Psikiyatr Gülseren Budayıcıoğlu, 21 yaşındaki Berfin Özek’in 2 yıl önce yüzünü asitle yakan eski erkek arkadaşı Casim Ozan Çeltik ile evlenmesini değerlendirdi.
Budayıcıoğlu, “Berfin’i anlamaya çalışmalıyız. Berfin yaşadıklarından dolayı çok öfkeliydi, intikam hisleriyle doluydu, verdiği demeçlerde bu hislerini gösterdi. Şimdi de bize çaresizliğini gösteriyor. Berfin bu adamla evlenmese onu nasıl bir hayat bekliyordu? O kendini yalnız, itibarsız bir hayatın içerisinde hissediyordu. Ben Berfin doğru yaptı demiyorum ama onun çaresizliğini anlayalım diyorum” ifadelerini kullandı.
Hürriyet’ten Ece Çelik’in haberine göre; Budayıcıoğlu, Berfin Özek’in evlilik kararı almasındaki süreci, “Berfin olayı ilk yaşadığında çok öfkeli. Ancak 2 yıl içerisinde bu öfke dozunun yavaş yavaş indiğini ve hayatın acı gerçekleriyle yüzleştiğini görüyoruz. Sanırım ona bu şiddeti gösteren Ozan’ın ailesi devreye girdi. Kıza sevgi ve şefkat gösterdiler, güven verdiler. Neden, çünkü onlar da Ozan’ı cezaevinden kurtarma peşinde. Tamamen çaresizlik sebebiyle Berfin bu çocuğa teslim oldu ve evlilik kararı aldı diye düşünüyorum. Bir çaresizlik hissi sonucu bu çocukla evleneyim, hiç olmazsa benim de bir evim çocuğum, beni koruyup kollayan birileri olsun diye düşünmüş olabilir. Fakat bunun çok önemli psikolojik altyapıları var” sözleriyle değerlendirdi.
“Bu denli büyük şiddet aniden gelmez”
Budayıcıoğlu, “Berfin’i bu evlilikte neler bekliyor?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Bu denli büyük şiddet aniden gelmez. Bu tip erkekler ilk günden itibaren kız arkadaşlarına bu eğilimlerini belli ederler. Şüphecidir, nerede kaldın bu saate kadar der, başkasına mı bakıyorsun der. İlişkinin en başında ufak ufak şiddet meyili olan tepkiler göstermeye başlar. Zaten öfkelerini kontrol edemeyen, alıngan, şüpheci ve son derece güvensiz erkeklerdir bunlar. Bu tip kişiler hem etrafa korku salarlar hem de dünyadan çok korkarlar. Çok ciddi aşağılık duyguları vardır. Birlikte olduğu kadınlar onlar için çok önemlidir. Çünkü hiç olmazsa geçmişte göremedikleri saygıyı ve değerli olabilmeyi bu kadınlarla telafi etmek isterler. Ve artık o kadın onların tek kurtarıcısı, tek hedefi haline gelir. Eğer o kadın da onları istemezse bunu hayatın sonu gibi görürler.”
