tedavi gördüğüne dikkati çeken Özlü, “Daha önceden hiçbir hastalığı olmayan kişiler bunlar. Çok ağır hastalarımız var. ECMO cihazına bağladığımız gebeler var. Çok acılar yaşıyoruz biz de onlarla beraber.” ifadesini kullandı.
Türkiye’de 2. doz aşısını olmayan, 2 doz inaktif aşı olup 3. doz aşısını yaptırmayan ya da hiç aşı yaptırmayan kişiler olduğunu dile getiren Özlü, “Dolayısıyla sesimin ulaştığı her vatandaşa bir an önce aşılarını yaptırmalarını öneriyorum. Bu her şeyden, yasaklardan, kısıtlamalardan daha kolay. Salgın devam ettiği sürece mutlaka kendimizi korumaya devam edelim.” uyarısında bulundu.
“Aşılar etkili ve güvenilirdir”
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Akın Kaya da salgında vaka oranlarının oldukça yükseldiğini, bunların uzun takiplerinin de yavaş yavaş ortaya çıktığını aktardı.
Özellikle büyük hastanelerde Covid-19 izlem poliklinikleri açıldığından bahseden Kaya, kendilerinin de bu polikliniklerde Covid-19’un akciğerler üzerindeki etkilerini gözlemlediklerini, hastalarda bulgu varsa bunu nasıl tedavi edeceklerine dair çalışmalar yürüttüklerini anlattı.
Prof. Dr. Kaya, Covid-19 izlem polikliniklerindeki gözlemlerine ilişkin şunları kaydetti:
“Özellikle ileri yaşlı, yoğun bakım ünitesinde yatmış ve yüksek oranda oksijen ihtiyacı almış, sigara içen, kronik alkol öyküsü olan hastalarda akciğerde ağır sekeller kalabiliyor. Bu tür izlediğimiz hastaların çok şükür ki büyük çoğunluğunun bulgularında gerilemeler izliyoruz. Kalan sekellerin yaşam kalitesine, fonksiyonlarına nasıl etki edeceğini anlamaya çalışıyoruz. Çok az bir grupta da burada gelişen ağır sekellerin ilerlememesi için hangi ilaçları vereceğimizi tartışıyoruz. Efor kapasitesi sınırlanmış, nefes darlığı çeken hastalarda da akciğer pulmoner rehabilitasyon çalışmaları ön plana çıkıyor. Uzun takiplerde özellikle aile hekimleri ya da bu hastaları izleyen kliniklerde açıklanamayan nefes darlığı, açıklanamayan bir kalp hastalığı ortaya çıkarsa bunun Covid nedeniyle olabileceğinin akla getirilmesi ve ona göre hastanın izlenmesi gerekiyor. Hastalarımızın sigara içmemesi, alkol kullanmaması, fiziksel aktivitede bulunması, açık havada daha çok vakit geçirmeleri, daha çok sosyalleşmelerinin iyi olacağına inanıyoruz.”
Prof. Dr. Kaya, yaşanan aşı tereddüdünü yenmek istediklerinin altını çizerek, “Mevcut teknolojiler ve gelişen noktalarda bu kadar hızlı aşıların üretilmesi etkinlik ve güvenlik çalışmalarına bir şey değil, aslında geldiğimiz teknoloji ve ilginin, kaynakların bu alana aktarılmasıyla da ilgili. 1,5 yıldır neredeyse tüm kaynaklar buraya aktarılıyor. Tüm laboratuvarlar Covid’le ilgili çalışmalar yapıyor. Bu çalışmalar açık erişime veriliyor.” dedi.
“Aşılar etkili ve güvenilirdir.” diyen Kaya, tüm vatandaşların aşı konusunu önemsemesini istediklerini sözlerine ekledi.
Toplantıda, ASYOD Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Çetinkaya, UASK 2021 Bilimsel Komite Başkanı Prof. Dr. M. Emin Akkoyunlu, Kongre Başkanı Prof. Dr. Aydın Çiledağ, Kongre Basın İlişkileri Sorumlusu Dr. Öğr. Üyesi Özge Aydın Güçlü de yer aldı.
“Ulusal Akciğer Sağlığı Kongresi”, 10 Ekim’de sona erecek.