Rakel Dink: “İstiyorlar ki silahlar konuşsun, insanlar konuşmasın”

rakel dink
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink‘in öldürülmesinin üzerinden 15 yıl geçti. Dink için Sebat Apartmanı önünde anma töreni düzenlendi. Törende konuşan Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, “İstiyorlar ki silahlar konuşsun, insanlar konuşmasın, yine kendi dillerini dayatıyorlar ama umudu söndüren olmayalım” dedi.

“Şu geçmişin kilidini açalım da özgür kalsın acı dolu ruhlar”

Rakel Dink, “15 yıl oldu. Sesin hâlâ kulağımızda.  Şu geçmişin kilidini açalım da özgür kalsın acı dolu ruhlar. Evimizi inşa edeceğimiz, sağlam kayadır gençlik. Hakikat sağlam kayadır. Gelecek korkuları ve hayalleriyle büyüklerinin acı dolu mirası arasında sıkışıyor çocuklar. Ya kendilerine ya başkalarına zarar veriyorlar. Oysa bir araya gelip su gibi aksalar karşılarında hiçbir şey duramaz. Bu dünya ne zorbalar ne zulümler gördü, gün geldi hepsi yıkıldı. Devirler değişti, ne sultanlar ne padişahlar, ne krallar yıkıldı, yine yıkılacaklar. Köyde köprünün başında silahlıyla durup gelenden geçenden haraç alana eşkıya derlerdi, sonra silahları kâğıt parçalarının ardında sakladılar, adlarına devlet dediler. Kâğıtlarda kendi koydukları kanunlar yazılıydı. Biz inandık, siz inanmayın çocuklar. Herkesin olana benim diyenlere inanmayın. Bu topraklarda yükselen her itiraza ‘dış güçler’ dediler. Doğru sizin içiniz onların dışıdır. Sizin içiniz yandığında onlar hep dışarıda duman var dediler, pencerelerini kapattılar.” diye konuştu.

“Şimdi kendi yazdıkları kâğıt parçalarıyla sözüm ona yargılıyorlar, mümkün mü?”

Rakel Dink şu ifadeleri kullandı:

Gezi direnişinde gençler önce yaşadıkları şehri korumaya çalıştılar, sonra zulme uğrayan dostlarını korumak için çoğaldılar, ona da dış mihrak, terör dediler, şu dediler, bu dediler. Çocuklarımızın gözleri çıkarıldı, çocuklar öldürüldü. 

“Ey yöneticiler gerçekten adil mi karar verirsiniz?”

Bu kadar çok gencin bu kadar az kırıp döktüğüne de az rastlanılırdı üstelik. Şimdi kendi yazdıkları kâğıt parçalarıyla sözüm ona yargılayorlar, mümkün mü? Ey yöneticiler gerçekten adil mi karar verirsiniz?  Doğru mu yargılarsınız insanları, hayır. Hep haksızlık tasarılarınız içinizde. Zorbalık saçar elleriniz yeryüzünde. Sana terörü her sorduklarında lanetledin.

Dünyada çok terör estirildi, estirilmeye devam ediliyor. Gücü ele geçiren zulme çıkıyor, hangisi birbirini suçlayabilir, olan halklara oluyor. Her 19 Ocak’ta başka zulümleri de anmaya, hatırlatmaya çalıştık. Resimler yan yana konulduğunda o acı albüme birlikte bakıldığında belki asıl katil ayan beyan ortaya çıkar diye. Kıbrıs’ta bir başka gazetecinin Kutlu Adalı’nın nasıl peşine düşmüşler gördün mü? Bu topraklarda estirilen terörün asıl kaynağını söylerken yanlış mı söylüyormuşuz? Kutsal Kitap der ki karanlığın meyvesiz işlerine ortak olmayın, tersine onları açığa çıkarın.



“Saçma sapan gerekçelerle, yalanlarla artık gerekçe bile uydurmuyorlar”

Dostlarımızı yıllarca hapislerde bekletiyorlar, birini salıp birini alıyorlar. Saçma sapan gerekçelerle, yalanlarla artık gerekçe bile uydurmuyorlar. Öyle işte deyip alıyorlar. Ülkenin her derdine koşan genç avukatları aldılar, gazetecileri aldılar; Osman’ı da Bircan’ı da aldıkları gibi. Kürdüm diyen her siyasetçiyi aldılar.

İstiyorlar ki silahlar konuşsun, insanlar konuşmasın. Yine kendi dillerini dayatıyorlar ama umudu söndüren olmayalım. Seni toprağa verirken buradan yükselen isyan ve itiraz sesi susmadı, susmayacak. Bir gün yine birleşip sel olup akacaklar. Kiminin gönlü kırık, bize olurken neredeydiniz diye soruyorlar. Biz öyle olmak istemedik, gücümüz yettiğince seslerine ses katmaya gayret edeceğiz. Sesin kulağımızda, sözümüz söz.”

Bu Yazıya Tepki Ver


E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir